28 Ağustos 2015 Cuma

Hyundai i20 1.2 Jump ile Ekonomik Haftasonu Gezisi

Merhaba
Çok uzun süredir, benzinli manual klasik bir otomobil kullanmak istemişimdir. 2009 yılından beri ehliyet sahibi olmama rağmen, otomobillerin ilk versiyonları olan geleneksel atmosferik bir motorla tahrik edilen , manual vites kutulu otomobil kullanamadım. Şu ana kadar kullandığım tüm Benzinli Otomobiller hep otomatikti. Powershift, CVT ve Dualogic. Ama hiç manual benzinli kullanmadım. Fakat bir benzinli otomobilde ekonominin nasıl sağlanacağını teorik olarak internet üzerinden öğrenmişimdir.

Memleketten gelen Kayın pederimin, köyden getirmiş olduğu peynirlerin sevkiyatı konusunda benden yardım istedi. İş bu sebep ile ilgili Avis oto kiralama servisinden 1 adet Fiat linea sınıfı araç kiraladım. Web sayfasında bundan başka araç musaitliği kalmamıştı. Sabiha Gökçen Avis büsrosundaki değerli arkadaşlar, sık sık ziyaret etmemden dolayı beni tanıyorlardı. Fiat Linea aracımı almak için şübeye gittim. Yine hoş bir karşılama ile selamlaştık. Fiat Linea aracı hiç sevmiyorum. O nedenle şansımı deneyim dedim.

-Hocam hiç iptal edilmiş rezervasyonlar var mı.
-Var bir kaç elimde araba ama size uyar mı ki.
-Ne var hocam..
-Hımm (Araç kartlarına bakarak) Hundayai.......
-Hadi i20 i20 olsun
-Evet Hyundai i20 benzinli var
-Harika onu ver onu ver. dedim. Mutlu olmuştum. Ne zamandır bu arabayı kullanmak istiyordum.
-Aaa çok sevindim. İstediğiniz i20 aracını size verebildiğim için çok mutlu oldum ....




Hyundai i20 1.2 Jump. Üzerinde MTV vergisi 591 tl olan 1,2 litre hacminde motor taşımaktadır. Jump olarak bi hayli yeterli olduğunu düşündüğüm arabanın satış fiyatı 24 Temmuz 2015 itibari ile 39900 tl. Motoru Kappa serisi ve 4 silindirli olan arac 6000 devirde 84 beygir güc, 4000 devirde 122 Nm  tork sağlıyor. 


Eğerki Tüketim odaklı bir araba almak istiyorsanız Jump hem en ucuz hemde en hafif seçenek olurdu. Benim kullandığım Jump versiyonun donanaım olarak eksik hiç bir şeyini görmedim. Kimine göre arka camların elle çevirmeli açılıyor olması sıkıntı olurken, arkada benim oturmuyor olmamdan dolayı pekde umrumda değil. Ben bencil bir insanım. Kendi koltuğumun rahatlığımdan ötesi pek beni enterese etmiyor. Araba alırken, kliması, vitesi, motoru, tipi dışında diğer yaşam mahalleri ve inanaın benim paramı harcayacağım yerler değil. 
Teslim aldığım i20 onbin kilometreyi yeni geçmiş, rodajı çoktan dolmuş durumdaydı. Deposu full, tertemiz bi şekilde teslim aldım. Araba çok Fiesta ya oranla çok geniş geldi. Aracın kontağı açık motor çalışıyor olmasına rağmen ses duyulmuyordu. Motorun çalıştığını devir saatinden anlayabiliyorsunuz. Arabanın gaza basıp şöyle basıp çektiğinizde devirlenen motor, bir süre devri koruıyup yavaş bir şekilde devir kaybediyordu. Arabada sonradan öğrendiğim bir tork kontrol mekanizması bulunmaktaymış. Bu sistem sayesinde motor vites değişimleri sırasında devir düşmüyor, bir üst vitesi kolay yakalıyormuş. 
Arabanın vites kolu, benzinli olduğundanmıdır bilinmez, kullanmış olduğum en kolay en yumuşak vites koludur. Daha önce bu kadar kolay geçen yumuşak vites kolu sanırım Fiat Albea'da görmüştüm. 

Sabiha gökçen hava limanından ayrılıp Pendik Kurtköy bağlantı yolundan , Pendik istikametine yola cıktım. Arabanın gaz pedalını yoklayarak hangi devirde ne yaptığını gözlemledim. Araba yolun eğimine göre, motoru boğduğunuzda veya zorlandığını hissettiğiniz durumlarda yakıt tüketiminin ciddi olarak arttığını keşfettim. 

Hyundai i20 ile Pendik Kurtköy bağlantı yolunda neredeyse gaz pedalını okşuyarak 80-100 km arası bir hızla 10 km yol kat ettim. Yokuş aşağı kesimlerde yüksek hızda, yokuş yukarı kesimlerinde ise düşük hızda seyrederek asla motoru zorlamadan yolu kat ettim. 
Bu videoda gazı okşayarak giderken, önüme çıkan bir aracı solluyorum. Ayağımı gazdan hafifi cekerek mevcut ulaştığım hızı korumaya çalışıyorum. Anlık yakıt tüketimi fazla artmadığı tutabilceğim hızı yakalamaya çalışıyorum. Ayak hassasiyeti gerektiriyor.

Bu videoda ise 5nci vitesde dipgaz yapıp en kısa zamanda önümdeki aracı solluyorum. Sollama bittikten sonra yakıt tüketimimi  düşürmek için gaz pedalını yoklayarak anlık tüketiminin beni yönlendirdiği en ekonomik sürüş hızını tutmaya çalışıyorum.


Araba benzinli arkadaşlar, ay sonu gelmedi. Cepte para yok. Hayır işi yapıyoruz. Hypermiling yapmak zorundayım. Arabayı 107 tlye kiraladım. Yakıt maliyetini en düşük düzeyde tutumam gerekiyor. Ayağım gaz pedalını yoklarken, kulağım motorun kabine sızan sesinde, elim 5 ileri şanzımanın vites topunzunu tutarken, gözlerim anlık yakıt göstergesindeki hareketlilikte oluyordu. Anlık tüketim her 5 litreyi geçtiğinde devir saatine bakarak tan gaz pedalına olan baskım azalıyordu. Burda işleyen biyolojik mekanizma hypermilinge programlanmış bir bilgisayar ve bunun yönettiği mekanik üniteden ibareti. 



Pendik bağlantı yolunu terk etmeden 1000 metre evvel, ayağımı gazdan cekip beşinci vitese taktım. Araba yol ayrımına kadar deyim yerindeyse piste son yaklaşma hattına oturmuş yavaş yavaş alcalarak süzülen bir ucak gibi ilerliyordu. Gösterge 0 yakıt tüketimi göstersede, esasında motora hayat veren rölanti için uygun gazı veren ECU , motor fren yapmasına engel oluyordu. Arabayı klima acık yaptığım bu hypermiling testi sırasında 10 km de arabayı nasıl kullanmama gerektiğini, hangi durumlarda ekenomi sağladığını çözmüştüm. 



Hyundai i20 5 vitesli şanzımanın 5nci vitesi tamamen tüketime yönelik bir orana sahipti. Bu oran her 1000 devirde 35 km hız yapmasına imkan sağlıyordu. Motor 6500 devir cevirdiğinde teorik olarak 230 km hız yapan araba , gercekte maksimum 177 km hıza çıkabiliyor. Bu hıza ise beşinci vitesde değilde 4ncü vitesde çıkabiliyor. 

Ben kayın pederimin evine ulaştığımda, aracımın yakıt tüketim ortalaması yüz güldüren cinsten çıkmıştı. Bu 10 km lik test bana çok şey anlattı. Hyundai i20 kesinlikle gözardı edilebilir b sınıfı arac değildi. 


Takumi Fujiwara gibi peynir sevkiyatına çıkıyoruz. 

Ünlü bir japon manga serisinin baş kahramanıdır Takumi Fujiwara. Babası bağsur olması sebebiyle arac kullanamıyordu. Babası efsane bir sokaka drficisiydi. Peynir sevkiyatlarına babasının eski  Toyota Corollo EA86 Truneo'su  ile çıkmak zorunda kalmıştı. Akina dağının zirvesindeki, Kaplıca ve trustik kamp alanlarına bir japon peynir çeşiti olan Tofu sevkiyatı yapıyordu. Gece 04:00 da bağlayan sevkiyat sabahın 06:00lara kadar sürüyordu. Daha erken bitirp daha fazla uyumak için doğaçlama olarak drift yaparak sevkiyatlarını tamamlıyordu. Gece karanlığında kullandığı Panda renkli Ea86 namı diğer Hacırokusu ile görenler , hızına ve drift yapan bu adamı hayalet olarak tanımlıyordu. Kısa zamanda Akina hayaleti Haciroku tüm Gumma bölgesinde nam salmaya başlamıştı. Akina Tougelerinde (dağ yolu) bu efsane ile karşılaşan diğer illegal drif yarışcıları ona yetişmek isteselerde hep kaybediyorlardı. Oysaki durumdan haberi bile olmayan Takumi Fujiwara adlı genç lise öğrencisi bir an evvel tofu sevkiyatını tamamlayıp eve dönüp yatmak istiyordu. Bu hikaye ile başlayan İnitial D Manga animesi ile benim aramdaki en büyük fark, Takumi zaman karşı yarışıken benim maliyeti düşürmeye çalışıyor olmam.

Yola çıkıyoruz. Bagaja 10 kilo halis çökelek , Kayınpederim, Kayınvalidem, Baldızım, Nişanlım ve ben olmak üzere tam 340 kilo net ağırlık arabanın üstüne binmişti. Araca 1400 kiloya çıkmıştı. Fakat inanın 1.2 benzinli motoru Sabiha Gökcen havalimanından tek başıma getirdiğimde nasıl bir gidişe sahipse düz yolda tamamen farksız ilerlemeyi sürdürüyordu. Çekişten bir düşüş görmedim. Günlerden Cumartesi, saat üçe geliyor. Yandex bize garip bir rota çıkardı.


Arabayı denemek için harika bir güzergah çıkmıştı önüme, Paşa köy yolundaki yokuşlar arabayı yüklü denemek için kusursuz bir rota idi Önce Sabihadan geldiğim yolu 340 kilo yükle tekrar katettim. Paşaköy yoluca çıktığımızda daha ilk virajda dik bir tırmanış bizi bekliyordu. Araba 5nci vites oranını doğal olarak 2000 devir bandında yutamayınca, gaza asılmaya başladım. Gaza bastıkca yakıt tüketimi 7, 8, 9, 10, 11, li değerlere çıkıyor , hızlanma yerine bırakın hızı tutmayı motor öksürmeye başlıyarak yavaşlamaya başladığı görünüyordu. çok kısa bir sürede tepki vererek vitesi 4de düşürdüm. Yakıt tükteimim 7 seviyesine inip motor 3000 devirde 85 km hızla tırmanamayı başardı. Devrini alan motor 4ncü vitesin rahatlığıyla yakıt tüketimi 5litrelere kadar gerilemişti. Yokuş aşağı geldiğimizde ise ayağımı gazdan cekip motor kompresyonu ile 4ncü vitesde rampa aşağı kayma yoluna giderek rampada harcadığım ekstra benzini yer cekimi ile geri kazanma yoluna gittim.

Hyundai i20 gaz pedalı ve şanzımanı çok iyi anlaşıyorlardı. Arac düşük vitesde yüksek devir ceviriyor iken bile ihtiyacından fazla yakıt yakmıyordu. İster 4ncü vitesde 3500 devir cevirip 90 km yol yapın, ister 2200 devir cevirip 90 km yol yapın yakı tüketimi neredeyse aynı idi. Eğer 5nci vitesde bir yokuşu çıkarken motoru verdiğiniz gaz oranında ivmelenme alamıyor iseniz yakıt tüketimi hızla artmaya başlıyordu. Oysaki vites düşürdüğünüzde ise yakıt tüketimi artmak yerine lastiklere giden güc artıyor, fakat tüketim yükselmiyordu. Bu çok enetersan bir saplama benim için. Araba ECU'su nasıl programlanmış ise tekerler için gerekli gücü motor devrini artırarak sağlıyordu. İşte benzi arabaın en büyük özelliği "devir". Dizel bir fiestada olsaydım 3500 devir cevirmek muazzam bir tüketim demek oluyordu.. Ben bu yokuşu Fiestamda 4ncü vitesde çıkmak istesem 8-9 litre tüketimi anlık olarak görebilirdim. Ama 6500 devir ceviren bir motor, ceyrek gaz ile bile 5000 devire çıkabiliyor iken yaktığı yakıt nispeten az olabiliyordu. Bir 18 ileri vitesli bir bisiklete bindiğinizde, rampayı çıkarken en alt vitese düşersiniz. Tekerlerde  75 kilo ağırlığınız altında pedallara yükenirsiniz. Dakikada 30 pedal atarsınız ama bu sizi fazla yormaz. Fakat daha yüksek vitesde aynı hızda çıkmak için dakikada 20 pedal atarsınız , bu sizi yorar. Çünkü ayağa kalkarak pedal cevirmek zorunda kaldığınızda yorulmaya başlarsınız.  İşte 1.2 litre kappa motor sizin 3500 devir atarken üretiği güc ile 2000 devir atarken üretiği güc aynı olmasına rağmen 1500 devir farkı şanzımanın oranlarında lastiklere aktarılırken daha yüksek torka dönüşmektedir.

Köprüde arkadan gelen rüzgarıda alarak, yelken seyri yapıyoruz. 

Saate 90 km hızı mümkün olduğu kadar koruyarak, olabilcek en ekonomik seyire kendime alıştırdım. Motorun sadece sesini dinleyerek yakıt tüketimini artıp artmadığını anlayabiliyorum. Araba zaten 2000 devirde %10 gazla verdiği ses ile %25 gazla 2000 devirde verdiği seslerden dilini anlamış oldum. Arabanın boğulduğunu koltuğa milim saniyede anlayıp, vites düşürme işlemini gerçekleştiriyordum. Bunla beraber her vitesin en ekonomik olduğu bir devir vardı. Özelikle trafikte saate 70 km hızla giderken fark ettimki, 4ncü vitesde araba 3,0 ile 3,5 litre arasında yakıt yakarak ilerliyor. 90 km hızla 5.ci vitesde giderkende 4,1 ile 5,5 arasında yakıt yakıyor.  

Okmeydanına vardığımızda sonuç:
Yaptığım 95,7 km yolda 12 birimden oluşan yakıt göstergem 1 değer düşmüştü.









Tüm bu yol boyunca genel yakıt tüketimim aracın 5,0 litre çıkmıştı.  Arabada 350 kilo yüke rağmen benzinli bir araç için değer inanılmazdı. Köprü sonrası trafike girmeme rağmen yakıt değerim yükselmemişti.

 Teyzelerde işimiz biter, arabamı park yerinden gaza basmadan debriyajla oynuyarak ileri harketlerle yerinden çıkarttım. Ne güzel bir debriyaj tepkisi var, yavaş yavaş kavratarak arabayı hareket etiriyorsun. ECU sana yeterli gazı veriyor.


Dönüş yolunda yine ikinci köprü yolundan, akabinde Ataşehir çıkışından çıkarak D100 karayolu ile Esenyalı'ya vardık. Arabanın manual 5 ileri vitesli, benzinli olmasına rağmen son derece ekonomik yol alması, bana başka bir iş için kaynak sağlamış oldu. Ekstra kaynak bulduğum için radyoda çalan Jason Derula parçasına isteristemez eşlik etmeye başladım. Arabanın arka koltuğunda oturan Kayınpeder, Kayınvalide ve baldıza rağmen :)



 Gecenin sonunda 5,1 km yakıt tüketim ortalaması ile peynir sevkiyatını tamamlamıştım. Saate 130 km hızla kısa süre ilerlememe rağmen yakıt tüketimim 0,1 artmıştı.
 Araba ortalama 53 km hızla kullanmıştım. Yakıt depomdan 1 birim daha eksilmişti.
Araba 157 kmdir bende idi. Sabiha Gökcen, Pendik, Okmeydanı ücgeninde kısa sürede 157 km yol gitmiştim.

Pazar Süprizi 

Arabanın az yakıt tüketiyor olması, bana yeni fırsatlar için imkan sağladığını daha önce söylemiştim. Ay sonu gelmesi sebebiyle dört gözle gelecek maaşı beklerken, esktra çıkan bu peynir sevkiyatı için sınırlı bütce ayırmıştım. Araba 160 km yol sonunda sunduğu ekonomik tutum karşısında elimdeki bütceden 50 tllik bir miktar artmıştı. 100 km de 5 litre yakıt tükettiği ön görüldüğünde araba 50 tl lik benzin ile kaç km gidebilirdi. Mevcut Benzin pompa fiyatları litresi 4,5 liradan satılıyordu. 50 liralık benzin aşağı yukarı 11 litrelik benzin demekti. 11 Litre ile i20 220 km kadar bir menzil sunuyordu. İstanbulda içinde olduğum Pendik semtinden itibaren 100 km gidiş ve 100 km  geliş olucak şekilde gidilecek yerleri araştırmaya başladım. Daha önce Facebookta bir arkadaşımın gitmiş olduğu , resimlerinden çok beğendiğim Karaaslan Alabalık tesisleri  85 km uzağımda kalıyordu.
-Canım sabah kahvaltı yapmaya gidelim.
-Nereye hayatım,
-Yuvacık Kocaeline :)


Günlerden Pazar , Hyundai i20 1.2 Benzinli Jump arabamız bizi sabaha kadar burda bekledi. Sabah 07:30 yola koyuluyoruz. Arabada sadece iki kişi olmamız havanın serin ve yolun acık olması, daha yolcuğulun ilk dakikalarında yakıt ekonomisi olarak dönmeye başlıyor. Akşam 5,1 litre ile kontak kapattığım araba, otobanın ortasında 4,9 litre yakıt tüketimi sunmayı başardı.

 Arabayı teslim etme kaygısı ile hızımı biraz daha yükselim. Buna rağmen yakıt tüketimi düşme eğilimindeydi. Umarım bu gösterge değerlerini pompa başındada görebilirim. Gerci bu konuda ufacık bir şüphem var ama. Onuda pompada anlayacağız.

Karaaslan Alabalık Restoranı ve Kamp alanı . 
Biz yandex navigasyonun bize gösterdiği yolu kullanarak tesise ulaştık. Tesise giderken Kirazdere Barajının kıyısından aheste aheste gidiyorduk. Rampaları 3cü vitesde çıkıp, inişleri 4ncü vitesde kompresyonda gerçekleştiriyordum. 


Tesis 2 ana grişten oluşuyor. İlk griş restorant diğer giriş kamp alanı girişi. Biz kahvaltı için geldiğimiz için resturant kapısından aşağı oğru gittik. Dik bir rampadan inerek , dere yatağına kurulmuş tesise ulaştık . Ahşap yapılar sıra sıra masalar dere kenarı boyunca dizilmişti, 25 tl den olan serpme kahvaltısından sipariş verip kapalı havanın verdiği ilkbahar havasında, sık ağacların gölgesinde tertemiz oksijeni ciğerlerimize cektik.










Ortam çok güzeldi, kahvaltı için siparişimizi verdik. Tanesi 25 tl olan bu serpme köy kahvaltisı %75 oranında peynirli gidalardan oluşuyordu. Adını bilmediğim fakat inital D serisinde Takumi Fujiwara nın sevkiyatını yaptığı küp küp kızartılan Tofu ya benzeyen bir peynir ceşidi vardı. Tadı beyaz peyniri andıran bu küp peynirler , kızartılıp çömlek içinde servis edilmişti. Bunun dışında tereyağ'da sündürülmüş peynir, kaşarlı menemen,  Peynirli börek, klasik kaşar ve beyaz peynir. Neden bu kadar çok peynir var anlamadım. Menude menemen yerine rafadan yumurta benim gibi yağ ile sorunlar yaşayan birisi için daha sağlıklı olabilirdi. 


Kahvaltımızı yaptıktan sonra Restorant kısmından kamp kısmına kadar sgüzel bir yürüyüş yaparak. etrafı keşfe çıktık. Daracık bir merdivenden Camping kısmınza girdiğimizde inanaılmaz bir kalabalık, gürültü patırtı bizi bekliyordu. Otoparkta araba koycak yer bile kalmamaış, insan seli tüm masaları doldurmuştu. Bizim giriş yaptığımız ön kapı korkutucu derece dik bir rampa idi, bu yuzden bu ranpadan aşağı inmek istemeyen diğer ziyaretciler Kamp kapısından girip basit bir yokuştan aşağı inerek ordaki su üstüne kurulmuş platformlarda kahvaltılarını yiyorlardı. Bizim şansımız tesisin en sesiz yerinde kahvaltımızı yapmış olmamızdı.








Biz bu kabalıktan çıkıp yemek yediğimiz yere geri döndük, Dere yatağında 1 tane salıncak vardı. Suyun üstüne kurulmuş, nişanlımın isteği üzerine ayakkabıları çorapları çıkarıp, o suyun üstünde duran salıncağı çekip getirdim. Onu canı sıkılana kadar soğuk suyun içinde yalın ayak salladım. 



Biz ikimizde çalışan insanlarız. Düğün hazırlıkları ev derdi varken bu tip şeyler bizi stresten uzaklaştırıyor. Ay sonu olması sebebiyle cepte olmayan parayı, kredi kartından ufak ufak harcayarak bu tip şeylere kaynak yaratabiliyoruz. Avis bana bedava araba vermiyor, Karaaslan babamın yeri değil, Opet depomu doldurmuyor. Bütün ne yapıyorsak ikimiz beraber yapıyoruz. Biz bir bütünüz. İkimizde çok geç yaşta birbirimizi bulduk. Bu yaşımıza kadar hayata tutunmak için çalışıyoruz. İkimizde Kariyerimiz için büyük fedakarlıklar yaptık. Böyle kaçamaklar kendimizi bulmamızı sağlıyor. Ben 32 yaşındayım, onunla tanıştığımdan bei tam 1 sene gecti. Bu blogu ilk actığımda Alman hava Kuvvetlerinden bahsederken, son 1 yıldır aşkımla gecirdiğim yolculukları paylaşıyorum. 

Burası Kirazlı dere Barajı su havzası , bur da i20 ile bir anı fotoğrafı fena olmazdı hani ,

İzmit yuvacıktan ayrıldık, Otobana cıktık. Maksimum ekonomi için gazı okşayarak ilerlemeye devam ediyordum. Dönüşümüzü biraz çabuk yapıyorduk, İstanbul'da yağmur bekleniyordu. Yağmur sonrası yolların tıkanıp araç teslimine geç kalmaktan korkuyordum. Avis araçları teslim saatinden en fazla 2 saat tolerans verebiliyordu. 

Otabana  çıkmadan evvel 30 km dağlık yolda rampa çıkıp inmemize rağmen yakıt tüketimi 4,7 litreye kadar düşmüştü.  Tek yaptığım yokuş aşağı arabayı vites 4 de  kompresyona alıp , yokuşu çıkarken 2000 deviri geçmemek kaydı ile 3 ncü vi
ttesde tırmanmaktı. Şaşılır şey değil. :)


Eve dönüyoruz, tüketim beklentilerim fazlasıyla karşılanmıştı. Asıl sonucu pompa başında alacaktık. Fakat bu konuda şüphem vardı. Arabayı ful olarak aldım, ama deponun ne kadar ful bilmediğimden pompada çıkıcak sonuca kesin gözle bakamıyordum.





Yağmur diner, sarfiyat düşer ve mutlu şoför nişanlısı yanında çoşarım.

Sonuclar: 

 Arabamızın ortalama hızı 55 km/h
 Araba ile kat edilen mesafe 360 km
 Mevcut tüketimle menzil 432 km, 7 birim benzin var
 Ortalama tüketim 4,8 litre






Pompada ödenen para 100 tl / 22,11 litre Litre fiyatı 4,56tl Opet
Korktuğum gibi araba pompada 6,13 litre benzin yakmıştı. Göstergenin bana söylediğinden 1,3 litre fazlaydı. Ben bunu 2 ana etkene bağlıyorum. Depo ful geldi araba , ama ne kadar yoldan geldi. Çok fazla kompresyon yaptım. yakıt tüketimi 0,0 litre gösteriyor kompresyonda araba, Bir ihtimal kafasını bu karıştırdı.

Sonuc olarak Hyundai i20 genel yakıt tüketimi olarak en büyük rakibi benzinli Ford fiesta 1.25 ile arasında 1 litre tüketim farkı var. Bence fazla tırıvırı ile dolu pahalı bir İ20 style almak yerine jump kasa donanım seviyesinde hayli hayli sürülebilir güzel bir otomobil. Kullandığımilk benzinli araba olmasına karşın, 6000 km kadar kullandığım Fiesta 1.5 tdci kadar olmasada ekonomik, düşük fiyatı ile albenisi kolay bir araba.

Gezinin bütçeye olan ekonomik maliyeti
Avis Hyundai i20 kirası :107 tl
Opet Benzin parası : 22 litre 100 tl (peynir sevkiyatı dahil tüketim)
Kahvaltı parası : 50 tl

Toplam Maliyet : 257 tl

Spritmonitör verisi : 6,13 litre 




Arabayı Avise teslim ettim. İçim buruktu. Bende çok değerli anılar bıraktın İ20, Ekonomin olmasaydı böyle bir anıya sahip olmayabilirdik.






9 yorum:

  1. Harika bir anlatım.Teşekkürler...Bir Hyundai Elantra sahibi olarak,anlatımının sonunda i20 almaya heveslendirdin beni arkadaşım. :)

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar hocam, youtube da 2015 model i20 mi clio mu derken yorumunuzu gördüm =) iyikide görmüşüm! Yazınız süper olmuş sanki arabayı kendim test ediyormuşcasına heyecanla okudum . Suan bende 2004 megane 2 hb 1.5 dci var, satıp i20 1.2 jump ı almayı planlıyorum. Gerçi 2016 da 1.0 lt lik motoru gelecek diye duydum =) kararsız kaldim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1.0 turbo geldi i 20 active modeli ile hindistan pazarında satılıyordu zaten.

      Sil
    2. yanıtta ismim çıkmamış

      Sil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Hocam ben 110 bın km sırket aracı olarak 1250 cc motorlu ılk cıkan kasa 2011 modelının mode donanım olanını kullandım bu aracın;benım kullandıgım araç 1105 kg dı ve lpg kiti vardı brc marka ve lpg li olmasına rağmen 180 km hıza çıkarttım aracı.

    Bu kasa ise biraz daha ağır 1200 kg ve civarı bu kasayı da kullandım yaklasık 3000 km kadar bu araçla çok dik ve uzun yokuşu olan yerlerde sinir hastası olursunuz inanın motor aracı hızlandıramıyor;ilerlersiniz ama sürat kazanamazsınız.Balıkesir Antalya yolculuk yaptım 6-7 kez 2011 modeli dahi daha hafif olmasına rağmen o dai yokuşlarda maalesef çok kötü

    Sizin kullandığınız aracın iyi yönü ise izalasyonu çok iyi ve içi geniş boyum 2 metre ve 112 kg mım :) Ben rahat etim ki önceki kasasında da rahat etmiştim yüksek tavanı sayesinde.Gelelim ekonomi kısmına sen gaza nerdeyse pamuk gibi muamele etmişsin tabiki az tüketecek :)

    Bende 2003 model 1.5 benzinli accent var milenyum kasa;ben de senin gibi 80/90 km hız ile yol aldım 5/5.5 litre yakıt tükettim şehir dışı biraz daha yüksek sürate çıkınca 100/130 km arası 6/7 litre arası yol alınıyor.Ben normalde i 20 alacaktım fakat bir tanıdıgımın akrabasında değişensiz ve benzinle kullanılmış,aracı da kullanımını beğenince almaya karar verdim,gayette memnunum ki şirket aracım 301 peugeout 1.6 dizel 2015 o mu 2003 hyundai accent mi sürüşü daha keyifli dersen inanki accent derim.Peugeout ta özellik fakiri resmen mesela cam silme fasılası benim araçta 4 fasıla var Peugeout ta tek,her yeri plastik arabanın...Araçlar sıfır verildi halen plastik kokuyor aracın içi,yol tutuş desen o da ne kıvamında,accentte abs ve esp si yok tek ama yol tutuşundan şirket aracına göre çok daha iyi.Almayı düşünürsen bu araçtan kasa olarak tavsiye ederim (fiyat olarakta 20/25 bin arası) 1.5 benzinlisini 132 nm torka sahip ve 3200 devirde bu torku veriyor.Yazını keyifle okudum sormak istediğin birşey olursa cevaplarım.Kal sağlıcakla(yazımda hatalı olan yer varsa affola gecenin 4 ünde yazıyorum uyku tutmadı :D )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üşenmeyip bu kadar yazıyı gecenin dördünde yazdığın için teşekurler. Ben 2003 model accentin vites gecişlerini merak ediyorum. Nasıl gecişleri. Net mi değilmi. Merak ettiğim bir konudur.

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    3. merhabalar tekrardan;aracı aldığımda vitesler kemikli geçiyordu ben sürekli bakıma götürdüğüm tamircime aracı götürdüm ve sebebini sordum.O da muhtemelen debriyaj plakası bitmiştir dedi maliyeti sordugumda ise 150/200 tl civarı tutar dedi o an yaptırmadım.Aradan birkaç ay geçti kafama takılmaya başladı bu durum ve tekrar aynı yere gittim bu defa Ustasına sordum gel bak bu debriyaj neden yukarda kavrıyor bu kadar dedim debriyajı ayarladı daha aşağıda kavraması için onu yaptığında vitesler pamuk gibi geçmeye başladı yani bizim kalfa farazi bilgi vermiş ilk sorduğumuzda.Benim 2 ay önce çocuğum oldu o sebepten hatcback araçları tercih dışı bırakmayı düşünmeye başladım çünkü bebek arabası ve diğer eşyalar için geniş bir bagaj gerek :) darısı başına

      Sil