8 Mart 2019 Cuma

Hypermil Projem "Ayten"

Hypermile Projem, Ekonomi Mücadelesi

 “2014 yılının soğuk bir kış akşamı, T131 Halk otobüsü içine tıkış tıkış istiflenerek yolculuğumu yapıyordum. Öksürenler, aksıranlar, leş gibi kokanlar. Haftanın beş günü mesai çıkışı aynı çileyi çekmek. Üstüne günlerce hasta olmak. Kar fırtınasında gücün tükenip bir kahve haneye sığınmak. Gece vakti toplu taşıma bulamamak. Gecenin karanlığında telefonun şarjı bitip durakta kalmak. Neler geçmedeki başımızdan. Babamız bizi böyle şeylere alıştırmamıştı. Onun hep küçük bir otomobili vardı. İki kardeş, o sıcak arabanın içinde neler yaşamadık ki.  Ev derdi sebebiyle son aracımızı satıp, ortada kalınca anladım 3 sene arabasızlığın nasıl bir çile olduğunu.”

Üç sene sonunda insan her şeye alışıyordu, bir şekilde psikolojim alışmıştı. Peki ya bedenim. O üç sene boyunca bol bol hastalık geçirmiştim. Hayat kış aylarında çekilmez olmuştu. Üstüne bir yıl ara ile iki defada ameliyat olmak iyice yıpratmıştı bedeni. Hadi neyse bir şekilde alışırsın, sosyal hayatı sıfırlarsın yâda araba kiralarsın.  Bir süre araba kiralamak en iyi çözüm oldu yeni kurduğum aile için. Ama öyle bir gün gelecekti ve artık canına tak edecekti. O tak ediş 2016 Mayıs ayının ilk haftasına denk gelecekti. 
Bundan öncesi durumlar hep bir planlama ile geçiyordu. Yaklaşık 2 senedir planladığım ama bir türlü fitilin ateşlenmediği “Hypermile Projem” vardı.  Bir sürü araçlar inceledim. Çeşitli markaları test ettim, kiraladım ve projelendirdim. Elimde olan birikmiş yeterli olmuyor.  Hep öteleniyor du bu düşüncem. Uzun uzun yaptığım onlarca exel tablosundan fiyat performans olarak iki otomobil öne çıkıyordu. Bu modeller i10 ve Polo. Aradığım fiyat aralığında garantisi devam eden bir Polo 1,2 tdi, km yüksek ve hasar çeteresi kabarık modeller 35000 tl fiyatla satılıyordu.   
Maliyet muhasebem çok hassas dengeler üzerine kuruludur. Öncelikli amacım ailemin yaşam kalitesini artırmaktır. Gerekirse, kendi kişisel zevklerimden ödün vermek gerekebilir. Hypermile ilk önce araba seçimiyle başlar.  Piyasası ölü ucuz manuel benzinli arabalar öncelikli hedefimdi. Hyundai i10 1.0 benzinli manual ile bu şekilde tanıştık. Ben arabayı çok sevdim, defalarca showroomlarda inceledim. Eşimi alıp gösterdim. Tipini boyutunu beğendi. Eşimden de okey alınca, manual 1,0 benzinli model için çalışmalara başladım. Mayısda yaşadığımız tatsız bir olaydan sonra ise karşıma çıkan 1,0 lpg modelini koşa koşa aldım.
2014 model Hyundai i10 1.0 Bi-fuel Manual modelini 2016 Mayısın ortasında 2 yaşında iken satın aldım. Böylece Hypermile projemiz hayata geçmiş oluyor.  Hedefimiz, toplu taşımadan daha ucuza ve ihtiyaçlarımızı gidermek, kendime bir hobi dalı yaratmak. 2010 yılından beri severek yaptığım hypermile artık tam manasıyla bir yaşam stili olacaktı. 




Hypermile Aracımız Hyundai i10

*Bundan sonra yazacaklarım, aracın beni açımdan kıymetli olan veriler ışığından ilerleyecektir. Aşırı teknik detay işlenecektir.
Arabanın ön koltuklarına çok rahat sığıyordum, hacimsel olarak beklentim fazlasıyla karşılanmıştı. Bagaja için özellikle aradığım bebek arabasını aldım. Alırken bebek arabasını denedim, istediğim gibi olmuştu. 
Eşim ve kızım için arkada fazlaca yerim vardı. Hatta ön yolcu koltuğu gerekirse bagaj muamelesi yapacak hacimsel alanım vardı. Her halükarda, üç kişilik bir ailenin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak hacim fazlasıyla var. Bir benzetme yapsak tatilimiz sırasında uçak ile yolculuk yapmıştık. O yolculuk sırasındaki bagaj hakkımız, bebek arabamız toplamda 50 kiloyu geçmemişti. İki yetişkin, bir bebek, bir sırt çantası, bebek çantası, eşimin ve benim tekerlekli bavulu. Ekonomi sınıfı bir uçak yolculuğunu kendine yeterli gören her aile bir Hyundai i10 hacimsel genişliği fazlaca yetecektir. Hacim kaygılarım bu denli basit denklemlerle anlatabildiğime inanıyorum.



Aracın aerodinamik katsayısı 0,31 cd.  Rüzgâr direnci ve son derece kısa olan burun yapısı rüzgâra çarpan ön yüz alanının küçük kalmasını sağlıyor.  Sabit hızda ilerlediğinizde küçük motorunuz havayı yarma konusunda strese girmiyor. Rampa inişlerinde, yerçekimini en ideal şekilde kullanmak mümkün. %5-%6 eğimli inişlerde saate 85 km hız ile süzülebilirsiniz. Bunu yaparken aracınız 5nci viteste tutabilirsiniz. Hız kaybı yaşamazsınız. 
Motorunuz çok küçük, sürtünen parça sayısı çok az. Silindir başına 4 subablı, 3 silindirli, üsten çift eksantrikli ve değişken zamanlamaya sahip.  3500 devirde 90 Newton torkumuzu, lastiklere iletebilmek için ise 5 ileri manuel şanzımanımız var.

Verimliliği artırmak için Manual Şanzıman

Aracın motorundan çıkan gücü yere iletirken belli oranda bir güc kaybımız olur. Motordan çıkan güç, volan, vites, şaft, aks yani yürüyen dediğimiz aktarma organlarında kaybolur. Bunun en aza indirmek için önce arka şaft ve diferansiyele sahip arkadan itişli araçları gözden çıkarmamız gerekir. 

Hypermile arabası arkadan çekişli olması verimliliği azaltacaktır. Önden çekişli aracın direk şanzımanın diferansiyel, oradan akslara gücü aktaracak, lastiklerimize minimum kayıpla çekiş sağlayacaktır. 
Otomatik şanzımanda bulunan Tork konverter, %30 %35 törpülemektedir.  Düz dişli veya helisel dişli yapıya sahip klasik şanzımanlarda kayıp  %0,2 ile %3 arasında değişirken güneş dişli yapılarda bu oran %2 ie %10 arasında değişmektedir. Tork konverterli şanzımanlara takılan Kilitli debriyaj (clutch damper) kayı oranını %9 azalmaktadır. 

Bu tip parçalar hareketli parça sayısını artırmakta, konforda rahatlık, bakımda pahalılık yaratmaktadır. Her halükarda Motorda alınan torkun %25’i kayıp olacaktır. Manual şanzımanlı hafif volan ve hafif debriyaj balatalı manual şanzımanın verimliliği %95 üstüne çıkabilmektedir.  Manual şanzımanlarda yağ pompası bulunmaz ve soğutmaya ihtiyacı yoktur. İçerdeki dişlilerin yağı sıçratması ile yağlama yaptığı için, kayıplar çok düşüktür. İ10 şanzımanı gibi ufak bir şanzımandaki kayıp %4 ile %5’i geçmez.

Tork konvreterin yarattığı kaybı saymaz isek, Dünya ve güneş dişlileri ile çalışan standart bir otomatik şanzımandaki kayıp %13’dür. Aynı şekilde debriyajın kavrama esnasındaki kaybı saymazsak klasik manuel şanzımandaki kayıp %4 olarak ölçülmüştür.

Hyundai i10 bu noktada, verimlilik bakımından oldukça iyi durumdadır. Şanzıman direk motora bağlıdır. Şanzıman çıkışı ise transaxle diferansiyel bağlıdır.  Motorun gücü en kestirmeden ön tekerlere verilmektedir.  Buradaki kayıp son derece az olacaktır.

3 Silindirli Motorumuz

Hypermile projemizde, yakıtımızı daha verimli kullanmak esas olduğundan bu hedefe ulaşmaktaki en önemli maddelerden biride motorumuzdur. Yapılan araştırmalarda en verimli motorlar genel olarak 3 silindirli motorlar olarak karşımıza çıkar.  Kullandığımız 1,0 kappa motoru geçmişte 1,1 litre olup 4 silindirli bir yapıdaydı.
Koreli mühendisler, motoru geliştirip 3 silindirli modeli çıkardıklarında bazı güzel veriler ortaya çıkmıştı. Motorun ağırlığı %10 azalmış, yakıt verimliliği %3 ile %5 oranında artmış, üretim maliyeti  %9 aşağı çekilmiştir. Optimize edilmiş silindir kolları oldukça hafiftir. Subap yayları 11 mm’de optimize edilerek düşük devir bandında %1 oranın yakıt ekonomisi sağlanmıştır. Her biri 163 gram ağırlığa sahip pistonlar ise %0,5 oranında verimliliği artırmıştır. Motorun değişken subab zamanlaması %3 yakıt ekonomisi sağlamıştır. Motorun Alternatör yönetim sistemi koşullara bakarak devreye girerek %1,5 yakıt ekonomisine katkı sağlamaktadır.
Lpg tüketimi esnasında %5 daha fazla güç üretip, daha az karbon dioksit salmaktadır.  Motor sadece 74 kilo ağırlığındadır.


Peki, 3 silindir ile 4 silindir arasındaki avantaj ve dezavantajlar nelerdir. En önemli etkisi yakıt ekonomisi. Aynı kapasiteye sahip 3 ve 4 silindirli motorlardan, en verimli olanı 3 silindirli motor olacaktır. 3 silindirli motorda 1 silindir eksik olması, onu daha az sürtünme kaybı yaşatacaktır. Metalin metale sürtündüğü kısımlar daha az olacağından, motorun bu sürtünmenin üstesinden gelmesi daha kolay olacaktır.

Hareketli parçaların azlığı mekanik bir avantajdır.  Motor ağırlığı azalacağından, otomobilin genel ağırlığını düşürmektedir.  4 silindirli i10 1036 kilo iken 3 silindirli i10 1008 kilodur.  Peki, 3 silindirlinin kötü yanları yok mu? 4 silindirli motorlar her 90 derece krank dönüşünde bir güç üretirken, 3 silindirli motorda bu durumda her 120 derece krank dönüşünde güç üretimi anlamına gelmektedir. 4 zamanlı bir motorda 3 silindir olması aracın ateşleme sırası arası boşluklarda kaba bir ses çıkarmasına sebep olur. Motor bu aradaki 40 derecelik boşluğu volanın dönme momentumu ile aşacağı için daha fazla devir ihtiyacı vardır.

 Düşük devirlerde nispeten daha çelimsiz karakter sergilemelerinin sebebi de budur. Ayten ile yaptığım pek çok denemede 1500 devir altı 2 nci vitesten sonra kullanmak mümkün değildir. 3ncü viteste vuruntu yapmaya başlar.  
Lastiklerimizin Etkisi
Lastiklerim 175 65 R14 ölçüsüne sahip. Fabrikasyon lastikleri Continental  Ecocontach 5. Almanların meşhur ekonomi lastiği, fakat son testlerde su koyuverince, Almanların meşhur Adac tarafından test edilen Falken Snecra Ecorun sn832 lastiklerine geçtim. Aracın lastik hava basınçları çok önemli.  Yakıt ekonomisi öncelikli lastikler ile yakıt verimliliği öncelikli lastikler arasında 1 ile 2 litre arasında bir yakıt tüketim farkı olmakta. Ekonomi lastiği kullansanız bile fabrika ayarlarında hava basılmaz ise tüketim ciddi artabiliyor. Örneğin 0,5 bar eksik hava basmak 1 – 1,5 litre arasında tüketimi artırmakta. Hypermiler sürücü lastik basınçlarını düzenli olarak kontrol eder. Bu işin bir diğer hilesi ise lastik basınçlarını normalden yüksek basarak tüketimi 1 – 0,5 litre arasında düşürmek mümkün. Bu tip değişikliklere sebep olan lastiklerin yuvarlanma direncidir. Normal lastiklerin yuvarlanma direnci katsayısı 0,02 olarak kabul edilir. Hyundai i10 gibi küçük ebatlı ve ekonomi odaklı lastikler kullanır. Lastiğe uygun hız sembollüde seçilirse, hafif bir otomobilde yuvarlanma direnci katsayısı 0,009 kadar düşmektedir.



Lastiklerin yuvarlanma direnci katsayısı, hızınız artıkça artar. Ekonomi odaklı lastiklerimde 80 – 120 km/h hızları arasında 0,009 ile 0,011 arasında değişmektedir.  


Aynı ebatta olup, farklı hız sembollerine sahip lastiklerde bu direnç katsayısı farklılık gösterecektir.  Saate 80 km hızı temel alırsak, 91T sembollü lastik 0,009 katsayıya sahip iken, 91V tipi lastik 0,010 katsayısı, 91W tipi lastik 0,011 katsayısına sahiptir. Saate 80km/h hızı tutmak için seçtiğimiz bu üç lastik arasında 91T 9 beygir, 91V 9,5 beygir, 91W 10 beygir güç çalacaktır. Aracınıza doğru lastik seçimi önemlidir. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder