Eric Hartman
az bilinen bir yönü nişancılığının oldukça kötü oluşudur. ilk uçuşunda koruduğu grup liderini*
terketmiş, ilk avı olmaya aday bir il-2'ye, düz uçuşundan da cesaret
alarak 600 metreden ateş açmış, tüm cephanesini bitirmiş zafer de elde
edememiştir. yalnız uçmaktan ve gruptan ayrı olarak çalışmaya olan
hevesinden ötürü, ağır bir fırça yemiş, hayatta kalmak istiyorsa ders
çıkarmaya ve kendini geliştirmeye zorlanmıştır. sonra da sonuçtan belli
olduğu gibi oldukça geliştirmiştir kendini.
gelişimine yardımcı olan asıl pilot, walter krupinski'dir.
onu mümkün her savaşa en dezavantajlı pozisyondan sokup, kendine
güvenini artırmaya çalışan o'dur. krupinski, kendi gelişimindeki acılı
devrenin aynısını hartmann'a da göstermiş. onu zor yoldan eğitmiştir.
hartmann, 10 ekim 1942'de katıldığı jg52'de bir süre* varlık gösterememiş, krupinski'nin wingmani olması sayesinde zamanla zafer hanesini kabartabilmiştir. özellikle 1-20 ağustos* arasında 54 görevde 49 uçak düşürünce, namı alıp yürümüştür bu çocuğun.
hartmann, gri lekeli bir bf109g6 kullanmaya bu süre içinde başlamıştır. uçağında sol bordada, nişanlısı ve her gün yazıştığı usch paetch'in adının yazılı olduğu kırmızı bir kalp bulunur.
marseille
gibi attığını vuran cinsten olmadığını anlayan erich, zamanla kendi
tekniğini geliştirir. "düşman uçağının görüntüsü nişangahı dolduruncaya
kadar yaklaş, sonra zaten kaçıramazsın" mantığıyla sabırlı ama etkili
bir avcılık yapar. sorti başına bir kill, onu tarihin en çok uçak düşüren ace'i
yapmıştır. savaşta hayatta kalmanın, minimum kahramanlıkla mümkün
olacağını bilecek kadar kurnazdır. türk hava kuvvetlerinin uçuş
kitaplarına dahi geçen bir sistematiği (gör - karar ver - saldır -
ayrıl) bulunmaktadır. ikinci ve üçüncü uçakları düşürmenin çok mümkün
olduğu durumlarda bile dönmeyi tercih etmiş, bu sayede hayatta
kalmıştır.
kendi kadar değerli bir diğer ace, hermann graf'a savaş sonrasında en iyi avcı pilotunun kim olduğu sorulduğunda, hartmann, marseille veya rudel
gibi isimler vermek yerine, "en iyi avcının, savaşın başında
kendilerinin sahip olduğu iyi şansı bulamayıp düşürülmüş olması
muhtemeldir" diye yanıt vermişti. hartmann bile naçizane fikrimce en iyi
avcının kendisi olmadığını biliyordu, kendisinin hep yanında olan şans
belki afrika göklerinde motoru tekleyen marseille'da, ya da yağmurlu bir
havaya denk gelen mölders'te bulunsaydı, rekorunun çok daha ileride
olabileceğini düşünüyor olmalıydı. kendisinin savaş sonrası bir
kahramana dönüşmüş olması, en iyi pilot
olmasından çok katıksız bir nazi olmayışıyla ilgiliydi. erich hartmann
savaş sonrası mektuplarında "doğru zamanda doğru yerde" olmaktan mutlu
olduğunu yazmıştır sürekli. düşürdüğü uçaklar da kendi düşüncesinde
yanlış yerdelerdi o kadar.
savaş sonunda amerikalılar tarafından ruslara teslim edilen erich
hartmann, sovyetlere tam 352 uçağa, iki katı mürettebata, sayısız yer
hedefine ve milyonlarca rubleye malolmuştu. politikayla ilgilenmeyen
basit bir asker olması dahi onu rusların nefretinden koruyamadı ve 10
yıl sibirya'daki çalışma kamplarına gönderildi. döndüğünde batı almanya
hava kuvvetlerine katıldı ve batı alman pilotlar, olabilecek en
tecrübeli elden ders alarak yetiştiler.
şu yazıyı yazmaktan başka bir numarası olmayan bendenizin bulunduğu yaşta iken*, 352 uçak düşüren hartmann 19 eylül 1993'te vefat etmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder