Elektronik Ateşleme, Bekleme Zamanı
1,0 Kappa motorumuz, yakıt ekonomisine katkı sağlamak adına
iki önemli avantajını doğru şekilde kullanmak gerekir. Bunlardan ilki
elektronik ateşleme sistemi. Elektronik ateşleme sistemi, yakıtı en verimli
yakmanıza yardımcı olmaktadır. Hyundai i10 aracımda, gaza bastığımda motorda
ateşleme zamanı değişmektedir. Motor yüke bindiğinde, ateşlemenin açısı
değişmektedir. Ateşleme sistemi işleyelim. Motor sıkıştırma zamanında, üst ölü
bölgeye ulaştığında, krank mili pozisyon sensörü, ECU mesaj gönderir. Üst ölü
bölge sıkıştırmanın zamanın sonudur. Bu noktaya gelmeden birkaç derece önce,
15000 voltluk gerilim ateşleme bobininden bujiye gönderilir ve patlama
gerçekleştirilir.
Elektronik ateşlemeye sahip, üzerinde değişken subap zamanlaması
olan bir otomobil kullanıyor iseniz işler biraz daha karışık hal alacaktır. Aracınız
LPG yakıyor ise, bu iş biraz daha işleri karıştıracaktır. Lpg yakıtın yanma sıcaklığı
yüksektir. Zaten lpg yakıtını tek problemde budur. Her şeyden önce biraz kimya bilgisi. Benzin
dediğimiz yakıt 232 derecede tutuşur ve alev sıcaklığı 940 dereceye ulaşır.
Ülkemizde satılan Benzin 95 oktanı geçememektedir. Lpg olarak bildiğimiz, Sıvılaştırılmış
Petrol Gazı 470 derecede tutuşmakta, içindeki Propan miktarına göre alev
sıcaklığı 1980 dereceye ulaşmaktadır.
Alev sıcaklıları bakımından LPG
fazlasıyla yüksek sıcaklığa sahiptir. Benzin -65 derecede parlama noktasına
istinaden, LPG parlama noktası -104 derecedir. Lpg yanma odasına Gaz halinde
püskürtüldüğünde Benzine istinaden ateşlenmesi için daha fazla voltaja
ihtiyacı vardır.
Hyundai i10 1,0 Kappa motoru her ateşlemede 1980 derecelik
alev sıcaklığına katlanmak zorundadır. Alevin sürekliliğinin milisaniyelerle
ölçüldüğünden, ortalama bir sürüş esnasında katalizör sıcaklığını 850
derecedir. Bu sıcaklık, uzun süreli rampa tırmanışlarında 1000
dereceyi aşmaktadır. Alüminyum erime sıcaklığı 670 derecedir. Motor üreticileri
blokları yaparken saf alüminyum kullanmaz. Alüminyum alaşım üretiminde, demir,
manganez, silikon, magnezyum kullanılmıştır. Bu maddeler, erime sıcaklığını yukarı
taşımıştır. Alüminyum çok iyi bir sıcaklık ileticidir, demir bir bloğa göre sıcaklığı
üç kat hızlı iletir. Koreli Mühendisler bu motorun yağlama sistemine çok
güvenirler. Motor yağı, sürtünen yüzeyleri kayganlaştırmakla beraber bloku
soğutmak içinden kullanılır. Bu sebeple motorun 3 litre motor yağı kapasitesi
vardır. Motor yağımızda soğutmak için 4,7 litrelik soğutma sıvısı motorun
kanallarında dolaşmaktadır. Soğutma sıvısı olarak tamamı yeşil renkli organik antifriz kullanılmaktadır. Her silindir etrafını saran su gömlekleri içinde çalışır.
Hypermiler Motorun Sıcaklık kontrol sistemini iyi bilmeli.
Hyundai i10 1.0 LPG, yaktığı yakıt konusunda beni ilk
zamanlar çok tedirgin etmişti. Aracın bir hararet göstergesi yoktu. Motorun
hararetini takip edememek tedirgin edici. Daha önce yüksek hararetten conta
yakan Skoda aracımız olmuştu. Üstelik Araç benzinle çalışırken başımıza
gelmişti. Obd 2 elm327 cihazı alıp, telefonuma yüklediğim Dash Command programı
ile yaklaşık bir sene aracın hararet durumunu inceledikten sonra bu korkudan
kurtulabildim.
Hyundai 1.0 litre Kappa B3LA kodlu motoru kullanıyor. Bu motor
rölantide iken hızlı bir şekilde ısınmaktadır. Araba önden rüzgâr almaz ise
yazın güneş ışığında çok çabuk ısınıp fan açar. Arabanın bu özelliği Kış
aylarında iyi bir durum iken, yaz aylarında sık sık fan açmasına sebep olur. Aracın
en sevdiğim özelliği, saate 80 km hız ile seyir edildiğinde asla fan açmaz.
Motor kendini ısıtma sürecini bitirdiğinde 85 derecede termostat açar. D100
veya Şile otoyolu gibi güzergâhlarda eğimin %5i geçmediği yol koşullarında fan
açmadan, ön panjura vuran soğuk rüzgârın etkisi ile motorumuz kendini
soğutabilmekte. Sadece su pompası motordan güç çalmaktadır. Çok uzun bir rampa inişte
ayağınızı gazdan çekerseniz, motor harareti hızla düşer. 85 derece sıcaklığa
indiğinde termostat kapanır, motorun içindeki su radyatöre uğramadan su
pompanızdan geçerek gömleklerde sıcak kalmaya devam eder. Motorun Lpg ile
çalışması sebebiyle yakıt kesilmez. Saate 0,8 litre lpg yanmaya devam eder.
Motorun 85 derece altına düşmesine kesinlikle izin vermez. Motor yaptığım
gözlemlerde asla 85 derece sıcaklığın altına inmedi.
Motor kendini soğutmuyor, peki LPG aleviyle nasıl başa
çıkabiliyor. Bu noktada sensörler devreye giriyor. Motorun iki önlemi var. Sıcaklık bir şekilde 91 dereceye ulaştığında
termostat sonuna kadar açılıp sıcaklığı 87 dereceye düşürüyor. Normal seyir
halinde, saate hızınız 80 ve üstü durumlarda sık sık bu pasif soğutma ile
sıcaklık dengede kalıyor. Biz bu soğutmayı yaparken enerji harcamıyoruz. Bu
seyir momentumunun bir etkisi. Fakat düşük hızda motor yüke bindirecek bir
aksiyona girdiğinizde 98 dereceye kadar sıcaklık tırmanıyor. Bu durum birkaç dakika
böyle devam ediyor. Motor yağıda çok ısındığından artık fan devreye giriyor.
Fan devreye girmesi Hypermil açısından iyi bir durum değil. Ek elektrik
tüketimi ek motor yükü olarak yansıyor. Yakıt tüketimini kısa süreliği nede
olsa 0,5 litre artırıyor. Fan duruma göre en fazla 20 saniye çalışıyor.
Arabanın en çok fan açtığı durumlar şehir içi dur-kalk trafikler. Hyundai i10
kullanan bir Hypermiler en büyük düşmanı Dur-Kalk trafiklerdir.
Yıkıcı Dur-Kalk Trafik Döngüsü
İstanbul’da en büyük derdimiz Trafik sorunudur. Hypermiler
olupda Lpg’li i10 kullanıyorsanız, en kötüsü ise yukarda bahsettiğim tüm süreci
biliyorsanız, canınız epey sıkılmaktadır. Motorumuz önce yağ tarafından sonra
soğutma sıvısı ile soğutulur. Ayrıca motor kaputunun altınında belli bir sürat
ile serinletilmesi gerekir. Katalitik konverter, motorun egzoz manifolduna
doğrudan yapışıktır. Üzerinde ısı kalkanı vardır. Motor hava emme borusu,
katalitik konverterden uzakta sol çamurluk yakınındadır. Normal bir seyirde
kaput altı 30-40 derece civarındadır. Bu sıcaklıkta hava motor tarafından
emilerek yakılır. Bu sisteme Warm Air intake denir. Sıcak hava emme sistemi
olarak telaffuz edebiliriz. Motor ısındıkça, kaput altında sıcak ortam oluşur.
Emme manifolduda bu sıcak havayı emer. Sıcak hava Oksijen bakımından fakirdir. Bu
sistemin ana amacı, motora giren oksijen miktarını azaltarak, yakıt ekonomisi
sağlamaktır. Daha az oksijen geldiği için, daha az yakıt püskürtülür.
Hyundai i10 tatlı tatlı bu şekilde seyrettiğinizde hiçbir sorun
olmaz. Ama uzun süreli bir sıkışık trafiğe girdiğinizde yavaş yavaş istenmeyen
durumlar oluşmaya başlar. Dur kalk trafikte, radyatör yellenmez. Sıcaklık 98
derecede bir süre çalıştıktan sonra, motor yağımızda artık ısındığından artık
fanın devreye girmesi gerekir. Fan devreye girdiğinde soğutma suyu 87 dereceyi
hızlıca düşürülür. Fakat motor yağı sıcaklığını bu kadar çabuk düşüremez. Bu
nedenle, ısısını soğutma suyuna alüminyum motor bloğunun 3 katı iletkenliği
sayesinde soğutma suyuna iletir. Kısa zamanda soğutma sıvısı sürekli radyatöre
yüklenir, fan açtırır. Fan artık tüm radyatörün sıcak havasını kaput altına
basar. Önden Fan, arkada 650 derecedeki katalitik konverter, kaput altındaki
havayı iyice ısıtır. Kritik 75 derecelik sıcak hava noktası geçildiğinde, emme
manifoldu sıcak havayı yanması için motora basar. Bu süreç yaklaşık 10 dakikada
gerçekleşir. Oksijen bakımından son derece fakir olan 75 derecedeki hava, yakıt
bakımından zengin kalınca Lean-Burn yani fakir yanmaya sebeb olur. Ecu Oksijen sensöründen
bu bilgiyi aldığında, yakıtı iyice kısar. Motor artık ancak kendini soğutmaya
yetecek kadar güç üretek duruma düşer. Klima açarsanız, yürütmek bir hayli
zahmetli olmaya başlayacaktır. Dur kalk
trafik süresi uzadıkça, haşlanan ve yeterince soğutulamayan motor yağı
buharlaşır. Krank havalandırma borusu
üzerinden tekrar emme manifolduna verilip, yağ buharı yakılır. İ10 motoru yağ
yakmaya başlar. Benim kişisel ölçümlerimde 15000 kmde bu yağ yakma ortalaması İstanbul
için 500 gramdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder