19 Ağustos 2015 Çarşamba

Bölüm 2 : Fiat Grande Punto 1.4L Dualogic İle Bozcaada Seyahati



 24 Nisan 1944, İngiltere'den kalkan 300 kadar b17 bombardıman ucağı, Munih kentini bombalamak üzere yol almakta. 23000 feete formasyondaki büyük b17 filolarını radarlarında gören Almanlar, Luftwaffenin sadık ve cesur pilotlarını göreve çağırır. Alarm sesleri avcı birliklerinin üstlerinde yankılanır. Yaşları 20 ile 25 değişen 300 kadar pilot kümeler halinde pistlerden havalanır. Almanyanın temel avcı ucağı Messerschmitt Bf109 ucakları 450 metrelik pisten 140 km hızla kalkışlarını yaparlar. 

Ah Messerchmitt benim en çok görmek istediğim ucak modeli. Üzerinde Db605 denilen dünyanın görmüş olduğu ilk ters sıralı V12 motoru. Ayrıca enjeksiyon kullanan ilk avcı ucağı. Pilotlar için düşünülmüş otomatik kontrol sistemi sayesinde minimum insan müdehalesi ile maksimum performans sergileyen bir canavar. Pilotlara tırmanırken önüne bakmaktan başka birşey istemeyen harika ucak. 

23000 feet yani 7 km yukarda ucan b17 ucaklarına karşı en hızlı şekilde tırmanışa gecip, önleme yapması gerekiyor. Db605 motorunun bu tırmanış sırasında zarar görmemesi, ısınmaması ve fazla yakıt tüketmemesi için ATA basınc sensörüne bağlı bir mekanik hesaplama ünitesi Pervane şanzımanına bilgi gönderiyor. 2600 devirde 1355 beygir güc üreten Db605 25 dakika boyunca sorunsuz dayanabilmektedir. 2800 devirde ise 1450 güç üreten motor bu kondisyonda en fazla 3 dakika dayanabilmektedir. Ama seyir için kullanılan 2100 devir 1100 beygir gücte ise herhangi bir sorun yaşamadan uçabilir. 

Kalkışını tam gücte yapan pilot 25 saniye kadar hızını artırır. 1450 beygir güc ile 2800 devir ceviren motor , 1,42 ata egzos basıncı yaratır. Mekanik bilgisayar bu basıncı ölçer. Maksimum pervane açısı ile kürek gibi olan palalar , havayı iterek yüksek çekiş gücü sağlar. Pilot  saate 280 km hıza vardığında burunu kaldırıp 4400 metre dakika ile tırmanmaya başlar. Motor gazını kesen pilot 2600 devire 1355 beygire düşer. 1.3 ata basınç üreten egzos manifolduna istinaden otomatik bir şekilde sürekli pervane acısı değişir. Uçak yükseldikçe azalan oksijen nedeniyle güc kaybetmeye başlar, devir düşme eyilimine girdikce, pervene acıları sistem tarafından azaltırlır. Maksat ucağın 2600 deviri korumasıdır. Manifolddaki basınç hiç düşmez , ama üretilen güc giderek azalır. 2600 devir ceviren motor ancak 1150 beygir güc üretebilirken, 640 km hızla ilerleyen ucak  bu irtifaya kadar motoru korumuş , hızı korumuş, pilotu yormamıştır, Tırmanış 7 dk sürmüştür. 



Ben şimdi neden bu kadar şey yazdım, sıra konuyu bağlamaya geldi. Otomobiller aynı bu Bf109 gibidir. Yeni nesil Otomatik şanzımanlı arabalar, egzos basıncını ölcen sensörler bulunmaktadır. Lambda sensörü denilen bir cihaz , Katalitik konvertör ile egzos manifoldu arasında bulunur. Arabanın beynine sürekli egzos gazındaki durumun bilgisini verir. Bf109 ucaklarındaki Ata basınç ölçer gibi çalışsada çok daha fazla bilgi iletir. 

Dualogic ile %10 luk yokuşu tırmanya başladım. %10 gaz veriyordum. Yavaş yavaş devir düşmeye başladı. Motor boğulduğu sesinden anlaşılıyordu. Bekleyip durumu gözlemledim. Araba boğulmaya başladığı 2nci saniyesinde, vites düşürdü. Motora hayat verdi. 1800 devire kadar düşmüşken tekrar 3200 devire çıktı.  Araba %10 gaz vermeme rağmen Motorun stabil olarak çalıştığı devre yükseldi. Araba bu devirde bu gaz oranıyla normalde ilerlemezdi. Yapay zekası ona en iyi  sağlıklı çözümü önermişti. Aynı gaz oranıyla 3000 devir cevirebiliyorken, Yapay zeka, yani arabanın ECU'su 200 devir artırmayı ön görmüş 3200 devirde ilerlemeyi uygun görmüştü. Araba bu devirde vites 4 de yine 80 km hız yapıyordu. 

Bozcaada'ya giriş

Gece 00:25 gibi adaya girişimizi yaptık. Merkezde bir disco vardı. Burda insanlar çoşuyor yola sacılıyordu. Arabamızla güc bela kimseyi ezmeden gecip gittik. Sanırım Polente Cafe adında bir yerdi. İçip içip kafayı bulmuş kadın erkek yopluluk , djyin çaldığı müzik eşliğinde kendinden geçmiş sokakda dans ediyorlardı.

Bu görüntüler ışığında aç karnımızın, yorgunluğumuz kendini farketirmeye başladı. Arabayla kendimize bir pansiyon arasakta, malesef bulamamıştık. Geceyi arabada gecirmeye karar verdik. Ama önce karnımızı doyurmamız gerekiyordu.  

Yokuş Kalkış Sorunu 

Dualogic Grande Puntoda Pansiyon arar iken ciddi bir eksikliğin farkına, vardık. Bozcada merkezi hic de düz bir yer değildi. Özelikle dar ve dik yollar bize zorluk çıkarttı. Arabada Hill holder yoktu. Dualogic araba ile yokuşta desteksiz kalkış yapmak oldukca tedirgin edici. Cünkü 1 saniyelik bir gecikme ile kavrıyan bir şanzıman vardır. 1 saniyede arabanız hatırı sayılır oranda geri kayıyordu. Arkanızda araba olmamasına dikkat edilmeli. Ben sonradan el freni ile senkronize şekilde yaparak durumu kurtarsamda, tam otomatik alışkan biri dualogic ile yokuşta sıkıntı yaşayacağı kesin. Size yaşadığım bir sıkıntıyı anlatayım. Araba ile Adaçayı otelde boş yeri olup olmadığını sormak için gittim. Bu Adaçayı hotel önündeki yokuş oldukça dik. Henuz arabanın yokuş sorunları ile karşılaşmamışım. Eco modunda giden araba aniden dik yokuşa gelince vitesi gec düşürünce tekleme yaptı. ileri atılmalar yaşandı. Nişanlım heyecanlandı. Aynı yokuş arabayı rampa yukarı park etmek istedim. Sola cekip el frenini çektim. Ayağımı frenden cekince araba geri kaymaya başladı. El frenine asıldım . Banamısın demedi araba geri geri kaymaya devam etti. Asıldım dibine kadar el frenine . Nişanlım "Araba geri kayıyo ama" diyerek heyecanını tutamadı. Gücümün son damlasına kadar el frenini cektim. Sonunda durdu, Arabadan indim. 3 4 saniye bekledim başında, içinde nişanlım iler geri kaçıp kaçmayacağına emin olduktan sonra pansiyona gidip boş oda sordum .

Bize korku ve panik yaratan yokuş. Kırmızı ücgen arabayı park ettiğim yer. 

Boş oda olmadığını öğrenip avucumu yalayarak arabaya geri döndüm. Araba çalıştırdım frene bastım. İki elimle dibine kadar cekilmiş el frenini bıraktım. Bu son derece dik yokuş, benim Dualogic için yeni test ortamımdı. Bu araba şimdi nasıl kalkıcaktı burdan. El frenini tek elimle tekrar cektim. ayağımı frenden aldım, yine el freni kaçırmaya başladı. Gaza bastım 1 saniyede yarım metre kayan araba debriyajın kavraması ile bir anda ileri atıldı. Tabi ileri atılcağını hissettiğim anda el frenini bıraktım . Motor devri düşünce debriyaj kavramayı bıraktı. Araba biraz ileri atılmıştı. tekrar kavrama yaptı. Hareket ediyorduk. Araba yeni acemi bir şöförün debriyajla bocalaması gibi iki defa hoplatmıştı bizi. Ama asla stop etmedi. Debriyaj ile motor arasında bir ilişki var. Ağır işleyen bir ilişki. İlk seferinde araba direk kavramıştı , ikinci kavraması daha yumuşaktı ama yinede hoplatmıştı bizi. Yarım debriyaj yapmıştı sanırım. 

Bu Fiat neden 1 saniyede kavrama yapan bir arabaya yokuş kalkış desteği koymaz. Bunun mantığı nedir. Millet balata eritsin servise girsin diyemi. Bu arabayı sırf bu yüzden bayanlara önermiyorum. Ekonomisine bişey dediğim yok ama resmen rezalet bir durum. Bu göz göre göre kazaya davet etmek bence. İstanbul trafiğinde dibinize giren arabaya yokuş durkalk yaparken tostlarsınız. 

Trafikte kullanımda şanzımanın en sıkıntılı yanı kavramanın geç olması. Işıklarda dur kalk yaparken, trafikte dur-kalk yaparken, hep gecikmeli kalkış yapıyorsunuz. Yokuşlarda kayıyorsunuz. Arada bir arkaya bakmanız gerekiyor. Adam dibinize girmiş ise el freni çekip kalkışınızı öyle yapmanız gerekiyor. 

Bozcaada turumuza bu tip aksiliklerle devam ediyoruz. Arabayı İda Cafenin önüne bırakıp, aç karnımızı doyuracak bir lokantaya gittik. Gecenin 01:00 olmasına rağmen her yer açık. Çorbamızı ve yemeğimizi yiyip Ayazma plajına doğru gidiyoruz.


Ayazma plajında geceliycez, Arabanın ön koltuğunu sonuna kadar yatırdım. Yolcu koltuğunu öne çektim. Nişanlım arka koltuğa uzandı. Mışıl mışıl uyudu. Ben ise ön koltukta cebelleştim. Uyuyamadım pek. Koltuğun kafalığı kötü bir açı ile konulduğundan, yatar pozisyonda tümsek oluşturuyor. buda boynuma baskı yaptığından rahat edemedim. Güç bela 4-5 saat uyudum. Deneme maksatlı, 2 koltuğu öne itip arka ayak boşluğuna yatmayı denedim. Çok güzel oldu ama boyumun uzunluğundan dolayı rahat edemedim. . 

Sabah sabahın altısı. Uyandım çıktım gün ışığında seyrettim etrafı Lg g2 telefonumla aşağıdaki reimleri cektim. Burası Bozcaada nın en kötü plajı Ayazma Plajı.








Keşke Şezloglarda yatıp uyusaydım. Şezlon işletmecileri öğlen 12:00 de geliyormuş. Şemsiye ve Şezlong için ücret 15 tl yi buluyor. Biz sabah 07:00 dan 09:30 a kadar denizin sefasını sürdük. Kimsecikler yoktu. Bozcaadanın en kötü plajı olmasının sebebi, internetten ve minibus seferleri  yüzünden halk tarafından istila ediliyor olması. Öğle saatlerinde 5000 kişi bu plaja akın ediyor. Biz ise sabahın ilk ışıklarında nişanlımla başbaşa harika zaman geçirdik. 

Depo doldurma vakti geldi. Bozcaada üzerinde Ayazma Plaj yolu üstünde Opet bayisinde yakıt dolumu gerçekleştridim. 

 Depoyu fulledim, 141,26 tl karşılığında 29.49 litre benzin aldım







Trip göstergem 472.3 km yol kat edildiğini göstermekteydi. Bu değerleri http://www.spritmonitor.de/ adresine girmdiğimde gerçek sonuç çıkmıştı.

http://www.spritmonitor.de/en/detail/711053.html?cdetail=1


2009 model Fiat Grande Punto 1.4L Dualogic 6,23 litre yakıt tüketimi sunmuştu 

Bölüm 3
http://uberjager.blogspot.com.tr/2015/09/bolum-3-fiat-grande-punto-14l-dualogic.html

3 yorum:

  1. Harika... Güzel bir deneyim yaşamışsınız, biraz geçte olsa paylaşayım istedim.

    YanıtlaSil
  2. Başkan forumda paylasmissin linki. Girdim ilk bölümü ve bunu okudum. Çok keyifli yazmışsın. Ben pokezoom

    YanıtlaSil