20 Eylül 2013 Cuma

Hans Joachim Marseille

Benden bir Hans Joachim Marseille olmaz abi :)


hakkında birşeyler yazmanın, şimdiye kadar yazdığım diğer tüm akranlarından çok daha zor olduğu biridir diğer taraftan. nasıl bitireceğimi bilmesem de başlayalım yazmaya.

huguenot kökenli bir ailenin çocuğu olarak 13 aralık 1919'da berlin'de doğmuştur. babası birinci dünya savaşında jasta 2'de savaşmış bir pilottur. babasıyla olan ilişkisi sıfıra yakın da olsa 20 yıla kalmadan genç hans-joachim, babasının katıldığına oranla çok daha kanlı bir savaşta baba mesleği icra edecektir.

savaş başladığı sırada werneuchen pilot okulundan yeni mezun marseille, batı cephesinde rezerv pilotluğu yapar. tüm fransa seferi boyunca savaş deneyimi yoktur. ingiltere göklerinde savaş başladığı zaman ise johannes steinhoff ve gerhard barkhorn'la yanyana jagdgeschwader 52* de avcılığa başlamıştır. bu sırada da henüz 21 yaşında gencecik bir teğmendir. burada yere 7 ingiliz uçağı indirmiş, 4 kez de uçağını kaybetmiştir. akrobasiye olan eğilimi, protokollere ve teamüllere sıkıca bağlanmış olan luftwaffe içinde çok hoş karşılanmamaktadır. birkaç kez uyarı alır. marseille şahsi fikrimce britanya savaşında kendini henüz geliştirmeye bile başlamamıştır. uçağını tanımaya çalışmaktadır.

özel hayatında ise biraz hızlıdır. yapma denilen her şeye eğilimi vardır. alkolden, kadınlardan ve jazz müzikten hoşlanır***. fransa'da ufak ufak playboy'luk alıştırmaları yaparken hareketleri çok göze batar. bir insubordination* alır. yani bir nevi en üst seviyeden "kendine çeki düzen ver" bildirisi. uyarıyla da kalmaz, kadından, alkolden ve jazz'dan uzak duracağı en emin yere de onu postalarlar. jagdgeschwader 27 iki hafta içinde afrikakorps'a yardımcı olmak için tunus / al agheila'ya yola çıkacaktır. marseille jg27/3 uçuş koluna atanır. allahın çölünde marseille'in playboyluk yapacak yeterli imkanı bulunmayacaktır.*

--- spoiler ---
bu kısım alexander goygoyevic'e ait:

"birliği ile kuzey afrika'ya ilk gidişinde yarı yolda zorunlu iniş yapmak zorunda kalmış, arkadaşlarına ulaşabilmek için de bir generalden (biraz da arsızca) yardım istemiş, adam da bu gençteki pırıltıyı görmüş olacak kendisine makam arabasını vermiştir. kendisinden de en az 50 uçak düşüreceği konusunda söz almıştır. bizimki de generalin arabası ve şoförü ile 800 km'lik yolu neredeyse durmadan almış, bir yerde konaklayıp yola devam etmiş olan filosundan iki saat sonra birliğine yetişip herkesi şaşırtmıştır.
sicil raporlarında sürekli yazılı olan "uçuş disiplini konusunda cidiyetsiz" ibaresi yüzünden afrika'ya geldiğinde henüz asteğmen bile değildi"
--- spoiler ---

kuzey afrika'daki ilk zamanlar uçağı tanımak ve alışmakla geçer. luftwaffe'nin ana avcısı hala bf109e'lerdir. burada 2 zafer daha kazanır ve yine düşürülür. jg 27 komutanı eduard neumann uçakların düşürülüş stilini incelediği zaman marseille'de potansiyel görür. ona reçete gibi bir kendini geliştirme programı yazar. bunu uygulamaya fırsat bulamadan jg 27 almanya'ya geri döner. tüm filo bf109f serisine geçmiştir. bu önemsiz sayılacak olay, tevratta belirtilen "mısır ın başına gelen 10 bela" dan biri midir bunu ileride hep birlikte göreceğiz.

messerschmitt / bayerische flugzeugwerke 109 "friedrich"* marseille'in yıldız olacağı uçaktır. motor şaftının içinden geçen nişan alması çok kolay mg151 topuyla donatılmış, 109 airframe'ine en uygun hızda ve ağırlıkta üretilmiştir. çölde deneme uçuşlarında marseille kendini tanır. uçağını da tanır. arkadaşı hans-arnold stahlschmidt le olan konuşmalarında f ile bütünleştiğini söyleyecek kadar tanır uçağını. uçak ve insanın limitleri birbirine çok benzemektedir. ufacık tefecik bir genç olan marseille'in de o insanlık dışı manevraları nasıl yapabildiğini ancak bu tanıma ekseninde değerlendiriyoruz. diğer türlü marseille'in neptünden falan gelmiş olması daha mantıklı gelecekti.

marseille kendini ve uçağı tanıdıktan sonra meşhur kendini geliştirme aşamasına geçer. alkolü bırakır, süte geçer. zorunlu güneş gözlüğü uygulamasını sık sık delerek çölde gözlüksüz dolaşır. elinden geldiği kadar da çok güneşe çıplak gözle bakarak, koca bir güneş tarlası olan sirenaik* çöllerinde düşmandan erken davranma olasılığını zorlar. temiz geçen her uçuşundan sonra kalan mermisini dağa taşa sıkarak nişancılığını geliştirir. arkadaşlarını dairesel dönüşler yaptırarak hangi saniyede ve salisede düşmanı nişangahında göreceği üzerine talimler yapar. asla bir protokol olamayacak kendi stilini bu sırada geliştirir. klasik arkadan yaklaşma / vurma üzerine olan her olasılığı reddederek yandan yaklaşmaya çalışır. bu.. bu korkunç zor bir şeydir çünkü önünüzde açık bir hedef olsa da hızla nişangahı terketmektedir.

örnek olarak sancaktan* gelen bir spitfire nişangahınızdan geçip solunuza doğru gidiyor ve siz onu geçiyorsunuz. klasik ritüel yarım bir loopla arkasına geçerek onu düşürmek iken (ve dünya havacılığının tüm defans protokolleri buna yönelikken) marseille hedef nişangahına girmeden sert bir manevrayla uçağını sola yatırmakta, limit teorisi grafiği gibi ona yaklaşmakta ve henüz hareket halindeyken pilotu ve motoru vurmaktadır. marseille bir hayvandır.

bu yöntem başarıya ulaştığında marseille görülmenin hava savaşında öncelikli silah olduğunu düşünür. görülmemek için ikili (ve hatta yalnız) avlara çıkar. luftwaffe sisteminde tüm kanat adamlarının ortak iştiraki olan savaşlar gerçekten azdır. wingman denilen herze alman havacılığında uygun bir yükseklikte tehlike anında lideri koruma (ve daha çok zaferlerini onaylama) üstüne kuruludur. görülmeden şimşek gibi ingiliz, avustralya, güney afrika, özgür fransız formasyonlarına dalar. yırtar, parçalar. öyle imkansız açılardan saldırılar gerçekleştirir ki ingilizler sayıca daha çok alman uçağının birden aralarına daldığını haber verip dururlar.

benzer bir çok hareketi olsa da marseille'in bir savunma dairesini kırışını anlatmak icap eder ki kalitesi tescillensin bilinsin.

karşılaşan taraflar :

raf
4 adet iki motorlu ingiliz avcısı 8x20mm hispano topu sayısız makineli tüfek

luftwaffe
hans joachim marseille ve kanat adamı olan rottenführer 2x15mm mg151 topu 4 adet mg17 tüfek

karşılaşma başlarken marseille kanat adamını uygun bir yüksekliğe bırakır ve kendilerinin altında çaprazlama giden ve kendilerini henüz farketmemiş avcı formasyonunun üstüne dalar. şanssızlık eseri ilk salvoları ağır avcılara pek fazla zarar vermez ve marseille tekrar yüksekliğine dönmek zorunda kalır, bı sırada ingilizler henüz başlarına ne geldi, kim nerden geldi göremedikleri için, daire oluştururlar. klasik sistemle arkadan saldıran avcı kimin arkasında olursa olsun bir ingilizin önünde olacak ve ağır silahlarıyla kırılacaktır. marseille formasyona bakar. içinden saymaya başlar. hangi saniyede nerede olması gerektiğini düşünür. formasyonun biraz arkasına dalar ve ani bir çıkışla (henüz yükselirken) bir yandan silahlarının tetiğini çeker, ilk avcı alevler içinde düşerken göz ucuyla iki önündeki avcının konumunu inceler ve nereye dalış yapması gerektiğine bakar. işte durumdan haberdar olmak* budur. yükselir ve güzel bir freefall ile yan üstten az evvel anlattığımız limit teorili saldırısını yapar. birinci ve üçüncü uçağı düşürerek diğerlerini yalnız bırakır. daireyi kırmıştır. birbirini koruyamayan ve korunduğunu düşünen dört yavaş ingiliz uçağı 2 dakikayı geçmeyen bir sürede yalnız bir alman avcısı tarafından insafsızca hırpalanmıştır. bu şans değildir. işin korkunç yanı buradadır. bu 20 li yaşlarının hemen başındaki çocuk ne yaptığını bilmektedir. kalan iki (ve daha ateş bile edememiş) ingiliz avcısının üslerini asla görmediklerini belirtmek herhalde yersizdir. alman wingman ise tepede jawohl jochen diyip durmaktadır.

6 haziran 1942'de benzer bir hareketi 16 p40 uçağına karşı yapmış, toplam 11 dakika süren bir çatışmanın ilk 6 dakikasında 5 uçak düşürmüştür. tek başına o kadar uçağın arasında girmiş, kendine tek bir el bile ateş edilmemiştir! yaşayan p40 pilotlarının sayıca üstün bir alman formasyonuyla çatışmaya girdiğini rapor ettiklerine şaşırmamak icap eder, bilakis yirmili otuzlu gruplarla dahi tek tabanca baş edilebilecek korkunç bir virtüözdür karşılarındaki.

skoru 150'ye yaklaştıkça almanyada ondan bahsetmeyen bir gazete manşeti, resmiyle uyumayan bir alman kızı kalmaz olmuştur. willy messerschmitt'e uçakta yapılacak değişimlerde yardımcı olmak için berlin'e birkaç kez gitmiş. en yüksek alman nişanı kılıçlı ve meşe yapraklı şövalye haçına mücevherle ödüllendirilmiştir. dahası bütün bunları alan en genç insandır. savaştığı insanlar yarım yamalak eğitim görmüş rus köylüleri değil batılı pilotlardır. luftwaffe için marseille'in olduğu kuzey afrika, sayılar eşit olsa da savaş bitene kadar asla olmayacak bir hava üstünlüğü demektir. tek bir insanın ülkeler arasındaki dengeleri yerinden oynatmasının en genç* sembolüdür marseille.

22 yaşında skoru * 158'e vuran marseille almanya'nın ve büyük ihtimalle dünyanın en iyi pilotudur. alman ordusundaki en genç yüzbaşıdır. (alman ordusunda rütbelilerin erlere oranı %2.80 dir) . alman hava kuvvetleri yıldızı bf109f ile parlayan genç yüzbaşıyı süpernova haline getirmek için bf109g serisini ilk olarak çöle gönderir. bf109g2 çok sevilen bir uçak değildir. airframe zorlanmıştır. kolay ısınan* soğutma problemleri tam olarak giderilemeden hizmete sokulmuş bir uçaktır. marseille bununla ilk görev uçuşunda ölür.

denilen o ki bf109f'ine çok alışkın olduğu için bırakmak istememiş. ancak mareşal kesselring'in doğrudan talimatı üzerine g ile uçmaya mecbur olmuş. sakin bir uçuştan sonra evlerine dönerlerken motoru bir miktar alev almış ve kabine duman dolmuş. hemen oksijen maskesini takan ve körlemesine uçmaya devam eden marseille'i kanat adamları eve kadar yönlendirmiş. kendi hatlarına döndüklerinde telsizden son sözleri duyulmuş "bu kadar. artık dayanamayacağım. atlıyorum"

atlamak için klasik bir sistem uygulamış. uçağını ekseni etrafında döndürerek tepetaklak yapmış ve kanopiyi açmış. ancak dumandan nereye gittiğini göremediğinden uçak aslında yere doğru hızlanmaya başlamış. bu sırada atlayınca büyük bir hızla uçağının istikamet dümenine çarpmış. ya hemen oracıkta ölmüş ya da baygın düşerek paraşütünü açamamış ve düşerek ölmüş. cesedini gidip çölden alan komutan neumann'dır

kesselring, galland gibi selebritilerin katıldığı bir cenaze töreniyle derne şehitler mezarlığına gömülür. italyan mühendisler ölenin önemini belirtircesine hemen oraya minik bir piramit inşa ederler. arkadaşları ise adını rütbesini ve madalyalarını taşa yazdıktan sonra tek bir kelime daha ekleyerek marseille'in durumunu özetlerler : "hiç yenilmedi"*

mezarı ve piramidi zamanla bozulmuştur. ancak yakın zamanda jg 27den sağ kalan herkes bizzat oraya giderek yepyeni tertemiz bir mezar yaptırmıştır komutanlarına. işte buyrun:

http://www.armchairg...frica/db005.jpg

kendi resmi için de:

http://hem.passagen....alland/mars.jpg

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder