YENİLMEZ” HERMAN GRAF (24 Ocak, 1912 – 11 Nisan, 1988)
Werner Molders, Kırım cephesinde bulunurken, henüz birkaç zaferden
müteşekkil bir skoru bulunan üsteğmen rütbesindeki bir pilotu tespit
edip mim koymuştu.
Molders ellerini sıkarken Üsteğmene; “yolundan hiçbir şey seni
alıkoymasın” demiş ve “En son sortilerini dikkatle takip ediyorum. Avcı
savaşlarında senin için çok büyük bir istikbal görüyorum” diye
eklemişti.
Bu üsteğmenin ismi, Herman Graf idi. Kendisi memleketinin dışında diğer
Alman asları Örneğin, Pierre Closterman’ın kitabında kendisine birkaç
sayfa tahsis etmiş olduğu, 150 uçaktan fazla bir skora sahip, 22 yaşında
yarbay rütbesinde bulunan Novotny kadar meşhur değildi. Novotny 15 mart
1945’de düşürülmüştü.
Harpten sonra, Herman Graf ile mülakat yapan bir gazeteci, Novotny ve
diğer Alman avcı asları Molders, Gollop, Hartmann ve Rall’ın isimlerini
saymış ve “Sizin görüşünüze göre, en iyisi kimdi” sorusunu yöneltmiştir.
Graf Cevaben ;
“Geçen savaş esnasında bazı çok iyi avcı pilotlarına sahiptik” demiş ve “En
iyinin, kimsenin hakkında hiçbir şey bilmediği, bizlerin hepimizin o
kadar çok ihtiyacı olan şans ve talih tarafından ilk savaşında terk
edilmiş ve meslek hayatının daha başında iken hayatını kaybetmiş bir
kimse olması çok muhtemeldir” diye ilave etmiştir.
Herman Graf bizzat 205 ucak düşürmüştü. Bu hemen hemen inanılması güç
skor, kendini bütün dünyanın avcı pilotları arasında rekortmen
yapmıştır.
Soğuk harp sırasında 1940 yılının başlarında, Herman Graf Orta Almanyada’da bulunan bir öğretmendi……
…….Kendisi için gerçek savaş 3 Ağustos 1941 tarihinde Rus cephesinin
Kiev kesiminde başlamıştı. Von Book, 25 Sovyet tümenini çevirip imha
etmek üzere tasarlanıp tertiplenen ve “yıldırım harekatı” olarak
isimlendirilen müthiş bir taarruz hazırlamakta idi. Alman uçakları,
düşman ileri hatlarını ve geride ki mevzilerini alçak uçuşlarla
bombalamış ve makinalı tüfek ateşi ile taramıştı. 3 Ağustos 1941
tarihinde Hermann Graf, ilk hasmı olan bir rus avcısı ile karşılamış ve
onu yere indirmişti………..
…….Graf harpten sonra Mölders ile karşılaşmasından bahsederken; “Bu an,
bir pilot olarak meslek hayatımdaki en güzel anımdı” demiş ve “Hepsinin
en büyüğü, bana hitap etmiş ve bana kendime güveni telkin edip
kazandırmıştı” diye ilave etmişti. Kerch savaşı arifesinde 69 kesin
zaferli bir skora sahip bulunan Herman Graf’a bakılarak bunun son derece
etkili bir telkin olduğuna hükmedilebilirdi………..
……… Herman Graf , simdi birliği ile birlikte uçuyordu. Düşman hava
alanının üzerine varmışlardı. Yerde üç rus uçağı havalanmak üzere idi.
Graf telsizi ile emirlerini verdi “Onlarla ben meşgul olacağım. Sizler
meydan üzerinde dolaşıp, yerden kalkacak olanlara taarruz ediniz” dedi.
Üç rus uçağının ilerisine geçip bir lup atarak dalışa geçti! “bu tarzda
dalış saatte 400 milden fazla bir süretle beni yerden birkaç fit
yüksekliğe indirmişti. Dalış süratimin fazlalığı, sürekli olarak ateş
etmekte olan Rus uçaklarından korunmamı sağlamıştı” Graf ilk Rus uçağına
yaklaşıp çok yakın mesafeden ateş açtı ve uzaklaştı. Derhal ateş alan
Sovyet uçağı, çok yakınındaki arkadaşının üzerine düştü ve her ikisi de
birlikte yere çakıldılar. “Yetmişinci ve yetmibirinci zaferlerimi aynı
anda kazanmıştım.” “Çok şanslı idim.”
O anda başka bir hava alanından kalkan Rus filosu göründü “bizleri tam
olarak gafil avlamışlardı alt alta üst üste bir hava muharebesi başladı.
Klasik bir taarruza geçmekte büyük güçlüğe mazur kalmıştım. Fakat çok
geçmeden durumu düzeltmiştik. Yetmişikinci zaferimi elde etmeye
çalışırken pilotlarımdan ikisi, düşman uçaklarından birnin işini
görmüşlerdi. Hava alanımıza geri döndük.”
Graf öğleyin birliği ile tekrar havalandı ve düşmanla bir kere daha
temasa geçti. Dört uçak daha düşürdü. “Büyük taarruz benim yedi zaferli
rekor günümle başlamıştı.”…..
…..Bir gün Sivastopol civarındaki bir rus hava alanına taarruz emrini
almıştı . Emri dikkatle okuduktan sonra ilk tepkisi, Alay karargahına
itirazlarını ve harekatın aleyhinde bulunduğunu bildirmek oldu. Bu
harekat çok tehlikeli idi Beklenilen sonuçlar, göze alınıp göğüs
gerilecek tehlikenin karşılığına değmeyecek nitelikteydi. Hermann Graf
gibi bir pilotun itirazlarının ciddi bir şekilde tetkik edilmiş olması
çok muhteşemdir. Bununla beraber, cevaben “aldığınız emri yerine
getiriniz” emri verilmiştir.
Bu Harekatın hikayesi aşağıdadır :
“Çadırlarımızdan çıktığımızda, hava hala karanlıktı. Kader, bir kere
daha benim ve Grubumun aleyhine dönmüştü. Hiç birimizin geri dönmeyeğini
düşünerek el sıkıştık Rus uçaksavarlarının değer ve meziyetlerinin
farkında olup, dünyanın en iyi uçaksavarcıları addediyorduk. Hiç bir
şeyin komplike olmadığı fakat dikkate değer bir nişancılığın bulunduğu,
Rus Topçuluğunun büyük adını devam ettiriyorlardı. Bu husus, Rus
savaşının bizler için sakladığı nahoş süprizlerden biri idi.”
“Karadeniz geçerken güneş doğmuştu. Türk sahillerini seçebiliyorduk. Az
sonra 12.000 feet yükseldikten sonra Rus hatları ve sonrada kıyı
üzerinden geçtik. Şimdi sahilden epey uzaklaşmış bulunuyorduk Planımız
özellikle zaiyatımızı azaltmak için iyi düşünülmüştü. Dün gece de yüksek
irtifadan, bu gün takip edeceğimiz rota üzerinde bir keşif uçuşu
yapmıştım”
“Tekrar sahile yanaşıp, rotamızı kıyı yönünde olmak üzere, kuzeye doğru
kırdık. Birkaç dakika yanaşık düzende, güneş arkamızda olmak üzere
sabahın ilk sisleri arasında gizlenerek, denizin üzerinden uçtuk”
“Güneşe baktım. Tekrar görmek kısmet olacak mı acaba? Annemi hatırladım Ölümümden sonra pek fazla yaşamayacağından emindim”
“Saatte 300 milin üzerinde bir hızla uçuyorduk. Otomatik silahlar ateşe
hazırdı. Sağ elimin şahadet parmağı tetik üzerinde, baş parmağım
levyenin tepesindeki düğme üzerinde topu ateşlemeye hazırdı.”
“Dünkü uçuşumda tespit ettiğim kaya silüetini görüp tanıdım. Kayalık
yarları aşmak için biraz yükseldik fakat sonra derhal alçalıp düşman
arazisi üzerinde yer seviyesine indik. Asabım kopacak derecede
gerilmişti. Telsizimden sakin ve titrek çıkmamasına zorlandığım bir ses
le<<İYİŞANSLAR>>diye bağırdım”
“Tam ilerimde, ufuk hattı üzerinde hangarları seçebiliyordum. Birdenbire
bütün telaş ve sinirliliğim kaybolmuştu. Taarruzdan başka hiçbir
düşünce zihnimi işgal etmiyordu.”
“Hedef üzerine tam planlanmış zamanda varmıştık. Uçaksavarlar ateşe
başlarken, Rus askerlerinin sağa sola koşuştuklarını gördüm. Yer
seviyesinde alçaktan, izli mermiler arasında uçuyorduk”
“Aniden birkaç hafta önce karşılaştığım bir durum zihnime takılıp
gözümün önünde canlandı. Bu Dnepropetrovsk’daki bir hava alanına yapılan
pike taarruzu esnasında vuku bulmuştu. Tam önümde uçmakta olan iki
arkadaşımın uçakları havada infilak etmişti. Dehşet içinde kalarak, iki
uçağın alevler içindeki enkazları arasından uçup geçmiştim. Benim
sonumda böylemi olacaktı? Yerde beş Rus uçağı gördük, bütün
silahlarımızla üzerlerine ateş açtık. Hava alanının kenarında
mevzilenmiş olan bir uçaksavar bataryası bizleri tespit etmişti. Birkaç
saniye içerisinde onu susturduk. Soluğum kesilmişti. Ancak düşünecek
zaman değildi. Bu vahşi ve merhametsiz harbin, en vahşi şeklini
yapıyorduk.”
“Soluğumu tazeledim. Bana hiçbir şey olmamıştı. Şimdi, hava alanı ile
düşman hatları arasındaki boş arazi üzerinde idik. Bir merminin
radyatörü delip delmediğini anlamak için, hararet göstergesine baktım.
Şu anda arkadaşlarımın da aynı şeyi yapmakta olduklarından emindim. Her
şey mükemmeldi. Peşimde arkadaşlarım, dikine yükseldim. 12.000 fite
çıkmıştık artık emniyette idik inanılmaz görünse de hiç birimizin burnu
bile kanamamıştı.”
“Kendi hatlarımızın 15.000 fit üzerinden geçtik plana göre taarruzumuzun
sonuçlarını gözetlemiş bulunan keşif uçaklarına rastladık”
“Birkaç saat sonra bu uçak tarafından alınmış olan fotoğrafları tetkik
ettik. Birkaç düşman uçağı alevler içinde kalmıştı, taarruz boşa
gitmemişti. Fakat bizlerde ses çıkaracak hal kalmamıştı ve asaplarımız
bu harekatta fena şekilde sarsılmıştı.”…..
…….Herman Graf’ın akıl ve havsaya sığmaz meslek hayatı, Berlin’deki
Alman Yüksek Komutanlığı tarafından dikkatle takip edilmekte idi. 150
nci, 160 ncı, 180 nci, zaferlerinde olmak üzere, birkaç defa Goring
“kendisini durdurma zamanı değil mi?” diye Hitlere sormuş tu. Hitler
cevap vermemişti. Graf’ın 200’ncü zaferinde Goring bizzat bu işi üzerine
alarak kendisine “uçuştan men edildiniz” emrini telfrafla göndermişti.
Graf , emri tebellüğ etmeden önce iki uçak daha dürerek skorunu 202’ye
çıkarmış bulunuyordu……
29 Mart 1945 tarihinde; Graf bir Amerikan Filosuna taarruz etmek üzere,
filosundan üç uçakla birlikte, fırtınalı bir havada havalanmıştı. Bu
sıralarda BF110 Messerschmittlerin havalanmaları ile beraber, şaşmaz
radarlar vasıtasıyla tepsi edilip, müttefik uçaklarının taarruzuna
uğramaları bir oluyordu.
Nitekim bir sürü Amerikan avcı uçağı tarafından çepe çevre sarılan
Herman Graf’ın üç arkadaşı düşürülmüşlerdi. Kendisi bizzat birini
indirdikten sonra, bir ikincisini daha düşürmüş, skoru 204’e çıkmıştı.
Şimdi, dört bir yanı düşman sürüsü tarafından sarılmış olarak gökte
yapayalnız kalmıştı. Motorlarından biri siyah duman koyvermeye
başlamıştı bile. Wisconsin yada Oklahomalı hangi genç pilot, Alman Hava
Kuvvetlerine mensup avcı pliotları arasında dünya şampiyonluğunu elinde
bulunduran asların ası pilotun işini görecek, defterini dürecekti?
Pilot mahallinde tek başına kalan Hermann Graf, kendi ifadesi ile
“düşünmek” için bir saniye gözlerini yummuş ve derhal kararını vermişti
“Eğer ölmem kaderimde yazılıysa, bu bir fatihe yaraşır şekilde olmalı”
Son bir manevra ile, irtifa kaybetmekte olan uçağını sağa yatırdı ve tam
gazla en yakınında uçmakta olan Amerika uçağına saldırdı. Müthiş bir
çatırtı kopmuştu. İki uçak aynı anda havada parçalanmış kanatları kopup
yavaşça döne döne yere doğru düşmeye başlamıştı.
Yere doğru kurşun gibi düşmekte olan siyah gamalı haçlı uçağın
gövdesinden bohça gibi bir cisim ayrıldı. Hermann Graf uçaktan atlamaya
muafak olmuştu. Durumu herhalde iyi değildi zira yere yaklaştıkça hızı
artmıştı. Amerikan filosu, yoluna devam edip uzaklaşmıştı.
Paraşüt, müthiç bir patlama sesi ile normal olarak Alman havacınsın
ölümüne sebep olabilecek kadar yere yakın bir yükseklikte açılmıştı.
Şansı varmış ki, yere çarpmayıp kuvvetli bir rüzgarın etkisi ile kabarıp
dalgalanan küçük bir göle düşmüştü. Hermann Graf rüzgarla şişip
yelkenleşen paraşütünün yardımı ile, kendinsin kıyıya doğru sürüklenir
bulmuştu. Güç bela kıyıya ulaştı. Sonra saz ve kamışlara sarılıp
bayıldı.
Ayıldığı zaman, kendisine doğru koşmakta olan iki kişi gördü. Gelenlerin
sivil yada asker olup olmadıklarını bilmiyrodu. Esasen herhangi bir
hususu kati’yetle kestiremeyecek şekilde yarı sersemlemiş durumda idi.
İki düşman diye düşündü ve “En son savaşım olacak” diye düşündüğü bu
çarpışma için eli otomatik bir şekilde belindeki tabancasına gitti.
Sonra birdenbire “Hay Allah kahretsin Tabancamı, Alarm verildiği zaman,
subay gazinosunda bırakmıştım” diye harıladı. Bu unutkanlık iyi olmuştu,
zira gelenler düşman olmayıp, Tuğgenerali alıp en yakın hastaneye
götürecek olan iki Alman köylüsü idi..…
….8 mayıs 1945 te savaşın sono er ermesinden sonra Hermann Graf Filosunun pilotlarına hitaben yaptığı konuşmada ;
“Geri dönmeyi başardım. Teslim emri bu gece saat 23,01’e kadar yürürlüğe
girmeyecek Uçaklarımızla birlikte teslim olmamayı kararlaştırdım.
Hiçbir düşman eli, bunca senedir bizlerden bir parça olan uçaklarımızın
levyesine dokunamayacak. Filomuza ait bulunana bütün uçakların tahrip
edilmesini emrediyorum” Bu onun son emridir.
Savaş sonunda rus dikenli telleri arasında dört buçuk sene geçirdikten
sonra serbest bırakıldı. Bu gün iki odasını muhtelif hatıralarla
gösterişsiz bir havacılık müzesi haline sokmuş olduğu evinde annesi ile
birlikte yaşamaktadır. Ara sıra eski arkadaşları kendisini ziyaret
etmektedirler. Bu adamlar, hayatlarının en hareketli ve şiddetli geçmiş
olan yılları hariç, başka neden bahsedecekler ve neyi konuşacaklardı?
Kendisini ziyarete gelenler gittikten sonra, hatıraları ve uçuculuktan
ayrılmış olanlarca malum olan, bir gün yine uçmak hülyası ile baş başa
kalmaktadır.
Uçmak İçin Doğanlar 1984 Baskı.
Hermann Graf 1988 yılında ölmüştür. Kayıtlara geçen 205 kayıt dışılarla birlikte 212 hava zaferi vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder