Benden bir Hans Joachim Marseille olmaz abi :)
hakkında birşeyler yazmanın, şimdiye kadar yazdığım diğer tüm
akranlarından çok daha zor olduğu biridir diğer taraftan. nasıl
bitireceğimi bilmesem de başlayalım yazmaya.
huguenot
kökenli bir ailenin çocuğu olarak 13 aralık 1919'da berlin'de
doğmuştur. babası birinci dünya savaşında jasta 2'de savaşmış bir
pilottur. babasıyla olan ilişkisi sıfıra yakın da olsa 20 yıla kalmadan
genç hans-joachim, babasının katıldığına oranla çok daha kanlı bir savaşta baba mesleği icra edecektir.
savaş başladığı sırada werneuchen pilot okulundan yeni mezun marseille,
batı cephesinde rezerv pilotluğu yapar. tüm fransa seferi boyunca savaş
deneyimi yoktur. ingiltere göklerinde savaş başladığı zaman ise johannes steinhoff ve gerhard barkhorn'la yanyana jagdgeschwader 52*
de avcılığa başlamıştır. bu sırada da henüz 21 yaşında gencecik bir
teğmendir. burada yere 7 ingiliz uçağı indirmiş, 4 kez de uçağını
kaybetmiştir. akrobasiye olan eğilimi, protokollere ve teamüllere sıkıca
bağlanmış olan luftwaffe
içinde çok hoş karşılanmamaktadır. birkaç kez uyarı alır. marseille
şahsi fikrimce britanya savaşında kendini henüz geliştirmeye bile
başlamamıştır. uçağını tanımaya çalışmaktadır.
özel hayatında ise biraz hızlıdır. yapma denilen her şeye eğilimi vardır. alkolden, kadınlardan ve jazz müzikten hoşlanır***. fransa'da ufak ufak playboy'luk alıştırmaları yaparken hareketleri çok göze batar. bir insubordination*
alır. yani bir nevi en üst seviyeden "kendine çeki düzen ver"
bildirisi. uyarıyla da kalmaz, kadından, alkolden ve jazz'dan uzak
duracağı en emin yere de onu postalarlar. jagdgeschwader 27 iki hafta içinde afrikakorps'a
yardımcı olmak için tunus / al agheila'ya yola çıkacaktır. marseille
jg27/3 uçuş koluna atanır. allahın çölünde marseille'in playboyluk
yapacak yeterli imkanı bulunmayacaktır.*
--- spoiler ---
bu kısım alexander goygoyevic'e ait:
"birliği ile kuzey afrika'ya ilk gidişinde yarı yolda zorunlu iniş
yapmak zorunda kalmış, arkadaşlarına ulaşabilmek için de bir generalden
(biraz da arsızca) yardım istemiş, adam da bu gençteki pırıltıyı görmüş
olacak kendisine makam arabasını vermiştir. kendisinden de en az 50 uçak
düşüreceği konusunda söz almıştır. bizimki de generalin arabası ve
şoförü ile 800 km'lik yolu neredeyse durmadan almış, bir yerde
konaklayıp yola devam etmiş olan filosundan iki saat sonra birliğine
yetişip herkesi şaşırtmıştır.
sicil raporlarında sürekli yazılı olan "uçuş disiplini konusunda
cidiyetsiz" ibaresi yüzünden afrika'ya geldiğinde henüz asteğmen bile
değildi"
--- spoiler ---
kuzey afrika'daki ilk zamanlar uçağı tanımak ve alışmakla geçer.
luftwaffe'nin ana avcısı hala bf109e'lerdir. burada 2 zafer daha kazanır
ve yine düşürülür. jg 27 komutanı eduard neumann
uçakların düşürülüş stilini incelediği zaman marseille'de potansiyel
görür. ona reçete gibi bir kendini geliştirme programı yazar. bunu
uygulamaya fırsat bulamadan jg 27 almanya'ya geri döner. tüm filo bf109f
serisine geçmiştir. bu önemsiz sayılacak olay, tevratta belirtilen
"mısır ın başına gelen 10 bela" dan biri midir bunu ileride hep birlikte
göreceğiz.
messerschmitt / bayerische flugzeugwerke 109 "friedrich"* marseille'in yıldız olacağı uçaktır. motor şaftının içinden geçen nişan alması çok kolay mg151 topuyla donatılmış, 109 airframe'ine en uygun hızda ve ağırlıkta üretilmiştir. çölde deneme uçuşlarında marseille kendini tanır. uçağını da tanır. arkadaşı hans-arnold
stahlschmidt le olan konuşmalarında f ile bütünleştiğini söyleyecek
kadar tanır uçağını. uçak ve insanın limitleri birbirine çok
benzemektedir. ufacık tefecik bir genç olan marseille'in de o insanlık
dışı manevraları nasıl yapabildiğini ancak bu tanıma ekseninde
değerlendiriyoruz. diğer türlü marseille'in neptünden falan gelmiş
olması daha mantıklı gelecekti.
marseille kendini ve uçağı tanıdıktan sonra meşhur kendini geliştirme
aşamasına geçer. alkolü bırakır, süte geçer. zorunlu güneş gözlüğü
uygulamasını sık sık delerek çölde gözlüksüz dolaşır. elinden geldiği
kadar da çok güneşe çıplak gözle bakarak, koca bir güneş tarlası olan sirenaik*
çöllerinde düşmandan erken davranma olasılığını zorlar. temiz geçen her
uçuşundan sonra kalan mermisini dağa taşa sıkarak nişancılığını
geliştirir. arkadaşlarını dairesel dönüşler yaptırarak hangi saniyede ve
salisede düşmanı nişangahında göreceği üzerine talimler yapar. asla bir
protokol olamayacak kendi stilini bu sırada geliştirir. klasik arkadan
yaklaşma / vurma üzerine olan her olasılığı reddederek yandan yaklaşmaya
çalışır. bu.. bu korkunç zor bir şeydir çünkü önünüzde açık bir hedef
olsa da hızla nişangahı terketmektedir.
örnek olarak sancaktan*
gelen bir spitfire nişangahınızdan geçip solunuza doğru gidiyor ve siz
onu geçiyorsunuz. klasik ritüel yarım bir loopla arkasına geçerek onu
düşürmek iken (ve dünya havacılığının tüm defans protokolleri buna
yönelikken) marseille hedef nişangahına girmeden sert bir manevrayla
uçağını sola yatırmakta, limit teorisi grafiği gibi ona yaklaşmakta ve
henüz hareket halindeyken pilotu ve motoru vurmaktadır. marseille bir
hayvandır.
bu yöntem başarıya ulaştığında marseille görülmenin hava savaşında
öncelikli silah olduğunu düşünür. görülmemek için ikili (ve hatta
yalnız) avlara çıkar. luftwaffe sisteminde tüm kanat adamlarının ortak
iştiraki olan savaşlar gerçekten azdır. wingman denilen herze alman
havacılığında uygun bir yükseklikte tehlike anında lideri koruma (ve
daha çok zaferlerini onaylama) üstüne kuruludur. görülmeden şimşek gibi
ingiliz, avustralya, güney afrika, özgür fransız formasyonlarına dalar.
yırtar, parçalar. öyle imkansız açılardan saldırılar gerçekleştirir ki
ingilizler sayıca daha çok alman uçağının birden aralarına daldığını
haber verip dururlar.
benzer bir çok hareketi olsa da marseille'in bir savunma dairesini
kırışını anlatmak icap eder ki kalitesi tescillensin bilinsin.
karşılaşan taraflar :
raf
4 adet iki motorlu ingiliz avcısı 8x20mm hispano topu sayısız makineli tüfek
luftwaffe
hans joachim marseille ve kanat adamı olan rottenführer 2x15mm mg151 topu 4 adet mg17 tüfek
karşılaşma başlarken marseille kanat adamını uygun bir yüksekliğe
bırakır ve kendilerinin altında çaprazlama giden ve kendilerini henüz
farketmemiş avcı formasyonunun üstüne dalar. şanssızlık eseri ilk
salvoları ağır avcılara pek fazla zarar vermez ve marseille tekrar
yüksekliğine dönmek zorunda kalır, bı sırada ingilizler henüz başlarına
ne geldi, kim nerden geldi göremedikleri için, daire oluştururlar.
klasik sistemle arkadan saldıran avcı kimin arkasında olursa olsun bir
ingilizin önünde olacak ve ağır silahlarıyla kırılacaktır. marseille
formasyona bakar. içinden saymaya başlar. hangi saniyede nerede olması
gerektiğini düşünür. formasyonun biraz arkasına dalar ve ani bir çıkışla
(henüz yükselirken) bir yandan silahlarının tetiğini çeker, ilk avcı
alevler içinde düşerken göz ucuyla iki önündeki avcının konumunu inceler
ve nereye dalış yapması gerektiğine bakar. işte durumdan haberdar olmak*
budur. yükselir ve güzel bir freefall ile yan üstten az evvel
anlattığımız limit teorili saldırısını yapar. birinci ve üçüncü uçağı
düşürerek diğerlerini yalnız bırakır. daireyi kırmıştır. birbirini
koruyamayan ve korunduğunu düşünen dört yavaş ingiliz uçağı 2 dakikayı
geçmeyen bir sürede yalnız bir alman avcısı tarafından insafsızca
hırpalanmıştır. bu şans değildir. işin korkunç yanı buradadır. bu 20 li
yaşlarının hemen başındaki çocuk ne yaptığını bilmektedir. kalan iki (ve
daha ateş bile edememiş) ingiliz avcısının üslerini asla görmediklerini
belirtmek herhalde yersizdir. alman wingman ise tepede jawohl jochen diyip durmaktadır.
6 haziran 1942'de benzer bir hareketi 16 p40 uçağına karşı yapmış,
toplam 11 dakika süren bir çatışmanın ilk 6 dakikasında 5 uçak
düşürmüştür. tek başına o kadar uçağın arasında girmiş, kendine tek bir
el bile ateş edilmemiştir! yaşayan p40 pilotlarının sayıca üstün bir
alman formasyonuyla çatışmaya girdiğini rapor ettiklerine şaşırmamak
icap eder, bilakis yirmili otuzlu gruplarla dahi tek tabanca baş
edilebilecek korkunç bir virtüözdür karşılarındaki.
skoru 150'ye yaklaştıkça almanyada ondan bahsetmeyen bir gazete manşeti,
resmiyle uyumayan bir alman kızı kalmaz olmuştur. willy messerschmitt'e
uçakta yapılacak değişimlerde yardımcı olmak için berlin'e birkaç kez
gitmiş. en yüksek alman nişanı kılıçlı ve meşe yapraklı şövalye haçına
mücevherle ödüllendirilmiştir. dahası bütün bunları alan en genç
insandır. savaştığı insanlar yarım yamalak eğitim görmüş rus köylüleri
değil batılı pilotlardır. luftwaffe için marseille'in olduğu kuzey
afrika, sayılar eşit olsa da savaş bitene kadar asla olmayacak bir hava
üstünlüğü demektir. tek bir insanın ülkeler arasındaki dengeleri
yerinden oynatmasının en genç* sembolüdür marseille.
22 yaşında skoru *
158'e vuran marseille almanya'nın ve büyük ihtimalle dünyanın en iyi
pilotudur. alman ordusundaki en genç yüzbaşıdır. (alman ordusunda
rütbelilerin erlere oranı %2.80 dir) . alman hava kuvvetleri yıldızı
bf109f ile parlayan genç yüzbaşıyı süpernova haline getirmek için bf109g
serisini ilk olarak çöle gönderir. bf109g2 çok sevilen bir uçak
değildir. airframe zorlanmıştır. kolay ısınan* soğutma problemleri tam olarak giderilemeden hizmete sokulmuş bir uçaktır. marseille bununla ilk görev uçuşunda ölür.
denilen o ki bf109f'ine çok alışkın olduğu için bırakmak istememiş.
ancak mareşal kesselring'in doğrudan talimatı üzerine g ile uçmaya
mecbur olmuş. sakin bir uçuştan sonra evlerine dönerlerken motoru bir
miktar alev almış ve kabine duman dolmuş. hemen oksijen maskesini takan
ve körlemesine uçmaya devam eden marseille'i kanat adamları eve kadar
yönlendirmiş. kendi hatlarına döndüklerinde telsizden son sözleri
duyulmuş "bu kadar. artık dayanamayacağım. atlıyorum"
atlamak için klasik bir sistem uygulamış. uçağını ekseni etrafında
döndürerek tepetaklak yapmış ve kanopiyi açmış. ancak dumandan nereye
gittiğini göremediğinden uçak aslında yere doğru hızlanmaya başlamış. bu
sırada atlayınca büyük bir hızla uçağının istikamet dümenine çarpmış.
ya hemen oracıkta ölmüş ya da baygın düşerek paraşütünü açamamış ve
düşerek ölmüş. cesedini gidip çölden alan komutan neumann'dır
kesselring, galland gibi selebritilerin katıldığı bir cenaze töreniyle
derne şehitler mezarlığına gömülür. italyan mühendisler ölenin önemini
belirtircesine hemen oraya minik bir piramit inşa ederler. arkadaşları
ise adını rütbesini ve madalyalarını taşa yazdıktan sonra tek bir kelime
daha ekleyerek marseille'in durumunu özetlerler : "hiç yenilmedi"*
mezarı ve piramidi zamanla bozulmuştur. ancak yakın zamanda jg 27den sağ
kalan herkes bizzat oraya giderek yepyeni tertemiz bir mezar
yaptırmıştır komutanlarına. işte buyrun:
http://www.armchairg...frica/db005.jpg
kendi resmi için de:
http://hem.passagen....alland/mars.jpg
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder