9 Nisan 2015 Perşembe

2015 Nissan Micra 1.2 CVT (A/T) ile Haftasonu Kabusu

Merhaba
Uzun zamandır otomobil kullanmıyor olmak bana bir dert oluşturmaya başladığı sıralarda, piyasada test edecek değişik arabalar ararken Avis araç kiralama firmasının Oçak ayının başından itibaren Nissan Micra araçları kiralama servisinde kullanmaya başladığını öğrendim. Bu haber beni çok mutlu etmişti. Çünkü Uzun bir süredir değerli nişanlım bu otomobile ilgi gösteriyor, özelikle bir önceki kasa kurbağa gözlü Micralara bayılıyordu.

Kurbağa Gözlü Micra

Micra... İstanbul'un sokaklarında türlü türlü renklerde içinde bayan sürücüleriyle bütünleşmiş bir model olmuştur. Bunun erkek sürücülüsünü görmek, çimenler arasında dört yapraklı yonca bulmaya benzer. Bu aracı her zaman merak etmişimdir "nasıl bir otomobil" olduğunu. Bu merakimı fırsatını bulupta bir türlü gidereme miştim.

Kayınbiraderim, otomobil aşkı ile yanan, genç bir delikanlıdır. Uzun süredir babasınıda bu konuda ikna etmek istesede bir türlü başaramamıştı. Otomobil sürüş yeteneklerini ölçmek ve trafiğe alıştırmak için ona otomatik vitesli otomobil kiralamaya karar verdim. Otomobil kullanma yeteneklerinden çok trafikte araç kullanma becerilerini otomatik vitesli arabada çok daha iyi gözlemliyebilirdim. Daha öncede Manual şanzımanlı arac kullandırmış, Fakat vitesleri gecirme esnasında yaşadığı korku ve panikten dolayı trafikte sürüş yapmasına izin vermemiştim.

İş bu sebeb ile  Avis rezervasyon servisini arayıp otomatik şanzımanlı araçlarından birini kiralamak istedim. Telefondaki bayan Otomatik ve ekonomik araçları sayarken, Lancia , Ford fiesta ve arkasından Nissan Micra demez mi. Bir an gözlerimin içi parladı. Micra kelimesini duyunca hemen aklımdaki tüm  o eğitim kayınca şeyleri uçmuş, Micra kelimesinin verdiği yüksek merak duygusu sarmıştı. Micra demek, Japon Arabası, Yüksek Devirli Motor, CVT Şanzıman, Kurbağa Gözlü Araba, Nişanlımın sevidği kerata , demekti benim için. Hemen aracı kiralamak için gerekli rezervasyonu yaptım. Üstüne basa basa Micra istedim.

Hafta sonu için yaptığım rezervasyon sebebiyle, otomobile ulaşmak için yaklaşık 3 günüm vardı. Fakat arabaya merak duyduğum için fazla dayanamayıp, evime çok yakın bir yerdeki Nissan Showroomuna gittim.




Showroomda gördüğüm, o eski patlak gözlü kurbağa yerine , üstüne üç defa makyaj yemiş, B segmenti, tombik bir otomobil çıkmıştı. Pek te şaşırmamıştım. Çünkü bu modelleri yani makyajlı kasayı uzun süredir tek tük görüp Mitsubishinin Spacestarlarına benzetiyordum. Açıkcası yeni kasa eskisine nazar ilgi cekici değildi. AH nerde o eski Kurbağa...! 




Arabanın içi yuvarlak yuvarlak tasarımlarla doluydu. Her halinden belliydi. "Ben Garı Arabasıyam" diye bağırmadığı kalmıştı. Benim için en önemli gösterge devir göstergesi sonra hız göstergesiydi. Devir saati kücük ve yarım ay şeklinde olması benim için - puandı.
Arka koltuklar Ford fiestaya kıyasla çok daha büyüktü, Benim gibi 1,85 metrelik adam için boş diz mesafesi ve kafa mesafesi bırakmıştı. Bagaj tepesinde spoileri çok güzel bir ayrıntıydı. Aracın lastiklri biraz küçüktü. Lastik yanakları kalındı. Kapı kolları krom kaplama , ortadaki dairesel klima kumandaları siyah ve esnek bir plastikten yapılmış zayıf bir malzemeden yapılmıştı.


Otomobil, 1,2 cc hacminde 3 silindirli bir motor kullanıyordu. Motor gücü 6000 devirde 80 beygir olan makine, 110 nm torkunu 4000 devirde üretiyordu. Üstünde birinci nesil Xtronic CVT şanzıman bulunan araba için test sürüşü talebim anında kabul edildi. İlk test sürüşüne çıkmak nasıp oldu. 


İlk İzlenim 

Test sürüşüne başlıyoruz, çok heyecanlıyım. Çünkü ilk defa bir japon otomobiline biniyor, ilk defa bir cvt şanzıman sahip arabayı sürmeye başlamıştım. Tork konverter ile motora bağlanan CVT şanzıman ayağımı frenden çeker çekmez , rolanti devrinde aracıu harket etmeye başlamıştı. Son derece yumuşak direksiyon, kolaylıkla dönebiliyordu. Gaz pedalına hafifce bastıkca motor 2000 devirde sabitlenip yavaş yavaş hızlanıyordu. Gaz pedalı 2 aşamalı idi. %90 bastıktan sonra sert bir kademe daha vardı. Buna basınca motor redline görüyor, Cvt şanzıman Redline boyunca açılarak en yüksek ivmelenmeyi sağlıyordu. Test sürüşü yarı otoban yarı sıkışık trafikte gecerken ben aracı harikulade beyenmiştim. Oldukca dik rampada tork konverterin sağladığı konfor o an için inanılmaz geliyordu. Test araçımızın 7,8 litrelik yakıt oratalaması bile bu harika izlenimi bozmuyordu. O an cebimde 46000 tl olsaydı bu otombili kesinlikle alırdım. Evet alırdım. Ama haftasonu yaşadığım deneyimden sonra kararım ne olcaktı...!!!!

Otomobil o günkü kampanylar ile Match paket fiyatı 46000 tl iken, ek ücret ile Navigasyon paketi ile 2500 tl ödeyerek sahip olabiliyordunuz.

Cumartesi Akşamı Micra ile Sürüş Eğitimi

Cumartesi gelir, akşam 18:00 olduğunda Avis Sabiha Gökçen şübesinden Nissan Micra 1,2 CVT Match paket aracımı full depo teslim aldım. Yanıma kayıncoyuda alıp, gittik dos doğru  İstanbulpark'a  gittik. Sadece 11 km kullanmıştımki arabayı acemi kardeşimize verdim. Onun trafikteki becerisini ölçmek , otomatik vitesli arabayı öğretmek öncelikli planımdı . 
-Sol ayağını Şurdaki yere koy.
-Sağ ayağın ile gaz ve frene basıcaksın. 
-Arabanın kontağı aç. 
-Önce ışıklar sönsün. 
-Vites D konumuna getir
-El frenini indir
-Ayak frenini indir.
Araba rolanti devrinde hareket etmeye başladı . Yavaş yavaş ilerlerken , 
-Gaza  bas, Gaza bas, Korkma bas. 
Araba hızlanmaya başladı, 1900 -2200 devir arasında oynuyan devir saati, oranı büyüyen Cvt şanzıman onu yavaş hızlandırıyordu. 


Çok dik bir yokuşta durmasını isteyince affalladı, gazı bırakıp frene bastı. Araba durunca freni bıraktı. Geri gitmediğini görünce şaşırdı. 
-Bu araba yokuşta geri gitmez, sen gaza bas bakıyım ne olcak. 
Acemi genç, Devriyaj pedalının stresinin olmadığı bir arabada olduğunu anlayınca sevindirik oldu. Gaza bastı, tekrar hızlanmaya başlayınca,  özgüveni geldi. Hızını artırdı. Araba o kadar kolaydıki. Sağdece sağ ayak, fren ve gaz kombinasyonu. İstanbul park yolu bitince, Via/port'un yarattığı muazzam trafiğe soktum onu. Hayatında ilk defa trafiğe giren kayınco, ilk başta biraz zorlansada, dur kalk yapmanın aslından ne kadar basite indiğini anlayınca işler dahada kolaylaşmış oldu. Via/port alış veriş merkezinin Otoparkına soktum. Dar alanda manevralar yaptırıp, öz güvenini getirdim. Via/port outleti terk edip Alemdağ Şile Yoluna çıkardım. Saate önce 70 , sonra 90 en son 120 km hıza çıkarak ilerlemeyi sürdürdü. Micramız bize bu sırada 4,9 litre yakıt tüketimi gösterek güldürdü. 95 km süren eğitim sonunda ise genel yakıt tüketimi 5,6 litre olarak sonlanıcaktı, 



Kayınco, aracın öz güven sağladığını, çok zevkli olduğunu, rahat sürdüğünü, trafikte birle stres yapmadığını anlattı. Acemi sürücümüz, araç için yorumu daha çok Tork Konverterli CVT şanzımanın sağladığı kolaylılar üzerineydi. Acemi insanda zaten Devriyajdan ve vitese takma sırasındaki tedirginlikten korktuğu için kendisinden başka nasıl bir yorum beklenirdi ki. Ben çok çok az aracı kullanma şansım olduğundan hayla ilk test sürüşündeki , müthiş araba Nissan Micra modundaydım. Kızlar, arabayı seviyor, "ay ne kadar şirin" diyor, Nişanlım " inşallah bizimde olur" diyor. Herkes arabayı seviyor ve seviyordu. Bayanlar arka koltuklarda geniş geniş yayılıyor, bozuk yollardaki, cukurları sömüren yumuşacık süspansiyonlara bayılıyordu. 

İlginçlikler Başlıyor

Akşam oldu, arabayı ben teslim aldım. Aracın lambaları nasıl yanıyordu. yanıyor muydu yanmıyormuydu, bunu anlamak için öndeki konsolumda herhangi bir işaret yanmıyordu. Farları otomatiğe almıştım. Ön sisfarlarınıda yakmıştım. Bana sadece ön ve arka sis farı uyarı ışığından başka bir işaret sunmuyordu göstergem. Parklar açık mı, kısalar açık mı, uzunları yakınca sadece bir mavi uzun far logosu yanıyordu. Bu arabamı bozuktu, yoksa bu normali midir.

Silecekler , silecekler otomatiknasıl alınıyor verene kadar çözemedim. Auto yazan bir cevrimi var ama o çevrime neyi getireceğimide çözmedim. Yağmur felanda yağmadığından uğraşmadım. 

Yol bilgisayarını ilk 3 saat nerden değiştiril diğini bulamadım. Japonlar, bu dotmatrix ekranın fonksiyon butonunu ön konsolda far kumandalarının üstünde, iki adet buton olarak koymuş. Göstergelerdeki 220 km h altındaki çubuk ne işe yaradığınıda çözemedim. Uzunca bastım çevirmek istedim, ama işlevsizdi. 

Yakıt tüketim göstergem, 0-30 litre arası uzuyan bar şeklindeydi. Pekte kullanamadım. Rolantide boşta beklerken 30 litre yakıyor gösteriyordu. Tam gaz yapıp , kickdown tuşuna basıncada 25 litreye çıkyor, Hızlandıkca yavaş yavaş azalıyordu. 

Aracın önünde en eski 2010 HR12DE model 3 silindirli motor, ona bağlı tork converterli birinci nesil Xtronik CVT şanzıman. Bunları kumanda eden ECU ünitesi, elektirikli direksiyon, ABS, EBD, ESP, Break Assist, Lastik basınç göstergesinden, 6 adet hava yastığı varken. Elektrikli dikiz aynaları ile tek tuşla açılan camlara sahipken , arkaya baktığımızda, kampana frenler, manivela ile açılan camlar, ucuz esnek plastikten bir bagaj davlumbazı ile karşılaşıyorsunuz. Üstelik bu üst versiyonu oluyor. Aracımız Hindstan yapımı olduğunuda belirtmeliyim. 

Nissan Micra Cvt Şanzımanı 


Nissan Micra 2010 yılından beri 1.2 litre HR12DE kod adlı 3 silindirli motoru kullanıyor. Bu motora Nissan'ın geliştirdiği Xtronic Cvt şanzıman eşlik ediyor. 80 beygir gücü 6000 devirde, 110 nm torku ise 4000 devirde alan bu motor ve Xtronic CVT Şanzıman arasındaki ilişki, 2 kademeli bir gaz pedalı ile sağlanıyor. 


Vites kolunda ise  (P) "Park" Modu, (N) "Natural" Boş Vites, (R) "Reverse" Geri Vites, (D) "Drive" Sürüş modu, (L) "Low" Ağır sürüş modu bulunmakta. Vites kolunda kilitli geçiş butonu hemen altında ise sport modu var.




Arabamız gaza (D) modunda ilerlerken, gaza az bastığınızda 2000 devirde tutarak aracı ivmelendirmete. Gaza basma oranı artıkca 2200 devirir tutmaya devam ederek ivmelenme hızını artırma eyilimine girmekte. Siz gazı %50 üstüne bastığınızda ise 3000 4000 devire çıkıp maksimum tork devrini yakalayarak mümkün olan en ekonomik yakıt tüketimini sağlayacağı maksimum ivmelenmeyi gercekleştirmekte. Gaz pedalına biraz daha basınca 5000 deviri görmekte ivmelenme hızı artmakta, yakıt tüketim değerleri uçmaktadır. 

Gaz pedalı altındaki son kademe kickdown butonuna basınca ise Motor maksimum devrine çıkana kadar CVT şanzıman oranını küçültmektedir. Akabinde 1 saniyelik gecikmeye sebeb olduktan sonra, maksimum gücü eline alarak, mümkün olan en yüksek hızla ivmelenme ye başlamaktadır. Fakat bu arabayı en kısa 14 saniyede 100 km hıza ulaştırabilmekte. 

Kickdown Butonunu 3 veya 4 defa ani sollamalar için kullandığınızda, 4,9 litre olan yakıt tüketiminiz, çok rahat bir şekilde 6,4 litreye  çıkabildiğini biz şahit olduk. 

Her ne kadar CVT olsada, motorunda Tork Konverter'e bağlı bir sistemdi. Tork Konverter saate 40 km hızı aşınca otomatikman Lock-up Damper devreye giriyor. Motor ile şanzıman arasında doğrudan bir bağlantı oluşuyordu. Bu nedenle özelikle 40 km altı hızlarda aracın yakıt tüketimi artıyor. Gaz tepkilerine ani tepkiler verebiliyordu.

İvmelenme sonunda ayağınızı gazdan çektiğinizde, araba sanki boş vitesde ilerlermiş gibisinden bir havaya bürünüyor. CVT maksimum oranına yükselip rolantide çalışan motordan dahi güc alarak olan hızı korumaya çalışıyor. Hafif gaza bastığınız zaman ise genelde 2000 ila 1800 devir arasında 100km hızı korumaya yönelik oranlar arasında gidip geliyor. (D) Drive modu tamamen eknomiye yönelik hareket ederken, Vites kolundaki  düğme ile aktif edilen (S) modu sadece motor olağan çalışma devrini 3000 devire çıkarmaktan öteye gitmiyor.  Bu da sizi maksimum tork devrine daha yakın tutduğundan cvt şanzımandan kaynaklı gecikmeleri azaltıyor. Gaz pedalına yeterince basmaz iseniz 3000 devri korumaya çalışan CVT motor frenine sebeb oluyor. Bu nedenle sport modda iken Normal Drive modda gaza bastığınız orandan biraz daha fazla gaza basmak zorunda kalıyorsunuz. 


İkinci Gün: Uzun Yol Test Güzergahı 


Ben bu arabayı en iyi nasıl test ederim diye düşündüm, Kendime 308 km uzunluğundaki, Tuzla'dan başlayıp Şile-Ağva-Kefken-İzmit-Derince üzerinden yine Tuzla'da sonlanan bir güzergah çıkardım. Bu yolculukta bana Nişanlım, Kaynım, Baldızım ve Bebeği eşlik edecekti. 

Bagajlarımızı doldurduk, Bebeğimizin arabası bagaja sığmadı. Bagajdaki pandizotu söküp çıkarıp, bebek arabasının üstüne koyunca anca sıgdırabildik. Kıyıya köşeye ise yolda tüketmek için besin malzemeleri tırıvırı ve bebeğin ihtiyaclarını sıkıştırdık. Demek oluyorki, Nissan Micra kullanan bayanın bebek sahibi olmaması lazım. O tampon eşiğine kadar bebek arabasını kaldırıp kücük bagaja sıgdırmak bana bile zor gelmişti. Neyseki arka koltuklar son derece geniş, bebeğimiz için son derece rahat bir ortam sunuyordu.  



İlk hedef Şile yakınlarındaki Karamandere Şile Saklı göldü. Şile otoyolunun kaymak asfaltında içi dolu Micramızla gazlamaya başladım. Saate 90 km hızla hızı sabitleyip cvt şanzımanın hızı korumak adına yaptığı hareketleri izledim. Hafifi yokuşlarda 90km hızı korumak için 3000 devire kadar çıkan otomobil, tam gaz basıldığında ise 130 km hıza zar zor çıkabilmişti. Saate 100 km hızı aştığımızda ise kabinin için aşırı rüzgar gürültüsüyle boğuluyordu. 120 km ve üzerin hızlarda  ilermek için ciddi sinirlere gerek var çünkü bu sese katlanamadım. İş bu sebeble 90 km hızda seyretmeyi uygun gördüm. Zaten araba dolu haliyle çekmiyordu. Motorun bağırtısı kabindeki yolcularımı rahatsız ediyordu. 



Aracımızla Saklı Göle geldik, Kahvaltımızı yaptık ve oranın tadını cıkarttık. Yakın zamanda Tv de haberlere konu olan bu yerde kahvaltı kişi başı 25 liraya maliyeti oluyordu. Bebeğimiz biz buranın doğal havasında ruhumuzu tazelerken, Micra artık bende yavaş yavaş kötü izlenimler bırakmaya başlamıştı. Yumuşak süspansiyonları fazla yumuşaktı, Cvt gecikiyordu, Araba tam dolu cekmiyordu. 








Yolculuğumuzun ikinci safhası Ağva'ya gidiyoruz. Karnımız tok sırtımız pek, Üç kardeşi hayatlarında ilk defa gidecekleri Ağva plajına götürüyorum. Henuz korkunç Ağva yolunu görmediler. Ben bu yolu daha önce görmüştüm. Dar ve bozuk yollar, ağaçların gölgesinde gri karanlığa boğulmuş, cürümüş ve parçalanmış asfaltın görüntüsü. İstanbul'un en tehlikeli yolu bence bu. Nissan Micra yüklü haliyle bu stage'den başarıyla gecebilcekmiydi. Benden tam not alabilcek mi.






Sert bir sol, Fren, tekrar gaz, Sert bir sağ, Fren tekrar gaz. Ayağını gazdan cek, moto fren denen bir şey yok. Cvt şaşırmış. Vites oranları habire yükselip hızı korumaya yöneliyor. Yüklen frene, cvt hiç oralı değil. İnsan bari frene bastığıma bakıp oranını küçültür. Yok babam yok. Cvt frene bastığım halde bana yardımcı olmuyor. Frenler ısındı, git gide frenlerimin çalışma gücünü kaybediyor. Viraja 60 km hızla giriyorum, araba yatıyor. Arka koltuktakiler bir oyana bir buyana savruluyor. Salaım salım sallanan, beşik gibi olan arabanın keyfini bebeğimiz çıkarıyor. Mışıl mışıl uyumuş. Baldızın miğdesi kalktı. Arka koltuklardakiler sallanmaların etkisini fazlasıyla vücudlarında hissediyor. 

Nissan Micra 1.2 Cvt ile agva yolunda korku dolu dakikalar devam ediyor. Arabanın Motor freni yapamıyor olması, frenlere abanmama sebeb oluyor, Fren balatarını ısıtıyor, durma mesafesini uzatıyordu. ağaların perdelediği ucu görünmeyen virajları 40 km hızla dönerken bile yeterince fren gücünüde elde edmediğimiz gibi aracın fazlasıyla yumuşak amorsitörlerinin de etkisiyle yayaı gibi sallanan arabada kimin midesi dayanabilirdiki.


Bu işe çözüm Vites kolu üzerindeki Sport moduna almakta buldum. Motor 3000 devire çıkınca, Cvt şanzımanın çalışma şekli değişti. Nispeten daha fazla motordan ferenleme etkisi almaya başladım. Fakat gaza daha fazla basıyor olmakda bize yakıt tüketimi olarak geri dönecekti. Micra arağımı gazdan cekmemle yavaşlamaya başlıyordu. Sport modda olmasaydı Cvt oranı artarak hızı korumaya yönelik hareket ediyordu. Bu debriyaja basarak yokuş aşaği rampada gitmekten çok daha tehlikeliydi. Size şöyle bir örnek vereyim. 

Şile yolunda yaptığım bir teste sport modunu ve Normal modu yokuş aşaği test ettim. Micrayı uzun bir yokuşta ayağımı gaz pedalından cekerek olacakları gözlemledim. Araba 90 km hızdan 130 km hıza kadar hızlandı. Motor fren adına bir şey yoktu. Hatta hızlanmaya devam ediyordu. Motoru Sport moduna alınca ise, motor bağırmaya başladı, Cvt oranı kücüldü. Aynı yokuşun sonunda hızım 80 km hıza kadar düşmeyi başarmıştı. 



Bende bu etkiyi kullanmak için CVT şanzımanı sport modda kullanmaya başladım. Fakat yinede yumuşak süspansiyonlar sebebiyle bu virajlı yolun  ortasında durmak zorunda kaldık. 30 dakika dayanabilmişti yolcularım. 



Ailecek havamızı ve suyumuz aldıktan sonra, bizi kusturan Micramıza binip tekrar binip yolumuza devam ettik. Neyseki bu noktadan sonraki yollar daha insani yapılardı. En azından frene daha az basmak gereken , virajı daha az yollardı. 




Kasfetli Agva yolunda, şehirli Micramız, bizi sonunda Agva sahiline ulaştırmayı başarmıştı. Arabamızda balata, yolcularda kafa kalmamıştı. Gerçi ben halen son derece sağlıklıydım. Yorgunda pek hisstemiyordum. Sağlık sorunu yaşayanlar Micra ve yolcularımızdı :) . Gerci küçük bebeğimiz mışıl mışıl uyumuştu. 





Agva sahilinde geziyoruz, zamanımız daralıyor. Arabayı akşam altıda teslim etmem gerekiyor. Bir sonraki durağımıza Kandıra. Ağva Kandıra yolu , Şile Ağva yoluna istinaden çok daha temiz çok daha güzel bir yoldu. Bu yol üzerinde pek çok irili ufaklı yerleşim yeri olması, asfaltın bakımlı olmasını sağlamış. Bir diğer etkende, yolun sağlı sollu tarlalarla kaplı olması. Bu yolun resmini çekemedim çünkü yolcularım artık  resim çekemeyecek kadar yorulmuşlardı. Size şöyle söyleyebilirim ki, Kandıra - Ağva yolu istanbul üzerinde araba kullanabileceğiniz en güzel yollardan biri. Baldızım bu yolculuk esnasında ön koltuğa gecti, Nişanlım ise arkaya gecmişti, Kandıra Yolu güzel olmasına  güzeldi ama, Cvt - Fren  ve  Yanan balatalar, Üstüne birde dandik süspansiyonlar. Önden rkaya geçen aşkım kandıraya vardığında artık iflas etmiş bunyesiyle Kandıra yolunu zor etmişti. 


Kandıra vardık, kısa süre sonrada Kefken sahilindeyiz. Bu bomboş ve moloz dolu sahil, pekte umdumuz gibi çıkmadı. Sonucta burası bir chekpoint noktasıydı. Yolcularımız dinlendikten sonra tekrar yola cıkmaya hazırdık. Arabanın içinde iki kız kardeş arka koltuklarda hangisi oturuyorsa otursun kesinlikle 30 dakika içinde migdesi alt üst oluyordu. Bebeğimiz ise harekete gectiğimizde uyuyor. durduğumuzda uyanıyordu. Işıklarda durduğumuzda, trafikte durduğumuzda, Hızımız sıfır km bulduğunda otomatik fotosel lamba gibi uyanıyordu.





Tekrar yola cıktık, kandıranın merkezinden gecip İzmit ile Kandıra arasındaki tamamı üç şerit otobandan oluşan yolda ilerlemeye başladım. Yol düzgün olunca, önce 90 km hızla hızı sabitleyip yakıt ekonomisi yapmak istedim, Fakat zaman faktörü aleyhime işleyince , hızımı 120 km sürate çıkardım. Rüzgar sesinin dayanılmaz gürültüsünü bastırmak içinde Bluetooth ile cep telefonumu arabaya tanıt tığımdan, telefondaki Skrillex albumlerini sıradan çalarak sesi bastıma yoluna gittim. 






Yol düzgün ve hızlı olunca, milletinde sağlığı yerine geldi, Sıradaki durağımız, Derince Harikalar sahili. Kandıra yolunu bitirp Paralı otobanda kısa bir süre saate 100 km hızla seyrettikten sonra, yakıt tüketimi 6,4 litreden 6,0 litreye geriledi. Yaklaşık aracı kiraladığımdan beri 8 saate yakındır aracı kullanmıştık. Yandex Gps üzerinden Harikalar Sahiline gidiyorduk. 1,80 kuruş olan otoban ücretini HGS den ödeyip E80 otobanından çıktık. BeleşWay D100 sıkışık ama akan trafiğinde ortalama 70 ila 90 km hızlar arsaında gezerken, CVT 2000 devir bandını korumak için elinden geleni yapmaya devam ediyordu. Zaman zaman dur kalk trafiğin yine frenlerimizi şişirdiğini hissetmeye başladımki korkulan oldu. Derince merkeze vardığımızda D100 otoyolundan kavşakta ayrıldığımızda esnada  , saate 65 km hızla seyrederken kavşak manevrasını yapmakta olan önümdeki durmak üzere olan BMW araca istinaden yavaşlamak istedim. İnanın Çeyrek fren  bastım. Oda ne "tar tar tar tur tur tur " bir ses. Millet panik içinde. Ne oluyor, ABS devreye girmişti. Üstelik arabada güç bela yavaşlamıştı. Biraz rampa aşağı olan bu otoyol kavşagında , Micramızın Frenleri cozutarak  beni bir BMW sürücüsü ile münakşaya sokmak üzereydiki, Allah korudu. 







Harikalar sahiline kazasız belasız varmayı başardık. Artık anlıyorum, Bu arabanın frenlerinde tuhaf bişiler var. Arka frenler kampana ve ilkel telli sistemle çalışıyor. Araba küçük diye frene basınca arka tekerlere fren komutu gitmiyormuy du? Cevabı basit, El frenin önündeki delikten belli, ben görüyorum orda el fren telini. 





 Harikalar sahilinde, Micra ve sıkıntılarını unutup, elimizde mısır kaselerimizi alıp cizgifilm karekterlerin arasında keyifli bir yürüyüş yaptık. Bir kafede oturup çayımızı içerken, Micranın artık hiçte şirin bir otomobil olmadığını düşünüyorum. Arka koltukları geniş olabilir, Arka taraf çok ilkel olabilir. Ama bunun için Japon amcaların bazı açıklamaları vardı. Arka çamların elle açılıyor olması, sel baskınlarında çalışmayan elektrik sisteminden dolayı elle camı açarak kaçma fırsatı sağladığı içinmiş. Telli sistem el frenide yine bir emniyet önlemi olabilir.


Artık gezi bitmişti, yolcularımı evlerine dagıttıktan sonra, Micranın pompacı amcalarla olan imtianına gelmişti sıra. Micra 409 km yol için, 28,59 litre benzini yakmıştı. Buda 125,51 lira maliyet demekti. 




Değerli Nissan Micra 1.2 CVT , 
Sana sahip olduğum 24 saatin 8 saat 45 dakikasını seni kullanarak gecirdim. ilk 2 saati çok eğlenceli geçsede devamında gelen zor saatler sonunda, seni satın alma listemden çıkardım. Son 7 ay içinde kullandığım en kötü otomobil oldun. Değerli Nişanlım bile senin son derece tatlı bulurken, artık bu ilgisini yaşattığın ızdıraptan dolayı kaybetti. 
Tork konverterli CVT şanzımanın gaz tepkilerine zaman zaman ani tepkiler vermesi, 
Cvt şanzımanın Frenlemeye yardımcı olmaması
Sürekli Ön frenlerin çalışması ve şişmesi, sonuç olarak fren mesafesinde uzama
Ani sollamalarda oluşan gecikmeler, 
Zaten tutmayan freneler istinaden Rampa aşağı tehlikeli şekilde hızlanma eyilimleri, 
Yumuşak süspansiyonların şehir içi tümsekleri sönümlemede iyi iken , Virajlı yollarda sürüş dinamiğini bozukcak şekilde esnemeleri. 
Yolcuların arka koltukta oturuken fazlasıyla yoldaki çukurları hissetmesi, rahatsız olmaları
Araç  yüklü iken, CVT şanzımanın maksimum motor devrini alıp ivemelenemesine rağmen, 130 km hızın üstüne çıkamama
Araçta 90 km hızdan sonra giderek şiddetini artıran 120 km hızdan sonra çekilmez hale gelen aşırı yüksek rüzgar sesleri
Ağva yolunda neredeyse hiç devreye girmeyen Driving aids sistemlerin, Otoban çıkış patak diye abs devreye sokması
Ben ve yolcularım tarafından kötü not almana neden olmuştur.



















4 yorum:

  1. 40.000 km dir 2012 micra cvt kullanıyorum dediğiniz sıkıntıları hiç yaşamadım . Şehiriçi 5.6 litre yakan ,ariza yapmayan otomatik vitesi olan ,içi fluence gibi araçlardan bile ferah ,ikinci eli çok kuvvetli baz donanimda bile esp 6 havayastigi olan iyi bir arac micra.

    YanıtlaSil
  2. rent arabası kiralarsan olacagı o.ac bı balatalara baktır bence bi

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Micra bildiğiniz gibi bir şehir otomobili. Dolayısıyla gittiğiniz rotada ancak bir sedan/Suv'la rahat edebilirdiniz.

    Arka frenlerin tutmadığına eminmisiniz? Otomobili yapan mühendisler emin olun böyle bir hata yapmazlar, bir arıza olduğunu düşünüyorum.

    Yinede anlattığınız kadarıyla araçtaki tek iyi şey yakıt tüketimi. Her şeye rağmen az yakmış.

    YanıtlaSil