17 Eylül 2015 Perşembe

Otomobil Sahibi Olmanın Yıllık Maliyeti


Merhaba
Size bir otomobil sahibi olmanın ekonomik yükünü anlatmak istiyorum. Bu iş için elimdeki canlı örnek Ailemizin Hyundai Accent Era'sı. Esasen kuzenime ait olan bu aracı, kuzenimin iş yoğunluğundan dolayı tüm işlemleriyle ben ilgileniyorum.


2012 Hyundai Accent Era 1.4 A/T 2015 Nisan ayında 32000 tl fiyat ile satın alındı. Satın alındığında henuz 35000 km de idi. Araç şu an 41000 km de. 

Aracın 1 yıllık masrafları 

Kasko : 1400 tl
Trafik sigortası : 400 tl
Aracın yıllık MTV ücreti : 945 tl
Arabanın yıllık bakım ücreti : 550 tl
Toplam : 3295 tl

Bu durumda arabanın sadece el freni cekili kapıda yatarken 275 tl aylık masrafı vardır. 

Arac ile yapılan 6000 km için ödenen yakıt masrafı ise 100 km de 8 litreden, 480 litre benzindir.

Bununda bu günkü 4,6 liradan çarpılınca 2200 tl benzin masrafı çıkmaktadır. 

Bu arabanın ilk 6 ayında 6000 km yapıldı. Tahminen sene sonuna kadar 6000 km daha yapılacaktır.

12000 km üzerinden hesaplandığında 4400 tl yakıt masrafı çıkacaktır. 

4400 tl yakıt masrafı ve 3295 tl diğer masrafları ile 7695 tl bir masraf yıllık butcenize binecektir. 

Araba almayıpda kiralamak istediğinizde  3295 tl ile 33 günlüğüne bir adet Ford Fiesta Dizel kiralayabilir. 4400 tl yakıt masrafını ona yaparsanız 25000 km yol yapabilirsiniz. 



Bölüm 3 : Fiat Grande Punto 1.4L Dualogic İle Bozcaada Seyahati Geri Dönüş.

Merhaba
Tam 32 saat süren (yol dahil) Bozcaada seyahatimin geri dönüş kısmında kaleme almadan olmazdı. Baya bir gecikti bu yazı. Anlatacak fazla bişey kalmadığı ve hatırlamakta güçlük çektiğim için yazamadım. Bu nedenle resimlere bakarak o anları hatırlamaya çalışıyorum.  Geri dönüş sıkıştırılmış olduğu için, yeterince de uyuyamadığından beni için tam bir kaos ortamında geçti. Geri dönüş yolunda  Silivri yakınlarında trafige girdikten sonra ciddi bir uyku bastırdı. Arabayı teslim etmekte yaşadığım gecikmede üstüne tuz biber olunca zorlandım.

Önce Bozcaada sabahına dönelim. Uzun yoldan gelmiştik. Bu güzel adanın merkezini ve tarihi güzelliklerini gezmeden olmazdı. Aracımızı Merkezin biraz uzağına park edip, yürüyüş yapalım dedik.



Arabamız kat ettiği 600 km yolda burun kısmı ciddi sinek ölüleri ile dolmuştu. Yol boyunca ciddi böcek katliamı yapmışız.
Merkez girmeden önce sadece kişi başı 15 tl olan son derece yeterli, insan olana fazla bile gelen kahvaltımızı yaptık. Ayrıca ortaya birde menemen istedik. Totalde 40 tl ücret karşılığı karnımızı doyurmuş olduk. 

Kahvaltı sonrası nişanlımla Bozcaada gezimizi 4 saate bitirdik. Gezi boyunca 250 tane resim çektik























Dönüş Yolu ve Uykusuzluk.
 Saat 15:45 Ada vapuru için bundan bir hafta önce saat 16:00 kalkışı için randevumu almıştım. Şehir girişindeki zabıta görevlisi, Plakamızı kontrol edip bizi bekleme alanına aldı. 16:05 gibi ise gemiye binebildik.
Buraya kadar her şey normal gidiyordu. Çiçek pastanesinde, sahibinin torunu ile konuşma frsatım olmuştu. Bizi Ecabat üzerinden gitmemiz konusunda tavsiye vermişti. Yolu bilmiyorsak, 34 plakalı tur otobüslerini takip etmemiz  yeterli olaucak mış. Bizde öyle yaptık. Çanakkale merkezde yolu şaşırınca, 34 plaka tur otobusunu takip ederek, ecabat arabalı vapuruna son anda varmayı başardım. Aksi takdirde 1 saat gecikme yaşanacaktı.

Çanakkale Ecabat - Gelibolu yolu, boğaz boyunca harika görüntüsü ile bizi mest etti. Gidiş geliş şeritli tek bir yol olmasına rağmen 80 km hızla kat edilebiliyordu.

Yandex, istanbul istikametinde ciddi trafik olduğunu gösteriydu. Bize inanılmaz bir rota cıkardı. Önce Otobandan köy yollarına çıkardı. Trafiği gecince geri otobana dönderdi. Trafik belirince gene köy yollarına soktu. Çok uzun bir mesafeyi asfaltı bozuk bir yolda gittikten sonra, tekrar otobana soktu. Tekirdağ bir şekilde varınca çok az karayolundan gittikten sonra , bize daha hızlı rota teklifinde bulundu. Bu sefer bizi bildiğin Toprak yola soktu. Toz cümbüşü içinde 65 km hızla ilerledikten sonra bizi son kez otobana soktu. Silivri açıklarında bizi otobandan çıkarıcaktı. Ben bu sefer ona inanmayıp otobandan gitmeye devam ettim. Beni 2 saat içinden çıkamayacağım trafikten kurtarcağını nerden bileyim. 2 saate yakın trafikte cebelleştikten sonra ciddi bir uykusuzluk baş gösterdi. Gözlerimi acık tutmakta zorlanıyordum. Ama boğaz köprüsünden de geçmişiz. Şunun şurasında 30 km yol kalmıştı.

Güç bela gece 01:21 de eve ulaşmayı başardık.

Sonuçlar :  
890 km yol gimiştik. Giderken İzmit körfezi dolanmış, Gelirken Çanakkaleden gelmiştir.
 Ortalama Yakıt Tüketimi Göstergede 5,9 litre
 Averaj hızım 58 km
 15 saat araç kullanmıştım
462 km mesafelik yakıtım kalmıştı.







Maliyet ve Zaman 

12:05 arabayı aldım.
16:00 Kocaeli civarında 170 tl 36,5 litre benzin aldım
22:51 Bozcaada Arabalı vapur bekle alanına vardım 70 tl ödedim
01:00 Bozcaada ayak bastık.
01:25 Çorbacıda Sulu köfte ve Mantı yedik. 25 tl patladı
06:12 Ayazma plajında aracımızdan uyandık.
09:30 Ayzma plajında yuzduk güneşlendik ayrıldık.
09:35 Arabaya benzin aldık 140 tl 29 litre yakıt aldık.
10:40 Kahvaltı yaptık. 40 tl ödedim
11:10 Adayı gezmeye başladık
11:35 Kaleye çıktık iki kişi için 6 tl ödedim. ( hatırlamakta zorluk cekiyorum.)
12:10 Kale turu bitince tekrar merkezi gemeye başladık.
14:10 çiçek pastanesinde limonata içip acıbadem kurabiyesi aldık 25 tl ödedik
15:00 Bozcaada Buzdolabı süsleri için 10 tl ödedim.
15:30 Dün geceki çorbacıda corba içtik, 20 tl ödedik.
16:10 Vapura binip ayrıldık.
18:00 Ecabat Arabalı vapuruna 35 tl verdik
01:21 Arabayı sahibine bıraktık.

Toplam maliyet 541 tl 

Gidiş süresi : 14 saat sürdü.
Ada aktivitesi : 15 saat sürdü 5 saati uykuya ayırdık
Dönüş Süresi : 9 saat sürdü 





.

14 Eylül 2015 Pazartesi

www.otopark.com Haber Olmak.



http://www.otopark.com/

http://www.otopark.com/2015/09/14/otomobilleri-tanirken-turkiyenin-en-guzel-yerlerini-de-kesfedin/

Merhaba ,
Ben otoparkı ilkez, Hyundai i10 testi ile tanıdım. O sıralar, otomatik tork konverterli bayan arabaları araştırıyordum. Bu sırada Ekşi sözlükte bulduğum bir link üzerinden Youtube kanallarına ulaştım. Sinan ve And beyi ilk o zaman tanıdım. Önce sıkıcı bir araç içi video olsuğunu sanmıştım. Ama izledikten sonra anladım ki, gayet eğlenceli bir sunum yapmışlardı. Param olsa o arabayı ertesi gün alıcak seviyeye getirmişlerdi.
Siteye ilkez youtube linklerinden ulaştım. Okudukca dahada hoşuma gitmeye başladı. Üye olup 2 kalem de ben edeyim dedim. İstanbul niki ile üye oldum. Otoparktan ilham alıp İkinci dünya savaşı bloguma arabalar hakkında tecrubelerimi yazmaya başladım. 10 ocaktan beri itina ile ayda 1 veya 2 yazı yazıyorum.

Evet bana bu blogu yazmamda ilham verenler Otopark ekibidir. Sohbet sayfalarında yazdıklarımın zamanla kaybolduğu için bu bilgileri tekrar tekrar yazmak yerine Önce donanım haber sonra Bloguma yazmaya başladım. Bloga yazmak, resim eklemek, daha kolay olduğu için Bloga kaydım.

Şimdi ilham aldığım sitede haber olmak beni mutlu etti. Özelikle otopark editörü  beyin yazısı için çok teşekkur ediyorum kendilerine. Beni benden daha iyi anlatmış.

Değerli Otopark bana yaptığı bu motivasyondan dolayı çok teşekkür ederim.



28 Ağustos 2015 Cuma

Hyundai i20 1.2 Jump ile Ekonomik Haftasonu Gezisi

Merhaba
Çok uzun süredir, benzinli manual klasik bir otomobil kullanmak istemişimdir. 2009 yılından beri ehliyet sahibi olmama rağmen, otomobillerin ilk versiyonları olan geleneksel atmosferik bir motorla tahrik edilen , manual vites kutulu otomobil kullanamadım. Şu ana kadar kullandığım tüm Benzinli Otomobiller hep otomatikti. Powershift, CVT ve Dualogic. Ama hiç manual benzinli kullanmadım. Fakat bir benzinli otomobilde ekonominin nasıl sağlanacağını teorik olarak internet üzerinden öğrenmişimdir.

Memleketten gelen Kayın pederimin, köyden getirmiş olduğu peynirlerin sevkiyatı konusunda benden yardım istedi. İş bu sebep ile ilgili Avis oto kiralama servisinden 1 adet Fiat linea sınıfı araç kiraladım. Web sayfasında bundan başka araç musaitliği kalmamıştı. Sabiha Gökçen Avis büsrosundaki değerli arkadaşlar, sık sık ziyaret etmemden dolayı beni tanıyorlardı. Fiat Linea aracımı almak için şübeye gittim. Yine hoş bir karşılama ile selamlaştık. Fiat Linea aracı hiç sevmiyorum. O nedenle şansımı deneyim dedim.

-Hocam hiç iptal edilmiş rezervasyonlar var mı.
-Var bir kaç elimde araba ama size uyar mı ki.
-Ne var hocam..
-Hımm (Araç kartlarına bakarak) Hundayai.......
-Hadi i20 i20 olsun
-Evet Hyundai i20 benzinli var
-Harika onu ver onu ver. dedim. Mutlu olmuştum. Ne zamandır bu arabayı kullanmak istiyordum.
-Aaa çok sevindim. İstediğiniz i20 aracını size verebildiğim için çok mutlu oldum ....




Hyundai i20 1.2 Jump. Üzerinde MTV vergisi 591 tl olan 1,2 litre hacminde motor taşımaktadır. Jump olarak bi hayli yeterli olduğunu düşündüğüm arabanın satış fiyatı 24 Temmuz 2015 itibari ile 39900 tl. Motoru Kappa serisi ve 4 silindirli olan arac 6000 devirde 84 beygir güc, 4000 devirde 122 Nm  tork sağlıyor. 


Eğerki Tüketim odaklı bir araba almak istiyorsanız Jump hem en ucuz hemde en hafif seçenek olurdu. Benim kullandığım Jump versiyonun donanaım olarak eksik hiç bir şeyini görmedim. Kimine göre arka camların elle çevirmeli açılıyor olması sıkıntı olurken, arkada benim oturmuyor olmamdan dolayı pekde umrumda değil. Ben bencil bir insanım. Kendi koltuğumun rahatlığımdan ötesi pek beni enterese etmiyor. Araba alırken, kliması, vitesi, motoru, tipi dışında diğer yaşam mahalleri ve inanaın benim paramı harcayacağım yerler değil. 
Teslim aldığım i20 onbin kilometreyi yeni geçmiş, rodajı çoktan dolmuş durumdaydı. Deposu full, tertemiz bi şekilde teslim aldım. Araba çok Fiesta ya oranla çok geniş geldi. Aracın kontağı açık motor çalışıyor olmasına rağmen ses duyulmuyordu. Motorun çalıştığını devir saatinden anlayabiliyorsunuz. Arabanın gaza basıp şöyle basıp çektiğinizde devirlenen motor, bir süre devri koruıyup yavaş bir şekilde devir kaybediyordu. Arabada sonradan öğrendiğim bir tork kontrol mekanizması bulunmaktaymış. Bu sistem sayesinde motor vites değişimleri sırasında devir düşmüyor, bir üst vitesi kolay yakalıyormuş. 
Arabanın vites kolu, benzinli olduğundanmıdır bilinmez, kullanmış olduğum en kolay en yumuşak vites koludur. Daha önce bu kadar kolay geçen yumuşak vites kolu sanırım Fiat Albea'da görmüştüm. 

Sabiha gökçen hava limanından ayrılıp Pendik Kurtköy bağlantı yolundan , Pendik istikametine yola cıktım. Arabanın gaz pedalını yoklayarak hangi devirde ne yaptığını gözlemledim. Araba yolun eğimine göre, motoru boğduğunuzda veya zorlandığını hissettiğiniz durumlarda yakıt tüketiminin ciddi olarak arttığını keşfettim. 

Hyundai i20 ile Pendik Kurtköy bağlantı yolunda neredeyse gaz pedalını okşuyarak 80-100 km arası bir hızla 10 km yol kat ettim. Yokuş aşağı kesimlerde yüksek hızda, yokuş yukarı kesimlerinde ise düşük hızda seyrederek asla motoru zorlamadan yolu kat ettim. 
Bu videoda gazı okşayarak giderken, önüme çıkan bir aracı solluyorum. Ayağımı gazdan hafifi cekerek mevcut ulaştığım hızı korumaya çalışıyorum. Anlık yakıt tüketimi fazla artmadığı tutabilceğim hızı yakalamaya çalışıyorum. Ayak hassasiyeti gerektiriyor.

Bu videoda ise 5nci vitesde dipgaz yapıp en kısa zamanda önümdeki aracı solluyorum. Sollama bittikten sonra yakıt tüketimimi  düşürmek için gaz pedalını yoklayarak anlık tüketiminin beni yönlendirdiği en ekonomik sürüş hızını tutmaya çalışıyorum.


Araba benzinli arkadaşlar, ay sonu gelmedi. Cepte para yok. Hayır işi yapıyoruz. Hypermiling yapmak zorundayım. Arabayı 107 tlye kiraladım. Yakıt maliyetini en düşük düzeyde tutumam gerekiyor. Ayağım gaz pedalını yoklarken, kulağım motorun kabine sızan sesinde, elim 5 ileri şanzımanın vites topunzunu tutarken, gözlerim anlık yakıt göstergesindeki hareketlilikte oluyordu. Anlık tüketim her 5 litreyi geçtiğinde devir saatine bakarak tan gaz pedalına olan baskım azalıyordu. Burda işleyen biyolojik mekanizma hypermilinge programlanmış bir bilgisayar ve bunun yönettiği mekanik üniteden ibareti. 



Pendik bağlantı yolunu terk etmeden 1000 metre evvel, ayağımı gazdan cekip beşinci vitese taktım. Araba yol ayrımına kadar deyim yerindeyse piste son yaklaşma hattına oturmuş yavaş yavaş alcalarak süzülen bir ucak gibi ilerliyordu. Gösterge 0 yakıt tüketimi göstersede, esasında motora hayat veren rölanti için uygun gazı veren ECU , motor fren yapmasına engel oluyordu. Arabayı klima acık yaptığım bu hypermiling testi sırasında 10 km de arabayı nasıl kullanmama gerektiğini, hangi durumlarda ekenomi sağladığını çözmüştüm. 



Hyundai i20 5 vitesli şanzımanın 5nci vitesi tamamen tüketime yönelik bir orana sahipti. Bu oran her 1000 devirde 35 km hız yapmasına imkan sağlıyordu. Motor 6500 devir cevirdiğinde teorik olarak 230 km hız yapan araba , gercekte maksimum 177 km hıza çıkabiliyor. Bu hıza ise beşinci vitesde değilde 4ncü vitesde çıkabiliyor. 

Ben kayın pederimin evine ulaştığımda, aracımın yakıt tüketim ortalaması yüz güldüren cinsten çıkmıştı. Bu 10 km lik test bana çok şey anlattı. Hyundai i20 kesinlikle gözardı edilebilir b sınıfı arac değildi. 


Takumi Fujiwara gibi peynir sevkiyatına çıkıyoruz. 

Ünlü bir japon manga serisinin baş kahramanıdır Takumi Fujiwara. Babası bağsur olması sebebiyle arac kullanamıyordu. Babası efsane bir sokaka drficisiydi. Peynir sevkiyatlarına babasının eski  Toyota Corollo EA86 Truneo'su  ile çıkmak zorunda kalmıştı. Akina dağının zirvesindeki, Kaplıca ve trustik kamp alanlarına bir japon peynir çeşiti olan Tofu sevkiyatı yapıyordu. Gece 04:00 da bağlayan sevkiyat sabahın 06:00lara kadar sürüyordu. Daha erken bitirp daha fazla uyumak için doğaçlama olarak drift yaparak sevkiyatlarını tamamlıyordu. Gece karanlığında kullandığı Panda renkli Ea86 namı diğer Hacırokusu ile görenler , hızına ve drift yapan bu adamı hayalet olarak tanımlıyordu. Kısa zamanda Akina hayaleti Haciroku tüm Gumma bölgesinde nam salmaya başlamıştı. Akina Tougelerinde (dağ yolu) bu efsane ile karşılaşan diğer illegal drif yarışcıları ona yetişmek isteselerde hep kaybediyorlardı. Oysaki durumdan haberi bile olmayan Takumi Fujiwara adlı genç lise öğrencisi bir an evvel tofu sevkiyatını tamamlayıp eve dönüp yatmak istiyordu. Bu hikaye ile başlayan İnitial D Manga animesi ile benim aramdaki en büyük fark, Takumi zaman karşı yarışıken benim maliyeti düşürmeye çalışıyor olmam.

Yola çıkıyoruz. Bagaja 10 kilo halis çökelek , Kayınpederim, Kayınvalidem, Baldızım, Nişanlım ve ben olmak üzere tam 340 kilo net ağırlık arabanın üstüne binmişti. Araca 1400 kiloya çıkmıştı. Fakat inanın 1.2 benzinli motoru Sabiha Gökcen havalimanından tek başıma getirdiğimde nasıl bir gidişe sahipse düz yolda tamamen farksız ilerlemeyi sürdürüyordu. Çekişten bir düşüş görmedim. Günlerden Cumartesi, saat üçe geliyor. Yandex bize garip bir rota çıkardı.


Arabayı denemek için harika bir güzergah çıkmıştı önüme, Paşa köy yolundaki yokuşlar arabayı yüklü denemek için kusursuz bir rota idi Önce Sabihadan geldiğim yolu 340 kilo yükle tekrar katettim. Paşaköy yoluca çıktığımızda daha ilk virajda dik bir tırmanış bizi bekliyordu. Araba 5nci vites oranını doğal olarak 2000 devir bandında yutamayınca, gaza asılmaya başladım. Gaza bastıkca yakıt tüketimi 7, 8, 9, 10, 11, li değerlere çıkıyor , hızlanma yerine bırakın hızı tutmayı motor öksürmeye başlıyarak yavaşlamaya başladığı görünüyordu. çok kısa bir sürede tepki vererek vitesi 4de düşürdüm. Yakıt tükteimim 7 seviyesine inip motor 3000 devirde 85 km hızla tırmanamayı başardı. Devrini alan motor 4ncü vitesin rahatlığıyla yakıt tüketimi 5litrelere kadar gerilemişti. Yokuş aşağı geldiğimizde ise ayağımı gazdan cekip motor kompresyonu ile 4ncü vitesde rampa aşağı kayma yoluna giderek rampada harcadığım ekstra benzini yer cekimi ile geri kazanma yoluna gittim.

Hyundai i20 gaz pedalı ve şanzımanı çok iyi anlaşıyorlardı. Arac düşük vitesde yüksek devir ceviriyor iken bile ihtiyacından fazla yakıt yakmıyordu. İster 4ncü vitesde 3500 devir cevirip 90 km yol yapın, ister 2200 devir cevirip 90 km yol yapın yakı tüketimi neredeyse aynı idi. Eğer 5nci vitesde bir yokuşu çıkarken motoru verdiğiniz gaz oranında ivmelenme alamıyor iseniz yakıt tüketimi hızla artmaya başlıyordu. Oysaki vites düşürdüğünüzde ise yakıt tüketimi artmak yerine lastiklere giden güc artıyor, fakat tüketim yükselmiyordu. Bu çok enetersan bir saplama benim için. Araba ECU'su nasıl programlanmış ise tekerler için gerekli gücü motor devrini artırarak sağlıyordu. İşte benzi arabaın en büyük özelliği "devir". Dizel bir fiestada olsaydım 3500 devir cevirmek muazzam bir tüketim demek oluyordu.. Ben bu yokuşu Fiestamda 4ncü vitesde çıkmak istesem 8-9 litre tüketimi anlık olarak görebilirdim. Ama 6500 devir ceviren bir motor, ceyrek gaz ile bile 5000 devire çıkabiliyor iken yaktığı yakıt nispeten az olabiliyordu. Bir 18 ileri vitesli bir bisiklete bindiğinizde, rampayı çıkarken en alt vitese düşersiniz. Tekerlerde  75 kilo ağırlığınız altında pedallara yükenirsiniz. Dakikada 30 pedal atarsınız ama bu sizi fazla yormaz. Fakat daha yüksek vitesde aynı hızda çıkmak için dakikada 20 pedal atarsınız , bu sizi yorar. Çünkü ayağa kalkarak pedal cevirmek zorunda kaldığınızda yorulmaya başlarsınız.  İşte 1.2 litre kappa motor sizin 3500 devir atarken üretiği güc ile 2000 devir atarken üretiği güc aynı olmasına rağmen 1500 devir farkı şanzımanın oranlarında lastiklere aktarılırken daha yüksek torka dönüşmektedir.

Köprüde arkadan gelen rüzgarıda alarak, yelken seyri yapıyoruz. 

Saate 90 km hızı mümkün olduğu kadar koruyarak, olabilcek en ekonomik seyire kendime alıştırdım. Motorun sadece sesini dinleyerek yakıt tüketimini artıp artmadığını anlayabiliyorum. Araba zaten 2000 devirde %10 gazla verdiği ses ile %25 gazla 2000 devirde verdiği seslerden dilini anlamış oldum. Arabanın boğulduğunu koltuğa milim saniyede anlayıp, vites düşürme işlemini gerçekleştiriyordum. Bunla beraber her vitesin en ekonomik olduğu bir devir vardı. Özelikle trafikte saate 70 km hızla giderken fark ettimki, 4ncü vitesde araba 3,0 ile 3,5 litre arasında yakıt yakarak ilerliyor. 90 km hızla 5.ci vitesde giderkende 4,1 ile 5,5 arasında yakıt yakıyor.  

Okmeydanına vardığımızda sonuç:
Yaptığım 95,7 km yolda 12 birimden oluşan yakıt göstergem 1 değer düşmüştü.









Tüm bu yol boyunca genel yakıt tüketimim aracın 5,0 litre çıkmıştı.  Arabada 350 kilo yüke rağmen benzinli bir araç için değer inanılmazdı. Köprü sonrası trafike girmeme rağmen yakıt değerim yükselmemişti.

 Teyzelerde işimiz biter, arabamı park yerinden gaza basmadan debriyajla oynuyarak ileri harketlerle yerinden çıkarttım. Ne güzel bir debriyaj tepkisi var, yavaş yavaş kavratarak arabayı hareket etiriyorsun. ECU sana yeterli gazı veriyor.


Dönüş yolunda yine ikinci köprü yolundan, akabinde Ataşehir çıkışından çıkarak D100 karayolu ile Esenyalı'ya vardık. Arabanın manual 5 ileri vitesli, benzinli olmasına rağmen son derece ekonomik yol alması, bana başka bir iş için kaynak sağlamış oldu. Ekstra kaynak bulduğum için radyoda çalan Jason Derula parçasına isteristemez eşlik etmeye başladım. Arabanın arka koltuğunda oturan Kayınpeder, Kayınvalide ve baldıza rağmen :)



 Gecenin sonunda 5,1 km yakıt tüketim ortalaması ile peynir sevkiyatını tamamlamıştım. Saate 130 km hızla kısa süre ilerlememe rağmen yakıt tüketimim 0,1 artmıştı.
 Araba ortalama 53 km hızla kullanmıştım. Yakıt depomdan 1 birim daha eksilmişti.
Araba 157 kmdir bende idi. Sabiha Gökcen, Pendik, Okmeydanı ücgeninde kısa sürede 157 km yol gitmiştim.

Pazar Süprizi 

Arabanın az yakıt tüketiyor olması, bana yeni fırsatlar için imkan sağladığını daha önce söylemiştim. Ay sonu gelmesi sebebiyle dört gözle gelecek maaşı beklerken, esktra çıkan bu peynir sevkiyatı için sınırlı bütce ayırmıştım. Araba 160 km yol sonunda sunduğu ekonomik tutum karşısında elimdeki bütceden 50 tllik bir miktar artmıştı. 100 km de 5 litre yakıt tükettiği ön görüldüğünde araba 50 tl lik benzin ile kaç km gidebilirdi. Mevcut Benzin pompa fiyatları litresi 4,5 liradan satılıyordu. 50 liralık benzin aşağı yukarı 11 litrelik benzin demekti. 11 Litre ile i20 220 km kadar bir menzil sunuyordu. İstanbulda içinde olduğum Pendik semtinden itibaren 100 km gidiş ve 100 km  geliş olucak şekilde gidilecek yerleri araştırmaya başladım. Daha önce Facebookta bir arkadaşımın gitmiş olduğu , resimlerinden çok beğendiğim Karaaslan Alabalık tesisleri  85 km uzağımda kalıyordu.
-Canım sabah kahvaltı yapmaya gidelim.
-Nereye hayatım,
-Yuvacık Kocaeline :)


Günlerden Pazar , Hyundai i20 1.2 Benzinli Jump arabamız bizi sabaha kadar burda bekledi. Sabah 07:30 yola koyuluyoruz. Arabada sadece iki kişi olmamız havanın serin ve yolun acık olması, daha yolcuğulun ilk dakikalarında yakıt ekonomisi olarak dönmeye başlıyor. Akşam 5,1 litre ile kontak kapattığım araba, otobanın ortasında 4,9 litre yakıt tüketimi sunmayı başardı.

 Arabayı teslim etme kaygısı ile hızımı biraz daha yükselim. Buna rağmen yakıt tüketimi düşme eğilimindeydi. Umarım bu gösterge değerlerini pompa başındada görebilirim. Gerci bu konuda ufacık bir şüphem var ama. Onuda pompada anlayacağız.

Karaaslan Alabalık Restoranı ve Kamp alanı . 
Biz yandex navigasyonun bize gösterdiği yolu kullanarak tesise ulaştık. Tesise giderken Kirazdere Barajının kıyısından aheste aheste gidiyorduk. Rampaları 3cü vitesde çıkıp, inişleri 4ncü vitesde kompresyonda gerçekleştiriyordum. 


Tesis 2 ana grişten oluşuyor. İlk griş restorant diğer giriş kamp alanı girişi. Biz kahvaltı için geldiğimiz için resturant kapısından aşağı oğru gittik. Dik bir rampadan inerek , dere yatağına kurulmuş tesise ulaştık . Ahşap yapılar sıra sıra masalar dere kenarı boyunca dizilmişti, 25 tl den olan serpme kahvaltısından sipariş verip kapalı havanın verdiği ilkbahar havasında, sık ağacların gölgesinde tertemiz oksijeni ciğerlerimize cektik.










Ortam çok güzeldi, kahvaltı için siparişimizi verdik. Tanesi 25 tl olan bu serpme köy kahvaltisı %75 oranında peynirli gidalardan oluşuyordu. Adını bilmediğim fakat inital D serisinde Takumi Fujiwara nın sevkiyatını yaptığı küp küp kızartılan Tofu ya benzeyen bir peynir ceşidi vardı. Tadı beyaz peyniri andıran bu küp peynirler , kızartılıp çömlek içinde servis edilmişti. Bunun dışında tereyağ'da sündürülmüş peynir, kaşarlı menemen,  Peynirli börek, klasik kaşar ve beyaz peynir. Neden bu kadar çok peynir var anlamadım. Menude menemen yerine rafadan yumurta benim gibi yağ ile sorunlar yaşayan birisi için daha sağlıklı olabilirdi. 


Kahvaltımızı yaptıktan sonra Restorant kısmından kamp kısmına kadar sgüzel bir yürüyüş yaparak. etrafı keşfe çıktık. Daracık bir merdivenden Camping kısmınza girdiğimizde inanaılmaz bir kalabalık, gürültü patırtı bizi bekliyordu. Otoparkta araba koycak yer bile kalmamaış, insan seli tüm masaları doldurmuştu. Bizim giriş yaptığımız ön kapı korkutucu derece dik bir rampa idi, bu yuzden bu ranpadan aşağı inmek istemeyen diğer ziyaretciler Kamp kapısından girip basit bir yokuştan aşağı inerek ordaki su üstüne kurulmuş platformlarda kahvaltılarını yiyorlardı. Bizim şansımız tesisin en sesiz yerinde kahvaltımızı yapmış olmamızdı.








Biz bu kabalıktan çıkıp yemek yediğimiz yere geri döndük, Dere yatağında 1 tane salıncak vardı. Suyun üstüne kurulmuş, nişanlımın isteği üzerine ayakkabıları çorapları çıkarıp, o suyun üstünde duran salıncağı çekip getirdim. Onu canı sıkılana kadar soğuk suyun içinde yalın ayak salladım. 



Biz ikimizde çalışan insanlarız. Düğün hazırlıkları ev derdi varken bu tip şeyler bizi stresten uzaklaştırıyor. Ay sonu olması sebebiyle cepte olmayan parayı, kredi kartından ufak ufak harcayarak bu tip şeylere kaynak yaratabiliyoruz. Avis bana bedava araba vermiyor, Karaaslan babamın yeri değil, Opet depomu doldurmuyor. Bütün ne yapıyorsak ikimiz beraber yapıyoruz. Biz bir bütünüz. İkimizde çok geç yaşta birbirimizi bulduk. Bu yaşımıza kadar hayata tutunmak için çalışıyoruz. İkimizde Kariyerimiz için büyük fedakarlıklar yaptık. Böyle kaçamaklar kendimizi bulmamızı sağlıyor. Ben 32 yaşındayım, onunla tanıştığımdan bei tam 1 sene gecti. Bu blogu ilk actığımda Alman hava Kuvvetlerinden bahsederken, son 1 yıldır aşkımla gecirdiğim yolculukları paylaşıyorum. 

Burası Kirazlı dere Barajı su havzası , bur da i20 ile bir anı fotoğrafı fena olmazdı hani ,

İzmit yuvacıktan ayrıldık, Otobana cıktık. Maksimum ekonomi için gazı okşayarak ilerlemeye devam ediyordum. Dönüşümüzü biraz çabuk yapıyorduk, İstanbul'da yağmur bekleniyordu. Yağmur sonrası yolların tıkanıp araç teslimine geç kalmaktan korkuyordum. Avis araçları teslim saatinden en fazla 2 saat tolerans verebiliyordu. 

Otabana  çıkmadan evvel 30 km dağlık yolda rampa çıkıp inmemize rağmen yakıt tüketimi 4,7 litreye kadar düşmüştü.  Tek yaptığım yokuş aşağı arabayı vites 4 de  kompresyona alıp , yokuşu çıkarken 2000 deviri geçmemek kaydı ile 3 ncü vi
ttesde tırmanmaktı. Şaşılır şey değil. :)


Eve dönüyoruz, tüketim beklentilerim fazlasıyla karşılanmıştı. Asıl sonucu pompa başında alacaktık. Fakat bu konuda şüphem vardı. Arabayı ful olarak aldım, ama deponun ne kadar ful bilmediğimden pompada çıkıcak sonuca kesin gözle bakamıyordum.





Yağmur diner, sarfiyat düşer ve mutlu şoför nişanlısı yanında çoşarım.

Sonuclar: 

 Arabamızın ortalama hızı 55 km/h
 Araba ile kat edilen mesafe 360 km
 Mevcut tüketimle menzil 432 km, 7 birim benzin var
 Ortalama tüketim 4,8 litre






Pompada ödenen para 100 tl / 22,11 litre Litre fiyatı 4,56tl Opet
Korktuğum gibi araba pompada 6,13 litre benzin yakmıştı. Göstergenin bana söylediğinden 1,3 litre fazlaydı. Ben bunu 2 ana etkene bağlıyorum. Depo ful geldi araba , ama ne kadar yoldan geldi. Çok fazla kompresyon yaptım. yakıt tüketimi 0,0 litre gösteriyor kompresyonda araba, Bir ihtimal kafasını bu karıştırdı.

Sonuc olarak Hyundai i20 genel yakıt tüketimi olarak en büyük rakibi benzinli Ford fiesta 1.25 ile arasında 1 litre tüketim farkı var. Bence fazla tırıvırı ile dolu pahalı bir İ20 style almak yerine jump kasa donanım seviyesinde hayli hayli sürülebilir güzel bir otomobil. Kullandığımilk benzinli araba olmasına karşın, 6000 km kadar kullandığım Fiesta 1.5 tdci kadar olmasada ekonomik, düşük fiyatı ile albenisi kolay bir araba.

Gezinin bütçeye olan ekonomik maliyeti
Avis Hyundai i20 kirası :107 tl
Opet Benzin parası : 22 litre 100 tl (peynir sevkiyatı dahil tüketim)
Kahvaltı parası : 50 tl

Toplam Maliyet : 257 tl

Spritmonitör verisi : 6,13 litre 




Arabayı Avise teslim ettim. İçim buruktu. Bende çok değerli anılar bıraktın İ20, Ekonomin olmasaydı böyle bir anıya sahip olmayabilirdik.