20 Eylül 2013 Cuma

WERNER MOLDERS VE HERMANN GRAF:YENILMEZ


      11 Kasim 1940 tarihinde;Calais yakinindaki bir dinlenme istasyonunda ;bogazi kalin bir boyun atkisi ile sarili ,pilot üniformasi giymis bir Alman subayi kulakliklar basinda takili olarak bir telsiz cigazinin basinda haraketsiz oturuyordu.Yüznün hatlari gerilmisti telas ve heyecanla parildiyan gözleri endisesini açiga vuruyordu.
      Bu subay ,daha simdiden elliden fazla uçak düsürmüs bulunan Grup komutani Werner Molders idi.O gün siddetli bir gripten yataga serilmis ve taruzun komutasini asti ve arkadasi olan Üsttegmen Claus'a devretmisti.
     Agustos basindan beri gelismekte olan Biritanya muharebesi,LUTFWAFFE yönünden hemen hemen kaybedilmisti.Büyük Biritanyayi bombandimanla dize getirmek ümidi ,simdi hiç kalmamisti.Radarlar ile tesbit ve takip edilen bombardiman uçaklari ile bunlara refakat eden avci uçaklari,öldürücü teysiri olan uçkasavar baraj ateslerini asmak ve fevkalede bir sekilde silahlandirilmis ayni zamanda saldirgan Ingiliz avci filolarinin taruzlarina gögüs germek zorunda kalmislardi.Hedeflere gittikçe daha az sekilde ulasilabliyordu.
     Werner Molders ;kisa dalga üzerinden pilotlarin kendi aralarindaki telsiz konusmalarini dinlemis ve su anda Ingiliz avci uçaklari ile çatismak üzere olduklarini anlamisti. Spitfire avci uçaklari ,üzerlerine dalarak ve refakat avci uçaklari ile altalta üstüste hava savasina basliyarak ,bombardiman uçaklari ile Stukalarin üzerlerine geçikmeden varmis bulunuyorlardi.Molders makineli tüfek atesinin gürültüleri ile kesilen bagirismalar duydu.

-Dikkat otuz derece sancak,ayni irtifa .Tavandan üç düsman uçagi,onlari karsila.
-Donnerwater,bu yagmurda göremüyorum .Neredeler simdi?
-Alo Dikkat .Bir dördüncü asagidan geliyor.

      Elleri ile masayi simsiki kavramis ve ileriye dogru abanmis vaizyetde,Molders sanki savasa katilmis gibi bol bol ecel terleri döküyordu.Gerçekte durum ,savasta bulunmaktan çok daha azap vericiyd,zira savasin ilk heyacani simdi geçmisti bile.moldersin sesini ayirt edemedigi pilotlarindan biri "Uçaginin isabet almis oldugunu ,Thames nehrinin agzinda denize inmeye calisacagini bildirmisti.Diger biri "Uçagim ates aldi parasütle atliyorum"diye bagirmisti.

Odaya bir posta eri girdi.Molders ,Kulakliklardan birini çikardi.

-Üsteymen Eberle simdi döndü ,sayin Komutanim"dedi asker.

Molders ,basligini çikarip atti ve disariya firladi.Uçagindan henüz inmis olan pilot,biraz hayret etmis görünerek ,agir ve hantal uçus elbiselerinin içinde sendeliyerek kendisine yaklasti.

- Hiç cephane kalmadi.Çok çetin bir savasti .Ben bir Siptfire düsürdüm,fakat bizim de kayiplarimiz var;Claus ,bir çok isabet aldi ve Thames nehrinin agzindadenize inmek zorunda kaldi."

-Demek oydu."
Kendisi ile birlikte bir çok muharebeye katilmis bulunan Claus,en iyi arkadasi idi .Molders ve Claus,yeri geldiginde zor zamanlarinda kaç defa birbirlerine yardim etmislerdi.Kendisini kurtarmak için herseye basvurmali idi.Ilk yapilacak is hava deniz kurtarma teskilatina telofon etmekti.

"Imkansiz olani yapmalisiniz .Imkansi olani anliyormusunuz"

        Birligindeki havacilar,o andan itibaren kendisini taniyamz olmuslardi.Ilk defa olarak komutanlari o herzamnki soguklanligini ve sukunetini kaybetdigine sahit olmuslardi.Yerinde duramaz olmustu.Girip atesi ve telasi içersindde tiriltiril titriyordu.

    Birdenbire emretti, ”Uçus elbiselerimi ve botlarimi getirin,hemen çabuk.Yedek uçaklardan birini alacagim.Claus’u bulmaya gidiyorum.”
“Ben de sizinle gelecegim”dedi Elberle. Iki uçak ,yagmur altinda havalandi.Makanistler onlari giri gökte gözden kaybetdiler.

Molders ve arkadasi,Dalgalarin hemen üstünden uçarak Ingiltere kiyilarina yöneldiler.Margate ‘nin yaninda geçip ,sagnak halinde yagan yagmur altinda Thames nehrinin mansabina girdiler.Kiyi bataryalari tarafindan ates altina alinmislardi ,fakat Mölders buna aldiris etmededigi gibi ,Sipitfire uçaklarinin üzerlerinie dalip dalmadiklarina bakmak için basini bile çevirmemisti.Alman hava kuvvetlerinde,kartal bakisli olarak meshur gözleri ile,dört bir yönde giri denizi inceden inceye arastirip taramakla mesguldu.Denizin üzerinde ,oldugu yerde sayip çabaliyan duran tarak dubalari ve tam suratle denizi arastiran hucum botlari hariç,hiç birsey görememisti.

       Denizin üstünde hiç bir uçak yada ona dair bir iz yoktu.Mölders,bu küçük teknelere ates açmamisti,zira zihni bir tek sey ile mesgüldü Claus.
Arkadasini geri getirmek için bütün yapabildigi bu kadarla kalmisti.Uçak bulunamamisti.Yakiti azaldigindan geri dönmek zorunda kaldi.Uçagindan indigi zaman Möldersain yüzü kül rengini almisti.O günkü akinda birlikte bulunmus olsaydi,Claus’un düsürülemiyecegini düsünüp duruyordu.Fakat bugun yada yarin düsülmiyecek imiy di?Bir pilotun alin yazisi bu diiil mi idi?

      Göklerde çarpisan bir pilotun mukatdirati,Werner Mölders’in bu tarif ve izah tarzina çok uygun bulunmaktayid.Bu fevkalede ender ve profosyonel avcinin görüsüne göre ,avci pilotunun herseyden evel bir asker olmasi zorunlu idi.

“Avci pilotunun ,tipik bir sekilde tek basina dovüsen bir savasci olmasindna ötürü,askeri bir egitim görmüs olmasi çok lüzümlüdür.Her pilot grubunun disiplinine kayitsiz sartsiz riayet etmeli ve ayni zamanda grubun sevk ve iiadere etmeye yetenekli olmali” demisti.

      Daha sonraki bir tarihte ,Avci Uçaklari müfetdisi oldugu zaman;pilotlarin ciddi bir seçimden geçmeden,tam askeri ve bilimsel bir egitim görmeden ve demir gibi sert bir disipline tutulmadan ,savasci biriliklere gönderilmelerinin bahis konusu olamiyacagina dair görüslerini ve prensiplerini,bütün avci filolarinda tatbik etmistir.
    Hava Tümgeneral Hebbard tarafindan ifade edildigi sekilde ,Werner Mölders,modern hava savasinin luzum ve ihtiyaçlari ile ,1914,18 savasina intikal eden Alman havaciliginin yüksek geleneklerinin nasil bagdastirilabilcegini iyi biliyordu.
        Askeri geleneklere bu tarz baglilik,bir tesadüf yada sans eseri degildi.Werner Molders,1913 yilinda Prusyadaki Brandenburg gazrnizon sehrinde dogmustu.Dört yasinda iken,annesi elinden tutup paytak paytak yürüterek,onu yakinlardaki kislada bulunan askerlerin geçit törenine götürmüstü .Uzun süreli bir savasa saplanip kalmis Almanyada ,çocuklar okulllarindan alinip ,direkt olrak savas alanina sevkedilmislerdi...

“Ben asker olmak istiyorum ,anne”diye bagirmisti çocuk.

   Annesi cevap vermemisti.Werner’in bir piyada yedek subayi olan babasi ,arkada üç oglan,bir kiz çocugu birakarak ,iki sene evvel Ardonne’de ölmüstü.Werner çocuklarin en küçügü idi.Annesi ,Dört çocugu yardimsiz büyütüp yetistirmisti.Ara sira ,kayin biraderinden biri küçük aileyi Trier’de kendileri ile birlikte kalmaya davet etmisti.Werner onbir yasinda iken ,bu amcasi “Ilk uçusun masrafi benden .Bu gün için sadece 6 mark” demisti.

   Yolcu uçagindan inerken Werner”Ben bir pilot subay olacagim” diye bagirmisti.Genç Werner’e bidayetdeki sartlarin pek yaver olmadigi anlasilmaktadir.Versay anlasmasina göre ,Almanyanin sadece 100.000 kisilk bir kara kuvveti bulundurmasina izin verilmisti.Almanya Hava kuvvetine sahip olmiyacakti.Fakat bir baris antlasmasinin hükümleri ,azim ve irade gücü ile kolayca bozulabilirdi.

   Werner okuldan ayrilirken “Küçük ordumuzda ,bir subay olarak ise basliyacagim” demisti.
Bunu yapti ;Dresten askeri akademisinden bir tegmen olrak mezun oldugu zaman ,Alman Yüksek komutanligi,ileriye dönük bir tedbir olarak gelecekteki bir hava kuvveti için adaylar arastiran yazilar yazmisti.Werner Mölders derhal adayligini koymus ve biraz sonra saglik muhanesi ve tahammül testler için çagrilmisti.

   Süratle dönen bir masa üzerindeki bir kara tahta üstüne oturtulmustu.Iskemlesi durdugu zaman ,Werner kara tahta üzerindeki yazilari okuyamadigi gibi ,migdesi bulanmis ve kusmaya baslamisti.Refüze edilip,kitasina iade edildi.Çok üzülmüs ve ümitsizlige düsmüstü.Bir hafta sonra irade gücü galip geldi .Simdi fiziki testlerin ne oldugunu biliyordu,bunlara kendisini hazirliyacakti.Bir kaç ay sonra ikinci bir tesebbüste bulundu ve kabul edildi.

        Junker -52’ler üzerinde uçmayi ögrendigi,bir uçus okuluna-tabi sivil olarak gönderildi. Rayn bölgesinin yeniden askerlestirilmesi,Versay Andlasmasinin ciddi olarak ve bilerek yapilmis haraketiydi.Bir kaç sivil uçus okulu, derhal askeri garnizon ve okul haline çevrildi.
Werner Mölders,Schleissheime gönderilmis ve altina bir Stuka verilmisti.Hayalleri gerçeklesmisti.
    Genç pilotun üstleri,kendisindeki Liderlik niteliklerinin daha simdiden farkina varmislardi.Wiesbaden’deki bir avci filosunda ögretmenlik yapmak üzere okuldan ayrildi.
Bu sirada ,Ispanya Iç savasinda Fronko saflarinda dögüsen Akbaba Lejyonuna gönüllü olarak katildi.Galland’in komuta ettigi grubun üçüncü avci filosunun komutasini derhal üzerine aldi.Adolf Galland ,simdiden meshur olmus bir Alman Asi idi.

     Werner Mölders,1938 Eylülünde ilk zaferi olan Curtis uçagini düsürdü.Iki yil sonra ,Calisde bulunurken bu ilk çarpismasi hakkina asagidaki satirlari yazmisti.Bu satirlar ,Mölders’in gerek avci pilotu ve gerekse ögretmen olarak pilot olarak ,her iki meslegini belirtmesi açisindan bilhassa ilgi çekici bulunmaktadir.

“Bu gün ilk zaferimi düsündügüm zaman ,bunun bir avci pilotunun hayatinda en önemli bir olay oldugunak ini bulunuyor ve edinilen intibalari münkün oldugunca objektif sekilde analiz etmeye çalisiyorum.Komutam altindaki pilotlara ilk savaslarinda yardim etmek için ,bunu yapmayi ziyadesi ile arzu ediyorum.

   “Kendimi ilk defa bir düsman uçagi ile karsi karsiya bulmam gerçeginin bana ,hava savasi ile ilgili bütün ögrenmis olduklarimi dogru olarak tatbik edip edemiyecegim endisesini unutdurmus oldunu hatirliyorum.Bana herhangibi bir sey olabilcegi kafamda yer etmemisti.Bundan baska ,düsünülecek zaman bulundugunu sanmiyorum.Ve birden rakibime çok erken uazktan ates açarak hata isledim.Hasmim derhal uazklasmisti.Bilahare ikinci defa ates açmadan evvel iyice yaklastim.Kendisini siddetle savundu.Yakin mesafeden ve isabetli atesimin sonucunda ,hemen ve derhal alevler içersinde düstü”

   “Ilk zaferin ,bir avci pilotunun hayati üzerinde,kesin bir tesiri olablir.Bunan içindir ki ben acemi pilotlarin kendilerine güven kazanabilmeleri için,ilk karsilastiklari kurbanlarini alasagi etmelerine daima yardim edip durdum. Bu prensibe tamamaen sadik kalmamis olsaydim sahsi zaferlerim çok daha fazla olablirdi.Fakat ben ,büyük sayida zaferler kazanmak için bir kaç kabiletli pilotun sistamatik olarka yetistirlmesi yerine ,ortalama yetenege sahip çok sayida pilotun yetistirlmesinin çok daha fazla faydali olacagi fikir ve kanatindeyim.”

Ispanya savasi sona erdigin’de;Mölders ondört uçaklik bir skorla en basta gelen Alman Pilotu idi.Kasim 1938 de Almanya’ya geri çagrildi ve ertesi yil “MAÇA ASI” adli grubun 1 Nolu filosunun kamutasini üzerine aldi.Bu gurup özelikle Ispanya’da savasmis pilotlardan kurulmustu ve savasin basindan itibaren Fransiz cephesinde görevlendirilmislerdir.

   Fransizlarin 1939 Eylülünden itibaren 1940 Haziranina kadar karsilasmis olduklari rakiplerine nazaran ,malzemece ve teknolji olarak Almanlara göre daha geiri bir duruma sahip olmalrina karsin . Alman Asi pilotlari,Kalbalik olduklarindan nöbetlese ve sira ile dövüstüklerinden ve Fransiz pilotlarinin siki rakipler olduklarini ispat ettikleri için ,bu devrede olaganüstü skorlar elde edememislerdi.

   Werner Mölders”soguk savas sirasinda fiilen yedi uçak düsürmüstü.Bizzat kendisi ‘de 5 Haziran 1940 tarihinde Chantily Ormani üzerinde düsürülmüs ve esaretden ,Fransiz –Alman mutakaresi ile kurtulmustu.Binbasiliga yükseltilerek,Almanlarin çogunun savasin son safhasi olarak mütala ettikleri safhaya katilmak üzere ,Calais’e gönderildi..

Londra akinlari ,Biritanya Hava Savasina dönüsmüstü.Mölders’in grubu ,500 zafer elde etmis bulunuyordu.Bizzat kendisi 60 uçaklik bir skor ile Almanyanin en basta gelen Asi olmustu.Galland 40 uçaklik bir skor ile ikinci olarak geliyordu.Fakat elde edilen bu zaferler nihai zaferler degildi.Büyük biritanya dayanmakta idi ve en kiritik noktadan kurtulmustu . Savas devam ediyordu .Mölders’te deövüsmeye devam etdi.115. nci rakibini düsürdükten sonra Yarbayliga yükseltildi ve ayni anda Berlinden”Yarbay Mölders!in derhal Genel karargaha gelmesi ve uçustan men edildigine”dair bir emir aldi.

     Savasan Ülkelerin çogunda yüksek komutanliklar ,zaman zaman bir büyük As’i ayni zamanda ölüme dogru gidis demek olan zaferleri esnasinda durdurmaya karar vermislerdi.Süphe yokki ölüme sevk ettikleri isimsiz savasan kitleerlide arasira düsünüyorlardi.Fakat liderler avci pilotlarinin çok parlak ve sonderece tehlikeli haraketlerinin etkisi altinda kalmis olduklarindan ,özelikle onlari korumaya çalisiyorlardi.Yine liderler bir adamin sadece akibeheti bakimindan degil ,kadere karsi meydan okumasi bakimindan ‘da bir nevi sorumluluk duyuyorlardi..Bundan baska ,bu yetenekli pilotlar tarafindan edinilen tecrübelerden faydalanilmasi gerektigini düsünüyorlardi.Bu hususlar Mölders’n”Uçustan menedildigi”ne dair emrin verilmesinin sebepleri idi.

      Savas liderlerini hiç biri ,Hitler’in Mölders’in durumunda bekledigi kadar uzun bir süre beklememistir.”Hitler daha sonra görecegimiz sekilde ,diger bir havaci için ,bundan sonra uzun bir süre baklemisti”Bununla berebar Üçüncü Rayh Ordularinin Yüksek Komutani,Mölders’in gerek ögretmen ve gerekse bir orgizanatör olarak degerini tamamen biliyordu. Geri hizmete alinmasindan az sonra Albayliga yükseltilmesi ve Avci Uçaklari Müfetdisligine tayin edilmesi ,bu hususun teyit ve ispat etmekdir.

     Gerçekten,sevk ve heyecani sadece havada iken hisseden kimseler ,uçustan pek istekli olarak ayrilmazlar .Bu tarzda yere indirilmis olan havacilarin hepsi ,üstlerine pretosta’da bulunmuslardi.Simdi bildigimiz kadari ile herne kadar uçucukluktan ayrilmasi kendisine çok seye maglolmasina ragmen Mölders ,pretosta etmeksizin iteat etmistir.Bu prusyali,nasil komuta etmesi gerektigi kadar,nasil iteat edileceginide iyi biliyordu ve herhalde ,asekri ruh yönünden bir örnek teskil etmeyi düsünmüs olmaliydi.Bu bakimdan yeni görevini yapmak için,elinden geleni esirgememistir.

    Ister Havacilikta ister baska bir hususla ilgili olsun ,Bir genel Müfetdis genelikle Ülkenin baskentinde oturur bürosundan telofon ederek ara sira bir denetleme turuna çikarak görevini yerine getirdi.Bu hususa Möldersten öncekileri riayet etmislerdi.Ondan sonra gelenler’de riayet edecekelerdi.Fakat Mölders “Büro degil bir araba istiyorum demisti”

   Kendisine ,Telofonlar ve sekreterler ile karargah haline getirilmis iki araba verilmisti.Seyyar karargahi ile geziye çikmis ve raporlarini gitdigi yerden Berline göndermis oluyor yada geri dönmüs ve bir kaç güm için Baskentde karagahi parketmis bulunuyordu.Mölders’in bulus ve yenilikleri sadece Avci filolarinin müfetdisligine bagli kalmamis,fakat ayni zamanda,Kirima karsi büyük taruz sirasinda 1942 ilkbaharinda büyük boyutlara erisen hava ve kara kordinosyonu alaninda etkili olmustur...Tarihteki ilk haraketli karargah uygulamalrindan birisi olmustur.

   Bu taaruzdan önce müthis bir hava kuvveti hazirligi yapilmisti.Müfettisin iki arabadan mutessekkil karagahi ,cephenin münkün oldugu kadar ilerisine yanasmisti.Mölders her sabah arabasini ileri hatlara sürüyor ,arabasindan indikten sonra siperlere kadar yürüyerek ,muhtelif birlik komutanlari ile birlikte o günkü ve ertesi günkü hava haraketlarini hazirliyorlardi.Tekrar karargaha dönerek ,telofon ve telsiz ile civardaki hava alanlarindaki grup ve filo komutanlarina emirlerini bildiriyordu.

    Göring kendisini telofon ile aradigi zaman,bu isle fazlasi ile mesgüldü.
   “Udet öldürüldü.Kendisine bir milli cenaze töreni yapilacak .O geçen harbin en büyük havacisi idi ve sende bu savasin.Mezari basinda seref kitasi tarafindan yapilacak saygi atesine sen komuta edeceksin.Derhal uçaga atla ,Berline gel.”

   Mölders hemen Perkop yakinindaki Chaplinka hava alanina gitdi ve bir Heinkel 111 uçagina; emir subayina ;makanist ve telsizci ile birlikte bindi.Hava sartlari dehset kötü idi.Gök bulutlar ile kapli olup,yagmurla karisik sideetli rüzgar esmekteydi.Fakat bu durum ,uçakla çok daha kötü sartlar altinda uçmus olan Werner Mölders ‘in ilk defa karsilastigi bir sey degildi.Bundan baska ,bu yolculugu ertlenmesi bahis konusu olamzdi.Udet ‘in seref kitasi koutanini bekliyordu.Heinkel havalanip firtinan içine daldi.Sidetli rüzgaz ,uçagin hizini kestiginden Mölders yakit ikmali için Breslav’a inmeyi karlastirmisti.O sirada görüs sartlari hemen hemen sifir idi.Mölders hava alanina yaklasirken alcaldi .Bir den bire motorlardan biri stop etdi;bunu derhal ikincisi takip etdive uçak bir den siddetle sarsildi.Heinkel bir engele ,ya bir fabrika bacasina veya telgraf diregine çarpmisti.Mölders bu kazada öldü.Yirmidört satden az bir süre içersinde Almanya iki ayri kusaktan en güzide iki avci pilotunu ve asini kaybetmisti.
     Werner Mölders ,Kirim cephesinde bulunurken ,henüz bir kaç hava zafer ibulunan üstegmen rütbesindeki bir pilotu tesbit edip mim koymustu.
    Mölders ellerini sikarken Üsteymene”Yolundan seni hiç bir sey alikoymasin”demis ve “En son sortilerini dikatle takip ediyorum .Avci savaslarinda senin için büyük bir istikbal görüyorum “diyede eklemisti.Bu Üst Teymenin adi HERMAN GRAF idi....
HERMAN GRAF ‘ida   ilerki zamanlarda sizlerle paylascam .

Saygilarimla
_TGR_Alp
 
Kaynak:Uçmak için doganlar
Yazar:Greorges Blond
Çeviren:Tacettin Saner
Baski:1984

Hermann Graf (d. 24 Ekim 1912 - ö. 4 Kasım 1988), II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın As Pilotu. 830 uçuş görevinde 221 hava zaferi ile yeryüzünde en çok uçak düşüren 9. kişidir. 2 Ekim 1942 de 200. zafere ilk ulaşan pilot ünvanına da sahiptir. Bu zaferlerden 202 tanesi Doğu Cephesi'nde elde edilmiştir.
Genç bir çocuk olarak Graf futbol'da büyülenmişti. Onun ilk futbol kulübü DJK Engen ile başlayan futbolculuğu daha sonra FC Höhen'de bir kaleci olmasıyla devam etti. Antrenörü Sepp Herberger, (Alman Milli Futbol Takımı ile 1954 FIFA Dünya Kupasını kazanan), (1921-1925) tarafından eğitildi. Fakat Graf'ın Kırık başparmağı milli futbol takımı kariyeri için umutları sona erdi. Graf on üç yaşındayken 1926 yılında Volksschule'den (ilkokul) mezun oldu.
Futbol ve havacılık tutkusunu arasında duygusal bir çakışma yaşayan on iki yaşındaki Graf, Adolf Hitler'in Versay Antlaşması'nın geçersiz kıldığı 1935 yılında yeni oluşturulan Luftwaffe'da uçuş eğitimi için başvuruda bulundu.
II. Dünya Savaşı'nda 1936 yılında temel havacılık eğitim için kabul edilen Graf, 1938 yılında gelişmiş uçuş eğitimini tamamlamış oldu. Aslında daha çok uçak motoru eğitimi için seçilmiş ama savaşçı pilot olarak uçmayı istemişti ve 2./Jagdgeschwader 51 (JG 51) Unteroffizier rütbesiyle 31 Mayıs 1939 tarihinde göreve atandı. JG 52 için Romen pilotlarını yetiştirmek için Romanya'ya nakledildi.
Mayıs 1941'de III. / JG 52 Operasyon Merkur ve Girit işgalini destekleyen Yunanistan'a transfer oldu. Bu birim çoğunlukla bu süre içinde saldırı görevleri yere uçtu. Haziran başlarında birimi Romanya'ya geri aktarıldı ve 22 Haziran'da birimi Barbarossa Harekatı'nı destekledi.
Graf, çoğu JG 52 personeli ile beraber Almanların savaş sonunda teslimiyetinden kısa bir süre sonra Ruslara teslim edildi. Nazi propagandası üzerinden ve JG 52 Komutanı olarak ünlü olması, Graf'ın Sovyetler tarafından saygısına neden oldu. 29 Aralık 1949 yılına kadar hapiste kaldı.
1965 yılında Graf'a Parkinson hastalığı teşhisi kondu. Savaş sırasında yüksek irtifada yaptığı görev uçuşları Parkinson hastalığı'nı çok etkilemişti. Hermann Graf Kasım 1988'de memleketi Engen'de öldü.

1 yorum:

  1. Sayın moderatör kardeşim bu kaynağı Türkçe yada İngilizce olarak nerden buldun hayretler içerisindeyim.Zira o gün (11.11.1940) yaşananlarla ilgili internette hiç bi kaynak yok.Biraz da ben bişeyler anlatmak isterim o günle ilgili:Kasımın 11'i o gün JG-51'in I.grubu İngiltere üzerine JABO görevi icra etmek için havalanıyorlar Thames nehri üzerinde uçarlarken karşılarına NO.603 squadron'un spitfire ları önleme yapmak amacıyla çıkıyorlar.O gün yaşanan çatışmanın sonucunda JG-51 den son derece 2 çaylak pilot ve oberleutnant GEORG CLAUS düşürülüyor.Karşılığında ise 4 spitfire ve 1 hurricane vuruluyor.

    YanıtlaSil