50000 km geçmem ve hemen ardından oluşan problemler.
Hyundai i10 aracım, 50000 km devirdikten 2 dk sonra lpg enjektörleri motoru beslemeyi bıraktı. Kenara cektim, motoru inceledim, enjektörler çalışmıyordu . Obd II cihazımı bağlayıp, Dashcommand ile hata kodlarına baktığımda, Ateşleme hatalarını gördüm.
Araba sabah erkan saate Kartal - Samandıra otoyol bağlantı yolu üzerinde LPG de iken benzine geçmişti. Ben aşırı yağmurlu havaya bağlayıp yoluma devam ettim. Aynı gün akşamı bu şekilde tekrar benzine geçmesi beni şaşırtmıştı. Benzinde sorunsuz ilerliyordu arabam, Benzinde ateşleyen buji, lpg ile ateşleme yapmıyordu. Aracımı hatalardan dolayı Hunko servise verdim. Aracın bataryası zayıf olduğu tespit edildi ayrıca yeni bir yazılım update yapıldı. Tüm ayarlar sıfırlandı. Servis teknisyenim, aracı takibe aldı. Yakıttan dolayı teklediğini düşünmekteydi. Arabam LPG yakıtta iken tekliyordu.
Aracımda iki sorun vardı, aküm zayıf ve motorum lpg de tekliyor olması. Yeni yazılım yapıldıktan sonra yola cıktı. aracım LPG de iken sıkıntısız yürüyordu. Eve 5 km kala LPG enjektörleri sustu. Ben arabanın elektrikle çalışan Enjektörlerine yeterince elektrik gitmediğini düşünerek, ertesi gün 220 tl ye yeni akü aldım. Böylece elektriksel sorunu ortadan kaldırdık.
Aldığım akü sonrası tekleme azaldı, sorunun çözüldüğünü düşünerek 2 gün daha arabamı kullanmayı başardım. Bu sorunlar ile uğraşırken 850 km yol yapmıştım. Çoğunu benzinde ve Soğuk havada yaptım.
Araba servisten çıkalı 100 km olmadan tekrar LPG enjektörleri sustu. Yine ateşleme arızası veriyordu. Araba artık soğuk hava uyarısı veriyordu. Soğuktanmı veriyordu, yakıtmı bozuktu, sorun nerdeydi. Tavsiye edilen LPG istasyonundan kullanmaya başladım. Ama sorun devam etti. Hunkodaki ustama aracı götürdüm. Şikayetimi ilettim. Araba zaten takipde olduğu için son çare enjektörleri değiştirmek kalmıştı. Çünkü doğru LPG, full dolu Akü, kış ayı yazılımı olmasına rağmen sorunum devam ediyordu. Fabrikadan Enjektör talep edildi.
Yedek parçalarım fabrikadan iki gün içinde geldi, Mesai bitimine mütakip bir saate enjektörlerin montajı yapıldı. Arabam marş basar basmaz, tamamen farklı bir araca dönüştü. LPG moduna anında geçti nerdeyse sıfır titreşim yapıyordu. Garanti kapsamından Enjektörlerim değişti.
Hyundai i10 1,0 Blue, 35310 04600 kod numaralı lpg enjektörlerinden kullanır. Bu enjektörler, öyle brc, zavoli, prinsde bulunmaz. Hyundai Kefico tarafından geliştirilmiştir. Yalnız Hyundai Orjinal parçası olarak temin ediliri. Benden alınan 3 arızalı enjektör incelenmesi için fabrikaya gönderildi. Fakat ustamın dediğine göre ülkemizde satılan katkılı LPG nedeniyle enjektörlerin bozulmuş olabileceği. Bu nedele, artık katkılı Mogaz ve Opet Aygaz kullanmayı bıraktım. Hyundainin önerdiği ve son derece memnun kaldığım Katkısız çift filtreden gecirilmiş Shell Otogaz almaya başladım.
Telefonuma Shell motorist kurdum. Böylece en yakındaki LPG istasyonlarını bulup küçük LPG depomun yakıt ihtiyacını karşılıyorum.
Arabam son kez servisden çıktığından beri 2000 km üstünde yol yaptı. Bir daha LPG yakıt sorunu ortaya çıkmadı. Her gün 50 km yol yapıyor ve yapmaya devam edecek..
Merhaba Kullanmakta olduğum Hyundai i10 1.0 Blue Kappa arabam, ülkemizde oldukca ender bulunan özel bir bifuel motora sahiptir. Ben bu arabayı aldığımdan beri lpg bakımını adam gibi yaptıramadım. Çünkü her seferinde beni, lpg bakımı için BRC bayilerine gönderdiler. Aracım BRC bayilerinde konudan bir haber taksici ustalarınca kurcalandı fakat her hangi bir iyileştirme yaşanmadı. Ben arabamı 46000 km filtresi değiştirilmeden kullanmak zorunda kaldım. Aracım sonunda çözüme kavuştu, bunuda cımbızla çeke çeke çözmek zorunda kaldım. Bu nedenle benim gibi diğer araç sahipleride uğraşmaması için buraya yazıyorum.
İ10 Blue arabalarda 2 adet lpg filtresi bulunmaktadır. Bunlardan biri selenoid valfe içinde, diğeri ise lpg selenoidlerini besleyen silindirin içinde bulunmaktadır.
Bu iki filtreyi önce Hyundai Assandan sipariş etmelisiniz. Parça kodları 3309534000 ve 3302304100 Bu iki parçayı temin edip Hyundai servisinde rica minnet montajını yaptırmanız gerekmektedir. Yapmadığınız takdirde motorda vuruntu ve çekiş kaybı başlamaktadır.
Bu iki filtrenin her 15000 km de kontrolü, her 30000 km de değişimi gerekmektedir. Yardımcı olduysam ne mutlu bana.
Hyundai i10 1.0 Blue aracımın normalde 30 binde yapılması gereken gaz filtresi değişimlerini sonunda gerçekleştirdim. Haziran ayında başladığım bu filtre değiştime maceram yaklaşık 3 ay sürdü. Bunun için önce A2 Bostancı BRC, Sonrasında Kadosan Üçel BRC fiyaskoları yaşadım. A2 Brc beni katkı maddeleri itelemiş, üçel kadosan ise olmayan filtreyi takmak için beni 30 km yoldan getirmişti.
Ben durumu arabamın bakımını yaptırdığım Maltepe Hyundai Hunko servisi ile paylaştım. Normalde değişim yapmadıklarını, ama yaşadığım olaylardan dolayı müşteri memnuniyeti için yapacaklarını söylediler. Fabrikadan filtreleri getirdim.
Aracımı tekrar servise bıraktım. Hunko'dan Dursun usta aracımla ilgilendi.
Dursun bey Aracımın yazılımını güncelledi ve filtrelerini değiştirdi. Arabama atlayıp kontağı çalıştırdığımda, yazılımdanmıdır yoksa filtrelerdenmi kaynaklı bilinmez daha tiz bir ses ile rölantide çalıştığını duydum. Aracım tamamen değişmişti. Ses olarak farklı tınılar çıkarıyordu.
Aracımın değişen filtrelerinden küçük olanı pek kirli değildi. Fakat daha önce balata spreyi ile temizlettiğim eskisi kadar kirli idi.
Yola çıktık, eskisine göre gaz pedalı daha keskin, daha fazla devir çeviren bir otomobil olmuştu. Gaz pedalına basma oranları değişmişti sanki. Biraz acemilik yaşadım. Araba ciddi şekilde devir çevirme eyiliminde olmuştu. Çünkü eskisine oranla düşük devirde daha az güç üretiyor izlenimi veriyordu. Sanki boğazı kısılmıştı. Bu nedenle motor tiz bir ses çıkarıyordu. Klima açılınca hiç bir şey olmuyordu sanki. Normalde klima açılınca belli bir motor devri artar, sesi değişirdi. Ama klima açılınca artık hiç bir şey olmuyor. Vitesi takıp yürütmeye çalışınca da biraz yığılıyor araba. Nasıl desem , beni daha yüksek devirle kaldır diye bağırıyordu.
Araba kesinlikle daha atik olmuş. Atiklikle kastım, devir çevirmeye çok niyetli bir otomobil olmuştu. Bende bu isteğe karşı koyamaz oldum. Arabayı kullandığım devir aralığını 1000 devir yukarı çektim. 2500 devir bandımı 3500 devirbandına çektim. Bu şekilde 3500 devirde eskisinden daha iyi bir çekiş, 2500 devirde ise eskisinden daha kötü bir çekiş güçü almıştım.
Arabanın sesi, erken vtech açan bir hondanın slow motion bağırması gibi olmuştu. Hoşumada gitmiyor değil. Ama yakıt tüketimine 9 litreyi görünce çokda üzülmüş değilim. İstanbul trafiğine rağman hayla 100 km de 20 tl nin altında yakıt maliyeti yapıyorum...
16 Mayıs 2016....
O günden bu güne üç ay geçti. Hyundai i10 ile üç aydır beraber 10,000 km devirdik. Peki neler yaptık, sizce bir geri dönüş yazısı yazacak kadar çok veri elde edebildim mi.
Ayten ilk yolculuğunu Maşukiye'ye yaptı. Kartepe'ye tırmandı. O gün 4 kişi 230 km yol gezdik.
İkinci yolculuğunda tam yüklü iki kişi ve bagajı ile memleketim Sivas'a gitti. Kayseri üzerinden dönüş ile 2200 km yol tepti.
Üçüncü yolculuğunda bayramda Balıkesir Güre'ye gitti. Ben buraya üç sefer yolculuk yaptım. Bir de Bla Bla Car tecrubesi yaşadım. 400 km mesafeyi üç defa gidip gelmek toplamda 2400 km yol yapmış oldum.
Dördüncü yolculuğu ise Çeşme Alaçatı olcaktı. Çeşme yolculuğu dışında orada yaptığımız kilometrelerle 1500 km yakın yol kat ettik.
Ayten, yaptığı binlerce km ardından, 3 ay gibi bir sürede 10,000 km sorunsuz bir şekilde tamamladı. İstanbul trafiğiyle, dandik lpg yakıtla, aşırı sıcaklarla, aşırı yükle olan kavgasını bu gün bile sürdürmeye devam ediyor.
Ne kadar para harcadım.
Arabamın Kaskosu ve Trafik sigortası için 2800 tl para harcadım.
Yaptığım raporlanmış 9158 km için 1600 tl yakıt masrafı yaptım.
İki adet önlere takılmak üzere Dört mevsim lastiği Petlas Pt535 için 260 tl ödedim.
İlk aldığım ay LPG bakımı için 130 tl ödedim.
Patlayan bir lastik için 15 tl onarım ücreti ödedim.
Hyundai i10 şu ana kadar bana yarattığı ekonomik yükü 4805 tl
Sahibinin gözünden Ayten...
Arabanın anahtarından, merkezi kilit butonuna basın. Tüm kapıları bagaj dahil açılır. Sürücü kapısını acınca, 3 kademeli kontağa anahtarı sokun. İlk kademede, teyp aktif olur. İkinci kademede tüm gösterge ışıkları yanar, Debriyaj pedalına basın. Işıklar sönünce Marş verin. Elektrikli direksiyon ışığı ve Motor arıza lambası sönecek. Fakat bekleyin, Henuz LPG ışığı sönmedi. İlk hareket sırasında LPG moduna geçerse güçten düşüyor. Bir anlık silkeliyor. Işık yeşil yanıp yanıp sönmesi bittikten sonra, sabit iken vitesi takıp artık yola çıkabilirsiniz.
İkinci nesil 998 cc Kappa motorumuzla tanıştırayım sizi. Üç silindirli, üç lpg selonoid ve üç benzin enjeksiyonlu. Açık konuşmak gerekirse, hiç bir zaman tam güçte kullanmayacağım için, size gerçek yol kullanıcılarına sürerken ne olduğundan bahsedeyim.
Arabayı 1500 devirde kaldırıyorum. Mümkünse klimayı açmayın. Klimayla ilgili sırayla yeri geldikce değinmek istediğim bazı noktalar var. Ama kalkışta silkeleme yapsın istemiyorsanız klimayı açmayı tavsiye etmem. Eğerki 3000 devirde kalkarım sıkıntı yok derseniz sorun değil. Ama ben İlk hareket anında klimayı kullanmıyorum. Hatta ilk 2 km boyunca Kilimayı açmıyorum. Çünkü, motorumdan ciddi güc çalıyor. Özelikle düşük devirde arabayı yürütmek çok zor oluyor. Hyundai i10 Labratuar testlerinde 1500 devirde 22 Beygir güc üretiyor. Fakat İstanbul LPG'si ile 1500 devirde 17 beygir gücü ancak üretiyor. Klima 5 beygirinizi her türlü çalmaktadır. Yani arabanızı kaldırırken 11 beygir ile kalkış yapmak zorunda kalırsınız. Ağırlığı 1119 olan bir otomobilin, 11 beygir ile kaldırmak çok sıkıntılı olmaktadır. Ben bu durumu 3 ayda defalarca ama defalarca tecrübe ettim.
Ben arabamın burnu aşağı bakacak şekilde hep yokuş aşağı park ederim. Motoru çalıştırıp vitesi geri takınca, El frenini indirip, frenide bırakınca araba kaymaz. En sevdiğim özelliği budur. Geri geri çıkış yapacağımdan bu özellik çok yardımcı olmaktadır. Yokuş kalkış desteği çok güzel ve tutarlı çalışmakla beraber, vitese göre yön tayini yaparak ne tarafa kaymayacağını bilmektedir. Hatta bazen vites 1'e takılı iken hafif geri kayma hissederse kendi başına arabayı 2 saniye tutmaktadır. Ben geri vitesi takınca araba kendini 2 saniye tuttar, bana devriyajı kavratmam için süre tanır. Bende bu süreyi balatayı korumak adına yumaşak bir şekilde harcarım. Araba geri hareketi algıladığında erkenden freni bıraktığıda olur. yani iki saniye boyuncada tutmaz.
Harekete geciyoruz, İlk vitesi daha ilk 50 metrede terk edip ikinci vitesimize geçiyoruz. Genelde 2500 devirde vites değiştiririm. Bu yolun durumuna göre değişir. Kappa 2500 devirde iyi gaz ile labratuar ortamında 32 hp güc ve 92 nm tork üretir. Oysaki, biz bu motorla 28 beygir ve 80 nm torka 2500 devirde ulaşıyorsak kendimi şanslı sayarım.
İkiden üçe geçiyoruz, Her derde deva üçüncü vitesim. Motordan aldığı gücü 1,269 vites oranıyla yola taşıyor. Çoğu zor koşulda seni kurtarıyor. Fakat klima açıksa düşük devirde bu vitesden istediğinizide alamıyorsunuz. 2500 devirde tapa gaz yaptığınızda klima açıksa, yüklü bir şantiye kamyonu rampada sollamak zaman alıyor.
Hyundai İ10 1.0 Kappa motorunun vites yardımcısı her 2000 devirde vites yükseltmesi talep ediyor. Drive Bye Wire olan araba, 2000 devirde ortalama 20 beygir güc üretiyor. Saate 15 km hıza cıkınca 2. vitese geçin diyor.
Saate 25 km hız ulaşınca 3. vitesi istiyor
Saate 47-48 km hıza ulaşınca 4. vitesi talep ediyor. Çoğu zaman 2200 devirde bu ikaz geliyor.
Son olarak 5. vitesi 2000 devirde saate 60 km hıza ulaşınca istiyor.
Eğer arabanın içinde tek başınıza ve klimanız acık değilse siz bu yönermelere uyun. Arabanız LPG li olduğu için bu yönermeler vites artırmak için değil. Seyir yapmak için çıkacağınız viteslerdir. Mesela 3 den 4 de gectiğinizde araba 1800 devrin altında kalıyor ve çekiş sorunu yaşatıyor. Ama 2000 devir yerine 2500 veya üstü devirde vites değiştirirseniz, motor devri bu devire düşüyor. 2000 devirde seyir yapmakta sıkıntı olmuyor.
Bir otomobili saate 100 km hızda seyir yapabilmesi için 15 beygir yetmektedir. Bu durum düz yolda geçerlidir. Hyundai i10 saate 100 km hızla giderken 3000 devir çevirir. 3000 devirde 37 beygir güç ve 88 nm tork üretebilir. 3000 devirde full yüklü ve klima açıkken çok rahat ilerlemek mümkün. Ama biraz rampa gördüğünde ve sollamaya cıkıldığında, klimayı kapatmak faydalı olacaktır. Ama Klimayı kapatmak yerine 4. vitese düşüp ekstra 500 devir artırmakta fayda sağlıyor. Maksimum tork devrinde tırmanmak çoğu zaman yeterli oluyor. Maksimum tork 3500 devirde 90 nm tork ve 44 beygir güç üretiyor. Maksimum güç 6200 devirde ise araba 67 beygir güç 77 nm tork üretiyor. Peki benzinde durumlar nasıl. Araba benzinde 3200 devirde 93 nm tork ve 42 beygir güç üretirken, Maksimum güc olarak 6200 devirde 69 beygir güç ve 79 nm tork üretiyor
Ben arabamı genelde 2500 devirde ve saate 80 km hızla şehir içinde kullanırım. İstanbul içinde, sahil yolunda, orta şeritte tin tin giderim. Ama otobanlarda pek tintinlediğim söylenemez.
Trafik Kurallarına uyarsak
50 km hız sınırı olan yollarda : 4. vitesde 2000 devir ile seyir yaparım
80 km hız sınırı olan yollarda : 5. vitesde 3000 devir ile seyir yaparım
110 km hız sınırı olan kara yollarında : 5. vitesde 3500 devirde seyir yaparım.
130 km hız sınırı olan otobanda : 5. vitesde 4250 devirde seyir yaparım.
Peki yakıt tüketimleri ne alemde, Aytenimin 27 litre gaz tankı var. 40 litrede benzin tankı bulunmakta. Aracın bir çeşit yakıt geçiş sistemi var, 3-4 litre civarında bir yakıt kaldığından bir diğer tanka geçiyor. Mesela Lpg tankımda basınç düştüğünde yani az yakıt kaldığında benzine geciyor. Bu nedenle hava durumuna sıcağa soğuğa göre depo her defasında farklı bir gaz miktarı alıyor. İstanbul şehir içi trafiğinde 6,7 ile 9.4 arasında tüketim gidip geliyor.
Çeşme gece yolculuğum sırasında saate 110 km ortalama ile yol aldığım güzergahta 6,7 6,5 litre tüketime ulaştım. Gündüz dönüşümde ise tüketimim 7,7 litreye çıktı.
Gündüz gözü ile saate 120 130 km hızlarla yaptığım Balıkesir yolculuğum ise tüketimim 8,07 8,5 litre arasında değişti. Bu yolculukta dolu bagaj ve 2 yolcum vardı.
Balıkesir gece yolculuğum ise 6,6 ile 7,6 arasında değişti. Araba full yüklü, 4 yolcu ile saate 110 km pek aşmadan yapılan bir yolculuktu..
Arabanın, lpg modunda iken cut-off olmuyor. Beşinci vitesde rampa aşağı yol alındığında, saate 100 kmde 2 litre lpg yakıyor. Bunu OBDII bağlantısı ile Dashcommand yazılımı ile gördüm.
Dash Command, programı ile motorun tüketimlerini inceleme fırsatım oldu. Arabanın yapılan 16 km yolda tapa gazda , 30 litre lpg tüketimi gördüm. Araba 80 km hızla ve 100 km hızda sabit ilerlerken tüketim aynı görünüyor.
Bu küçük videoda, yaptığım 30 dakikalık kücük teste klima kullanmadan 6 litre yakıt tüketimine ulaştım. Tek başıma hava sıcaklığı 23 derece iken klimasız saate 80-100 km hızla yapılan seyirde, 25 litrelik gaz tankından en fazla 416 km yol gidilebileceği görülüyor. Bu değer çok optimum bir rakam. İstanbul trafiğinde tuturmak imkansız.
Hyundai i10 25 litre ortamala yakıt tüketimi ile İstanbul için 280 km yol alabiliyor. Bu değer otoban kullanımında en fazla 332 km olarak ölçe bildim.
Aracımın 3 aylık yakıt tüketim raporu ortalaması 6,9 litre olarak çıkacaktı.
BlaBlaCar yolculuğum...
Bayram arifesi Pazartesi'ne denk geldi, Eşim tüm hafta tatil ama ben Pazartesi arife günü çalışmam gerek. Cuma gecesi Eşimi ve kayınvalidemi Balıkesir Güreye götürdüm. Geri dönüşte yakıt maliyetimi düşürmek için kişi başı 30 liradan blablacardan gidiş dönüş ilan verdim. Bayram arifesi olduğundan çok büyük talep oldu. Yeni Osmangazi köprüsüde açılmış bedava hizmet veriyordu.
Aracım Arife gün iki bayan blablacar yolcusu misafir ettim. Balıkesir Akçaydan, İstanbul Kartal köprüsüne 397 kmlik yol. Ben iki bayandan yakıtı bedavaya getirdim. Yakıt bedava olunca, bastım gaza yapıştırdım arabayı. Yemek parası çıkmadığı için , mola vermek istemedim. Yolcularımda arabanın içinde uyuya kaldılar. İki defa yakıt almak dahil toplam 4 saate 7 dakikada Kartala ulaştım. Ortalama hızlım 112 km yi bulmuştu. En yüksek 145 km ama mümkün olduğu kadar 120 km hızla yolculuk ettim. O gün ortalamam 8,4 litre lpg tüketimi çıkıcaktı. Aynı yolun dönüşü 3 blablacar yolcum bana eşlik etti. Bu sefer fazladan 30 lira gelir elde etmiştim. Onuda köfteci yusufda mola verip yedim. İlk yolculukta 55 tl , ikinci yolculukta 90 tl kazanmıştım. İlk yolculuk 65 liraya , ikincisi ise ortalama 8 litre gaz tüketmiş yine bol molalı olduğundan 6 saat sürmüştü. Zaruriyetten gittiğim bu yolda 400 km yolu kişi başı 30 tl den 5 kişiyi mutlu bir şekilde ailelerine ulaştırdım.
Konfor...
Aracımın bozuk yollardaki konforundan pekde memnun değilim. Özelikle köy yollarında arabanın zarar verdiğini düşünecek kadar sert tepkiler aldım. Sokak aralarındaki tümseklerden geçerken dayak gibi geri dönüşüm veriyor. Otobanda ise araba ucan hali misali ilerliyor. Güven veriyor. Uzun yolda yolcularım geneldu uyur, ilk tümsektede hortlarlar. Esasen ben konfora bakmam. Ama eşim hamile olunca malesef bu aralar kendisinden çok şikayet alıyorum. Bende hızımı keserek bu sorunun üstesinden gelmeye çalışıyorum. Eşimden dolayı artık uzun soluklu yolculuklara çıkamayacak durumdayım. Araçta geçen süreyi kısaltmak adına önü açık yollarda nispeten daha hızlı kullanıyorum. Fakat bu tümseklerde herşeyi feda edip , uzun frenler yaparak yavaşlıyor. hafif silkelenme ile aşıyorum.
Trim sesleri....
Arabanın ilk aldığımda arka taraftan trim sesleri geliyordu. Trim seslerinin sonradan arka katlanır koltukların kancalarından geldiğini keşfettim. Metal halka ile kanca arasındaki boşluk motorun verdiği titreşimle ses yapıyordu. Bunu metal yüzeyleri bant dolayarak aştım.
Arabanın yolcu kemeri tokası kapı sütünün sert kaplamasına temas ediyor. Benim Emniyet kemeri ters durdumu tır tır ses yapar . Bunu düzeltmek gerek her seferinde.
Torpido gözüne ağır bir meteryal koyunca, gene torpido kancası ses yapıyor. Benim 3 silindirli motorum biraz titreşim yayar. heleki ilk çalıştırmada baya vuruntu yapar. Isınınca normale döner. Bu süre içerisinde bazı trim sesleri oluşur. Onuda bu şekilde önlemiş oluyoruz.
Lastik mevzusu ...
Arabamı aldığım ay talihsiz bir durum yaşandı. Dİngilin biri, gece vakti sokaktaki tüm arabaların lastiklerini delmişti. Buna benim arabamın lastiği de dahildi. Arka lastiğim yanaktan şişlenmişti. Bre deyyus sen hangi hakla gebe eşim için aldığım arabanın lastiğini delersin. Acil bir durum olsa ben ne yapardım.
Arabamın yedek lastiği yok, Yedek lastik olan yerde 27 litrelik simit gaz tankı var. Bagajda lastik tamir kiti, ilk yardım çantası ve el kitapları var. Bijon anahtarı bile yok. Bir tek çekme halkasıvar bunda.
Arabanın yedek lastiği yok, onun yerine aşağıdaki tamir kitini koymuşlar.
Bu kiti çıkardım, önce tüpü kompresöre, Kompresörü çakmağa bağladım. Köpükten çıkan ucuda lastiğe bağlayıp olacakları seyrettim.
Kompresörü actım, tar tar çalışmaya başladı. Fakat ilk 30 saniye bişey olmadı. Sonra lastik şişmeye başladı, beni lastikçiye götürecek kadar onarılmış oldu. Çünkü yolda giderken pıst pıst kaçırdığını duyuyordum. Sağlıklı bir onarım değildi. Ama bende tüm sıvıyı kullanmamıştım. 500 metre ilerdeki lastikçiye yetecek kadar kullandım. Sıvının hepsini kullanmam gerekirken ben sadece %15 gibi bir miktar kullandım. Lastik 32 bar şişince acele ile söküp lastikçiye sürdüm.
Nakitim olmadığı için tanesi 220 lira olan Eco Contack 5 lastik alamadım. Yanaktan delinmiş lastiğimi soğuk yama yaptırdım. bu lastik ile 8000 km yol gezdim. Ön sol lastiğim Çeşme Alaçatıda yanaktan yarık oluşunca değiştirmeye karar verdim. Yanaktan yaralı lastik ile 600 km yol tepip İstanbul'da ekstra masraf olmasın diye 2 adet önlere dört mevsim lastiği Petlas Pt535 lastik aldım. Arkadaki yanaktan yamalı lastiği, öndeki yanaktan hasarlı lastiği söktürdüm. önde tek kalan lastiği arkaya takıp Petlaslarımı önlere geçirdim. Tanesi 135 tl tuttu. Allah'tan ucuz lastik ölçüsü kullanıyorum. Petlaslar Eco Contak 5 lastiklerimden çok daha ağırki en az %50 daha ağır. Ama çok daha yumuşak. Bu arabaya yaptığım en büyük ikinci masrafımdı. Ben arabam ucuz olsun, çok gitsin diye aldım. Tutupta 220 liste fiyatıyla yazlık lastik almak yerine, Çamur ve Kış damgalı yerli işi ucuz dört mevsim lastiği aldım.
Ne bir taş ile iki kuş vurmak gibi oldu. Ne verecem bir sürü parayı lastiğe. Zaten kaç km hız yapıyorum. Zaten 3 silindir. varsın %5 yakıt tüketimim artsın, Oysaki konforum iyileşti. Ne yol tutuşu bozuldu, ne yol gürültüsü arttı, neden yakıt tüketimim.
Eco Contach 5 ile Petlas Pt535
LPG bakımı...
Ucuz dedik, az yakıyor dedik, ama bu arabanında bir kusuru elbette var. Hyundai servisinde bakımı yapılamıyor. BRC servislerinde lpg bakımı yapılıyor. 50 tl değerinde bir gaz filtresi var. Oda kolay kolay bulunmuyor. Fabrikadan tedarik edilmesi gerekiyor. Bende tedarik edemeyince, eskisini temizlettim. Miss gibi oldu. Ama LPG bakımı sırasında 2 tane katkı maddesi aldım. Benzin ve LPG katkısı. İlk arabamız yolda kalmasın dedik. Bu katkılar bana 100 tl , filtre bakımıda 30 tl maliyet çıkardı.
Temizlik öncesi ve sonrası
Kasko ve Trafik sigortası soygunu..
Arabamı Axa sigortadan 1400 liraya Trafik sigortası yaptırdım. Kaskoyu ise 1400 tl'ye unico sigortaya yaptırdım. Kredi kartımda 6 taksitlik bir ödeme oluştu. Bu yük beni biraz rahatsız ediyor. Aracım Bursa - Gemlik yolunda bir tırın bana arakadan çarpması sonucu arkadaki hasar oluştu.
Mercedes Across Tır çarpması sonucu oluşan deformasyon
Arabam şu an kaskodan rücü edilerek, karşı tarafın trafik sigortasına yansıtılarak yetkili servisinde onarılıyor. Arabam teslim ettiğimde 45500 km yol devirmişti. Bu üzücü kaza sonrası biraz moralim bozulsada, tekrar eskisi gibi kullanıma dönmem zaman almadı. araba bu şekilde 1 ay 3000 km kullandım. En son lastik değiştirdikten sonra servise onarıma verdim. Arabanın bakımıda yapılacaklar listesinde. Umarım her nekadar bu doğrultuda bilgilendirilsemde kaskom bozulmaz ve seneye daha yüksek bir mebla ödemek zorunda kalmam. Bu benim hatam değil. Bunu servise üstüne basa basa söyledim. Umarım bir sıkıntı yaşamam.
Sonuç...
Hyundai i10 1.0 Blue LPG bi fuel aracımdan çok memnunum. Buna memnun olmayanlar, genelde arka koltukta seyehat etmek zorunda kalan insanlar. Bu arabanın arka koltuklarının dar olmasından veya başka bir sebebden değil, genel olarak aracın verdiği intibadan dolayı memnuniyetsizlik var. Ben kendime göre araba aldım. başkalarını düşünmedim. Bir doblo veya connect, aile boyu sedan beklentisi olanlar, benim 1.0 motor ufak arabamı bencillik olarak düşünüyorlar. Ben bu arabayı eşim için aldım. Aylık gelirim, aylık giderim belli. Yılda 1500 lira vergisi olan bir ticari araç, 100 kmde 8 litre benzin yakan 1.6 litre eski kasa bir sedan almak yerine, sağlamlığından emin olduğum, daha 36 bin km de güzel bir şehir içi otomobili aldım. Bu otomobil Hyundai i10. Yıllık bakımı 380 lira, 5 yıl garanti, 100 km de 13 tl yakıt masrafı, 640 tl yıllık vergi. Daha ne isteyebilirim ki.
İlkez 2014 yılının soğuk bir kış akşamı,
otobus durağından evime olan 2 kilometrelik yolu yürüken görmüştüm
kendisini. Günün erken bitmesi ile
zifiri karanlığa bulanmış caddede yürürken, mavi mavi parıldayan iç aydınlatması
ile dikkatimi çekmişti. Ara sıra internette gördüğüm bu arabayı ilkez kanlı
canlı görmüştüm. Ve hasıl bir merak uyandırmıştı bende. İlk ozaman tanıdım
Otopark'ı. Hyundai i10 hakkında internette araştırma yaparken "Angry Bird
: Hyundai i10" testlerini izlemiştim.
Çeşitli araba arayışlarından sonra , Mayıs
ayında 2014 model Hyundai i10 1.0 Blue aracımı satın aldım. Bu satın alma
hikayesi ise ayrı bir konudur, ama anlatsam buraya sığmaz. Sizde sıkılıp
gidersiniz. En iyisi biz Hikayemize ilk 2000 km yaptığım ilk iki haftasına sonrasına gidelim.
Arabayı aldım , şehir içi performansı
ortadaydı, yeni arabam ile daha büyük maceralar yapmak istiyordum. Babamı
kandırıp, eşimide ikna edip neredeyse 6 yıldır yapmadığım bir yolculuğa
cıkıcaktım. Hedef Memelketim Sivas....
Ben Hafik'liyim..
Sivas- Erzincan yolu üzerinde, Pendik'deki
evime 900 km uzaklıktaki bu şirin ilçe, son zamanlarda gelişmiş bir yer. Fakat benim ailemin yaşadığı yer bu ilçeye 25
km uzakta bir mezradır. Düğer köyüne bağlı , fakat köyden 5 km uzakta bulunan
Karapınar adında doğa ve yeşillikler içinde harika bir yerdir. Burada amcam ve dedem iki hane beş nüfus
yaşarlar. Yazın nüfüs 30 kişiyi
bulabilmekteydi. Kendi ekip bictikleri
ürünleri tüketir , hayvancılıkla geçinirler.
Yola cıkıyoruz....
Arabamız Hyundai İ10 1.0 Blue,
Sen nasıl bir varlıksın, 2000 km gezdim şu
güne kadar, yakıt maliyetleri adamı evde oturtmayacak düzeyde. Motoru Kappa kod
isimli Bi-fuel bir motor. 1.0 litrelik hacmi, benzinde 69 beygir iken LPG
modunda 67 beygir üretmekte. Normal 1.0 i10 modelleri, 5500 devirde 67 beygir
iken, benim motorun diğer modellerden 700 devir fazla cevirerek aynı gücü elde
edebiliyordu. Benzinde ise fazla devirden dolayı 3 beygir fazla güç
üretiyordum.
Torkum fabrika verisi olarak 90 nm gözüksede,
bir üniversitenin yaptığı testlerde 100 nm üzerinde çıkmıştı.
Tüm bunları incelerken, iş yerimde en uygun
vites-devir-hız noktalarını internetten bulduğum bir Motor performans eğrisinde
incleyip notlarımı alıyordum ...
Araba beşinci vitesde, 2500 devir atıyor ve 80
km hız yapıyor. Bunu yaparken düz yolda 3,3 litre benzin harcıyor. Motor bu
devirde tam gaz basıldığında 30 beygir gücü üretip 80 newton tork veriyor. Bu şekilde hareket etmek belki ekonomik ama
dip gaz basıp bir araba sollamak için 30 beygir gücünüz oluyor. Ben bunu pek çok kez tecrube ettim. O 30
beygir senin 1118 kilo olan arabanı sollatmaya yetmiyor.. Biz bunu ilk şehir dışı yolculuğumuzda,
Maşukiye gezmizde fazla fazla hissetmiştik. Heleki bir Kartepe tırmanışı varki
anlatılmaz yaşanır.
Klima actığında ise her devirde 5 beygir
düşüyormuş gibi hissediyorsunuz. Bu beygir düşüşü motorun cevirdiği devir
artıkca hissi azalıyor. 2500 devirde 5 beygir kaybetmek, 25 beygirbir otomobil
sürüyormuş hissi yaratırken, 3500 devir ve üzerinde klima etkisi neredeyse kayboluyor.
Bunun sebebi güc kaybının yüzdeye olan oranı olarak düşünüyorum. 6200 devir çeviren fakat genelde 4000 devirin
üzerine bile çıkmadan kullandığım değerli bücürüm topu topu üç silindirli
olmasına rağmen, beşinci vitesi sonradan koyma gibi duran, 5 ileri bir şanzıman
eşlik ediyor. ilk 3500 devirde 4 ile 5 arasında 500 devir fark var yok gibi.
İlk 1-2-3 viteslerin oranları alabildiğince uzun iken, (1.0 motoru baz alırsak
uzun diyorum) 4 ve 5 kapı komşusu gibiler.
2-3 gecişlerinde rampa çıkıyorsanız ciddi bir devir cevirip üçüncü
vitese takmak daha mantıklı olur. Çünkü motor uzun orandan dolayı alt devirde
kalıp sizi eski vitese düşürmenize neden olabilmekte.
Neyse biz bücürümüzü ezmeyelim, benim Blue
taglı kücük i10'um maşukiye yolunda 215 km yol tepip 29 lira yakıt masrafı
çıkartarak, Annemi Babamı Eşimi şaşırtmıştı. Bir otomobil 215 km yol yapıyor,
dağa bayıra çıkıyor, 4 kişi içinde seyehat ettiriyor, 29 lira yakıt bedeli
çıkarıyor. Olacak iş değil :)
Hadi artık yola cıkalım, Bavulumu hazırladım, Aytenim
babam ve ben .. Otobana Kurtköy gişesinden girdik, LPG almak için Opet Aygaz
istasyonunda durduk. İlk Ohamızı yaşadık.. LPG 2,45 lira..... Adamlar Otobanı
Rant alanı yapmış. 2 liradan lpg alıyordum, otobana çıkınca 2,45 ile
karşılaşınca şaşaırdım.
Neyse artık 17 litre yakıt için 43 tl ücret
ödeyip otobanda 120 km ile seyretmeye başladık. Araba 110-120 km hızlarda 3500
devir ve üzerinde olduğu için sürekli maksimum tork bandında ilerlediğinden
sollamalarda ve tırmanışlarda pekde sıkıntı yaşamadık. Ne zaman bir boğulma
hissi doğdu, bir alt vitese komşu dörde
çektik.
Bolu tünelinde çalışma olması sebebiyle
otobandan çıktık. Eski bolu dağını tırmanırken bile devirli motorumuz uzun
tırları sollamaya yetiyordu. Sadece iki kişi veiki çantadan oluşan yükümüzde
aracı zorlatmıyordu. Otoban boyunca lpg noktaları hep aşırı fiyat etiketleri
ile doluydu. Bolu dağının başında Kaynaşlıda Aytemiz istasyonunda 2,09 litre
gazı görünce, değpomuz tamamen bitmesede doldurduk. 187 kilometre için, 14 litre gaz yakmış, 100
km de 7,68 litre tüketime imza atmıştık. Gazı litresi 2.09 liradan alınca kilometresi
16 kuruşa gelmişti. Burda yüksek süratimizin, zaman zaman 4ncü vitesde 4000
devir ile arabayı yürütmemizinde etkisi çoktur.
Bolu dağına dolu depoyla çıkıyoruz, LPG
modunda çekiş yeterli. Memlekete olan yolculuğumuzu asgari düzeyde tutmamız
gerekiyor. Bolu dağında yer yer düşük vites yüksek devir ceviriyoruz. Burda
motorun sağlığını düşünerek kısa süreli bir benzin kullanımı yaptık.
Cankurtaran gecidi rampasını tırmanırken, 1500 rakım tabelasına kadar benzinde
ilerdik. Araba Benzinde iken bir miktar daha iyi çekiyor. Klimada açık oldunu
belirtmek isterim.
Ankara Mamak'a kadar %5 benzin %90 LPG ve %5
rampa aşaği seyir karışık kullanım yaparak geldik. Mamak Opet vardığımızda 236
km yol için 13 litre lpg tüketmiştik.
Kurtköy Mehmetçik dinlenme tesisindeki
Opet ile Mamak Opet arasındaki
420 km yolu Ayten ile 05:30 saate almıştık. Buna 1 saatlik yemek
molamız, Bolu dağına tırmanmız ve sık sık depo doldurma süremiz dahildi.
Ankaradan çıkınca, ıssız bir yolda ilerlemeye
başlıyoruz, ne istasyon var ne dinlenme tesisi.
Lpg depomuzu doldurmak istemiyoruz. Bir bakıma bir depo testi gibi
oluyor. Çünkü adı sanı duyulmamaış petrol istasyonları bu ıssız yolu istila etmiş. 150 km oluyor,
lpg göstergesi yarıya iniyor. 290 km yol sonunda lpg ışığı yanmaya başlıyor.
Sivas Merkeze kadar durmak yok. i10 blue 27
litre LPG tankı sahiptir. Genelde 19 litre gaz bittiğinde, yani depoda 8 litre
gaz kaldığında ışık yakar. 5 litre daha yaktığında , yani depoda 2-3 litre lpg
kaldığında Benzine otomatik geçer. Sivas merkeze vardığımızda lpg deposunu
doldurduğumuzda 24 litre gaz alacaktı. 417 km yol için 24 litre gaz , çeyrek
depo benzin yakmıştık. Sivasda 24 litre lpg için 63 tl vermek zorunda kaldım. Benzin
değerini veremiyorum. Ama depoya 50 tl
lik yani 11 litre yakıt koyduğumda depo yarım depoya yükselmişti.
Arabamız Sivas Merkeze kadar, 9:22 saat kontak
açmış, 854 kilometre yol tepmişti. Bizim dinlenme sürelerimiz ile bu yolculuk
10:30 saat sürmüştü. Sivas'a varmak için üç defa yakıt almak zorunda kalmıştık.
Son aldığımız benzin ve lpg yakıtı dönüşte kullancağımız için onu saymaz isek
854 km yolu kat etmek için 106 liralık Lpg ve bir miktar benzin (mühtemelen 5
litre benzin) tüketmiştik. Kilometreye
vurduğumuzda 13 kuruş etmekteydi.
Aslında tüm hikayem burda bitmiyor, Videomu
izleyerek bu sıkıcı yazıyı biraz daha
keyifli hale getirebilirisniz.
Ben yazarken keyif aldım, umarım siz okurken
keyif alırsınız.